2 - tanıdık ama değil.

1.2K 190 167
                                    

"NASIL

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"NASIL..."

Sirius etrafına aklını kaçırmış gibi bakınıyordu. Lavabolara, tuvalet kabinlerine, düştüğü yerin mermerlerine, duvarlara...

"Nasıl..."

Bir yanıt arıyordu zihni, mantıklı bir açıklama. Hogwarts'ta olması mümkün değildi.

Yoksa mümkün müydü? Belki de Esrar Dairesi'ndeki o tül cisimlenmeye yardımcı sihirli bir nesneydi. Tek mantıklı açıklama bu olabilirdi.

Sirius düştüğü yerden avuç içinden destek alarak kalktı. Hala etrafa tuhaf bir şekilde bakıyordu, olan biteni algılamaya çalışıyordu.

Başı ağrıyor, gözleri batıyordu. Günlerdir uykusuzdu ve bu uykusuzluk onda enerji kaybına sebep olmuştu.

Tuvaletin kapısını açıp çıktığında içeride Mızmız Mrytle ile karşılaşmamasına şaşmıştı, o genelde ikinci kattaki tuvalette olmayı severdi ancak orada değildi.

Koridorda ilerlerken yürüyen öğrencilere baktı Sirius. Cübbeleri farklı gözüküyordu, Harry'nin üzerinde gördüklerinden daha farklı olduğuna yemin edebilirdi.

Dumbledore'un ofisine gidip onun dönmesini beklemeye karar vermişti Sirius. Remus ve Harry'nin onun ortadan kayboluşuyla ne kadar korkmuş olabileceklerini düşününce umarım kötü bir şey yapmamışlardır diye düşündü.

Başına gelen o tuhaf olayı hala açıklayamıyordu ve Bellatrix'e karşı bu denli dikkatsiz davrandığı için kendine sövüyordu ancak Dumbledore'un her şeye bir cevabı olduğundan emindi.

O adamın her şeye ve herkese bir cevabı kesinlikle vardı.

Dumbledore'un odasına yürürken hala yolu unutmamış olmasını hayretle karşıladı, yıllardır yürümediği bu yolları hiç teklemeden yürüyebiliyordu yine.

Etrafa tedirginlikle bakındı, Azkaban kaçağı bir seri katil olarak biliyordu herkes onu, şimdi Hogwarts koridorlarında biri onu tanır ve ortalığı ayağa kaldırırsa büyük sıkıntı çıkardı.

Acaba Patiayak olup mu çıksaydı dışarı? Öylesi daha güvenli olurdu ancak Sirius hala Hogwarts'ta olmanın şokunu yaşadığından bunu akıl edememişti.

Yüksek bir erkek kahkahası duyduğunda dikkati zihnindeki düşüncelerden o yöne kaydı Sirius'un. Ses kulağına oldukça tanıdık gelmişti.

Gri gözleri etrafı tararken kahkaha tekrar yükseldi ve Sirius sesin kaynağını nihayet buldu.

Gördüğü manzara gözlerinin kocaman açılmasına sebep olmuştu. Ayakları adım atmayı kesmiş, nefesleri boğazına dizilmişti Sirius'un.

Uzun boylu bir çocuk kendisinden daha uzun boylu bir başka çocuğun omzuna kolunu atmıştı ve neşeyle gülüyordu.

YANSIMA「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin