Fazla çıkan sesin ritmiyle birlikte dans ederken sadece daha iyi olmak istiyordu. Yeterince zayıf olan vücudu daha da süzülmüştü, yemek yemeye vakit ayıramıyordu. Yakın zamanda bu nedenden hastaneye tekrar gitmesi oldukça yüksekti. Şarkının ritmiyle keskin hareketlerine devam ederken nefes alamadığı için boğazının ağrıdığını hissetti ve sonunda pes edip yere oturmayı tercih etti. Çok hızlı nefes alıp veriyordu, neredeyse bayılacakmış gibi hissetti fakat tekrar böyle bir olayın yaşanmasını istemiyordu.
Aşk, gerçekten güçlü bir duygu hayatınızda sadece bir kaç kere yaşayabileceğiniz, yaşarsanız kaybetmek istemeyeceğiniz türden bir şey. Çünkü eğer kaybederseniz acınızla yaşamak zorundasınızdır. Bunun aksine Felix bu duygunun sahibini kazanamamıştı, belki de sadece kendisini ona bağlayarak bir amaç olarak görüyordu. Hayata tutunma sebebi buydu belki de. Canının ne kadar yandığını hissetmeyecek kadar aşıktı, en saf haliyle, en temiz.
Çünkü bu üç harften oluşan sikik kelime hayatınızı tam anlamıyla mahvedebilir veya mükemmel bir yere dönüştürebilir, eh tabi bu küçük bir ihtimal.
Felix düşüncelerinin arasında kaybolurken yanındaki su şişesine uzanıp acıyan boğazını rahatlattı. Yine düşünüyordu, tekrar ve tekrar
Minho, Minho, Minho, Minho, Minho, Minho, Minho, Minho, Minho, Minho, Minho, Minho.
Adına bile tapabilirdi, varlığı onun için bir armağandı. İçinde bulunan başka Felix ler de aynı durumdaydı, hepsi tamamen bir büyünün içindeydi, asla çıkmak istemeyecekleri, günahlarından sıyırdıkları yerdi.
Felix psikolojik durumunu önemsemeden seviyordu onu.
Onu severken ölüyordu, her saniye ona olan sevgisi bitiriyordu kendisini.
Daha iyisini yap! Minho seni asla sevmeyecek.
"Deniyorum, kapa çeneni"
