9 MAYIS...
Odamın penceresine vuran güneş ışığı ile gözlerimi açtım. Cumartesi sabahları her zaman pozitif bir enerji ile kalkar, günümü fazlasıyla iyi değerlendirirdim. Ancak bu cumartesi sanki diğerlerinden farklı gibiydi, her sabah erken kalktığım yatağımdan bu sabah kalkmak istememiştim. Sanki günüm başlasın istemiyordum. Derin bir nefes alarak yatağımdan kalktım. Yatağımın hemen köşesinde duran panduflarımı ayağıma geçirip ayaklandım. O kadar uyuşuk hareket ediyordum ki size 2 cümle ile anlattığım bu eylemi 10 dakikada yapmıştım. Tamam biraz abartmış olabilirim ama uyuşuk hareket etmiştim. Kaloriferimin üzerinde duran telefonumu alıp saate baktım, 11.00 olmuştu. Gözlerimi sudan çıkmış balık edasıyla açtım. Cidden bu saate kadar uyumuş muydum? Saatin ardından gözlerim tarihe kaydı. Bugün 9 Mayıs'tı, annem ve babamın evlendikleri gündü yani. Hızlıca dolabımdan çıkarttığım kıyafetlerimi üzerime geçirip annemlerin yanına indim. Annem salonda oturmuş, televizyon izliyordu. Babam ise bahçemizdeki yeni diktiği ağaçları suluyordu. Merdivenlerden inerken çıkarttığım ses ile annemin kafası bana döndü. ''Daha uyursun sanıyorduk, fazla yorulmuş olmalısın'' dedi yüzünde tatlı bir tebessümle. Başımı onaylar bir ifade ile salladım. ''Bende bu kadar uyumama şaşırmış durumdayım, normalde sabahın köründe kalkarım biliyorsun.'' ''Biliyorum biliyorum'' dedi gülümseyerek, ''bizde senin uyanmanı bekliyorduk. Biliyorsun bugün 9 Mayıs. Baban beni bir yere götüreceğinden bahsetti, Arya uyansın çıkalım dedi. Heyecandan delirmek üzereyim uyanmanı dört gözle bekledim hatta.'' ''Ne güzel, nereye götürecekmiş peki söyledi mi?'' adım gibi emindim ki söylememiştir. Çünkü babam ne zaman anneme sürpriz yapacak olsa 'söyleyecek olsam sürprizim var demezdim, sürprizler söylenmez.' der. Ve evet tahminlerim doğru çıktı ki annem; ''Hayır, babanı biliyorsun bir sürpriz yapacağında Acun'un kazananı açıklayana kadar geçtiği yollardan geçer ve beni meraktan delirtir.'' dedi. Benzetmesine güldüm. Haklıydı ve cidden annem meraklanmış duruyordu. Kızarmış sıcacık yanaklarına bir o kadar sıcak öpücük kondurdum. ''Benim güzel kızım uyanmış mı sonunda'' diyen babamın sesi annem ile tatlı bakışmamızın sonu oldu. ''Bakıyorum da beni baya özlemişsiniz, bir gün geç uyandım prensesmişim gibi davranılıyorum'' dedim gülümseyerek. Babam yanıma yaklaştı ve saçlarımı kulağımın arkasına koyup yanağımdan öptü. ''Rüzgar lütfen artık gidebilir miyiz? yoksa ben o sürprizi göremeden kalpten gideceğim.'' ''Hey hey hey! ne kalpten gitmesi, daha çok uzun yaşamamız gerek güzelim'' dedi babam anneme göz kırparak. Annemse babamın elinden tutup onu dış kapıya doğru götürdü. ''Arya, bebeğim salondaki masanın üzerinde para var, buzdolabında da sarma. Geç geliriz büyük ihtimalle. Sana evde iyi eğlenceler'' dedi ve evden çıktı. Kapının ardından bakıp gülümsedim. Annem ve babam benim hayatımdaki en değerli kişilerdi. Birbirleri ile olan ilişkilerine hayrandım. Günler geçtikçe birbirlerine olan aşkları daha da artıyordu. Hayatımda hiç aşık olmadım ve aşktan nefret ediyorum ancak onların aşkları öyle güzeldi ki insanın bu duyguyu yaşamak isteyesi geliyordu. Önümde uzun ve sessiz onlarca saat vardı. Cidden bugün fazlasıyla negatiftim. Sabah odama ışıkları vuran güneş bir anda yağmur bulutlarının arkasına saklanmıştı. Yağmur yağacaktı belli ki. Toplamayı unuttuğum daha doğrusu üşendiğim yatağımı toplamak için odama çıktım. 10 SAAT SONRA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Külleri
Teen Fiction17 Yaşında anne ve babasını bir trafik kazasında kaybeden Arya PALA İzmir'de yaşayan teyzesinin yanında kalmaya başlar. Orada başladığı yeni okulunda çıkan yangında yanında bulunan iki genç sayesinde hayatta kalmayı başarır. Yangında Arya ile tanış...