Bölüm 20*2

176 18 0
                                    

Mahzende kaldığım 2. Gün. Bugünkü acı daha fazla olacak. Daha dünkü acıya bile dayanamazken buna nasıl dayanacağım bilmiyorum. Dimitri ile konuşmuyoruz. Konuşamıyoruz. Zincirler yakıyor. Açlığım öyle bir hal aldı ki kendi kanımı emiyormuş gibi hissediyorum. Başım kan içmediğim ya da auradan beslenmediğim için zonkluyor. Başımda kavga eden filler var sanki. Dudaklarımı dişlerimin üzerine getirdim. Öldürme arzum istemsizce gün yüzüne çıkmıştı. Öldürmek. Bu tek kelime bile beni şahlandırmaya yeterdi. Zincirleri bir kez daha zorladım. Zorlamaktan soluk beyaz tenim kıpkırmızı olmuştu. Dimitri'ye baktım. Çaresizce yere çökmüştü. Kim bilir ne düşünüyordu. Uzağımdaydı. Zincirler ona gitmemi engelliyordu.
" Hey." dedim.
" Ne var?" Dedi sinirle.
" Ben iyiyim. Buna dayanabilirim. Ama sen böyle mi olacaksın?" Dedim hırsla.
" Dayanacağım. Senin için. " dedi. Bana döndü. Gözleri hafif kızarırken geri döndü.
" Rose. Hazırlan." Diyen Cristhan içeri girdi. Elinde kazıklar ve metal bıçaklar vardı. Korkuyla gözlerim açıldı.
" Cristhan. Beni öldürmeyeceksin. Değil mi?" Dedim. Histerik bir kahkaha attı.
" merak etme Rosie. Sana bir şey yaparsa onu kendi ellerimle öldürürüm." Dedi. Dimitri ona baktı. Mark geldi. Dimitri'ye baktı. Alayla sırıttı. Elindeki metal bıçaklar ile vücuduna cizikler attı. Metal'in sesi, cızırtısı. Dimitri dişlerini sıktı. Anlayabiliyordum. Canı yanıyordu.
" Sakin ol Rose." Dedi ve koluma kazık soktu. Acıyla inledim. Kolumdan kendi kanım akıyordu. Kazığı yavaşça çıkarttı. Ne kadar yavaş o kadar uzun acı demekti. Acı çekmem gerekiyordu. Dıslerimi birbirine kenetledim. Bağırmamam gerekiyordu. Boynumu kütlettim.
" Haydi." Dedim dişlerimin arasından. Mark Dimitri'nin bacağına bıçağı soktu. Dimitri acıyla bağırınca Cristhan bacağima kazığı soktu. Kemiklerim ezilircesine çektiğim acı ile kendimi bıraktım ve inledim. Haykırışlarımızı herkes duymalıydı sanki. Ulusa seslenircesine baģırıyorduk. Cristhan bana baktı. Soluk tenim daha da çok morarmıştı. Yaralar hafiften iyileşince Cristhan bana sarıldı.
" Sık dişini. Çok az kaldı." dedi ve çıktı. Mark bana hüzünlü bir bakış attı .
" Sen fedakarlığın alâsını yaptın. " dedi ve karanlık mahzenden çıktı. Sızlayan bedenimle yere çöktüm. Kendimi soğuk duvara yasladım. Gözlerim acının uyuşkluğu ve yorgunlukla kapandı. Kazıklar o bitki kadar acı verici değildi neyse ki. Bedenimden hafif akan kanı umursamadan başımı taşa koydum. Dimitri'nin zincirleri kırmaya çalışmasını umursamadan gözlerimi karanlığa yumdum.
Seleme. Bundan sonraki bölümler hem Dimitri hem de Rose'un anlatımından olacak. Okuyucu kaybetmek çok kötü bir şey. Umarım tekrar eski günlere döneriz. 50-60 vote günlerine. İyi ki varsınız yemincilerim.

KAN YEMİNİ(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin