Pişmanlıklar

123 16 1
                                    

Ada'ya zaten daha önce olanları anlatmıştım. O da bana hak veriyordu. Beni teselli etmek için "Kızım bırak ya o zaten herkese yavşıyor." demişti ama öyle değildi işte. O bana yalan atmıştı, beni kandırmıştı. Bana "Biz Ayberk'le çıkıyoruz." demişti ve ben de sazan gibi inanmıştım. Ama yalanmış beni kıskandırmak için söylemiş tüm bunları.

Sonunda eve vardığımda kendimi direk yatağa attım. Ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Off yaa her şey bu kadar kötü olmak zorunda mıydı? İlk Ayberk meselesi sonra annemle babamın ayrılması sonra bizim annemle kavga etmemiz ve benim babamın yanına gelmem. Bir şey de yolunda gitsin ya. Bir şey de benim açımdan düzgün olsun. Ama olmaz, zaten hayatın bana garezi var. Hiç bir şey istediğim gibi değil ki.

Ağlarken birden telefonumun titremesiyle olduğum yerde zıpladım. Telefonu kaptığım gibi gelen mesaja baktım. Mesaj atan kişi babamdı. Eve geç geleceğini ve yemeğimi dışarıdan sipariş etmemi söylemişti. Moralim bozuk olduğu için canım hiç bir şey istemedi ve yemek yemedim.

Hıçkırıklarım kendini iç çekişlerine döndürdüğünde kendimi uykunun kollarına bıraktım.

*******

O günden sonra bir hafta boyunca babamla kalmıştım. Annem bu süre içinde beni 50-60 kez aramıştı ama açmamıştım. Ben evde yokken eve de gelmişti. Babamla konuşup gitmişti. Beni yine bu sabah babam uyandırmıştı. Seviyordum babamın beni uyandırmasını. Ben hazırlanırken o da kahvaltıyı hazırlamıştı.

Beraber kahvaltı ettikten sonra babam beni okula bırakmak için evden çıkarken kapıda annemle karşılaştık. 

"Kızım lütfen evine dön."

"Burası da onun evi Yeşim."

"Kızım lütfen bak ben seni çok özledim, çok pişmanım. "

Annem ne kadar beni eve döndürmek istese de ona cevap vermedim. Bırakın cevap vermeyi yüzüne bile bakmadım. Pişman olması falan umrumda değildi. Bana bir kere o tokadı atmayacaktı.

Babamla beraber arabaya binip okula doğru yol aldık.

Okuldan içeri girdiğimde Ada'yı ve bizim sınıftan bir kaç kişiyi heyecanlı heyecanlı panonun önünde konuşurlarken gördüm. Merak edip ben de yanlarına gittim.

"Ada noluyor herkes üşüşmüş buraya? "

" Kanka inanabilyor musun balo varmış, okul düzenliyormuş!"

"Kızım oha! Ciddi misin?"

"Azra evet, gerçekten."

"Hadi o zaman, ne duruyoruz? Koş bilet kalmayacak!"

Ada'yla gidip hemen biletlerimizi aldık.

Okul bu olay hariç çok sıradandı. Bugün Ayberk ' i de hiç görememiştim zaten. Acaba balodan haberi var mıydı?

Okulun son teneffüs zili çaldığında kendimi çok bitkin hissediyorum. Zaten başım da ağrıyordu. Yavaş yavaş merdivenlerden inip servisime doğru yürüdüm. Servise bindiğimde kulaklarımı takıp müzik dinlemeye başladım. Sonunda servis bizim evin önüne geldiğinde yine yavaş yavaş eve doğru yürüdüm. Eve vardığımda mutfaktan hemen ağrı kesici içip kendimi yatağa bıraktım.

Daha 10 dakika geçmemişken telefonumun sesiyle gözlerimi araladım. Bu da kimdi şimdi ya? Telefonuma doğru uzandım. Arayan Ada'ydı. Telefonu merak içinde açtım.

"Efendim Ada, bir şey mi oldu?"

"Yok bir şey canım , merak etme şey diyecektim eğer işin yoksa alışverişe çıkalım mı?"

"Ya aslında güzel olurdu benim de giyecek bir şeyim kalmamıştı ama babamın haberi yok."

"Ya sor babana işte. "

"Tamam ben sana 10 dakika içinde dönücem canım."

Telefonu kapatıp babamı aradım. Birkaç çalıştan sonra açtı.

"Babacığım nasılsın? "

"İyiyim kızım, hayırdır bir şey mi oldu?"

"Yok babacığım şey diyecektim Ada aradı beraber alışverişe çıkalım dedi benim de biliyosun pek eşyam yok burada, gidebilir miyim? "

"Kızım tabi gidebilirsin de paran var mı? "

"Var babacığım sağol öptüm, görüşürüz. "

Babamla konuştuktan sonra Ada'yı arayıp geleceğimi söyledikten sonra alışveriş için hazırlanmaya başladım.

Yarım saat içinde hazırlanıp Ada'yla buluşacağımız kafeye doğru ilerledim. Hava çok soğuk olmadığı için altıma siyah kot , üzerime ise açık renk uzun kollu bir t-shirt onun üzerine lacivert deri ceketimi giymiştim.

Buluşacağımız kafe eve yakın olduğu için yürümeyi tercih ettim. Kafede içeri girer girmez Ada'yı görmüştüm. Yanındaki boş sandalyeyi çekip oturdum.

Beraber bir kahve ve bir dilim pasta yedikten sonra beraber alışveriş merkezine ulaşır ulaşmaz Ada kolumu tutup o mağazadan bu mağazaya beni sürüklemeye başladı. Her girdiğimiz mağazadan ellerimiz dolu çıkıyorduk. En sonunda acıktığımızı anlayıp bir lokantaya girdik.

Karnımızı iyice doyurduktan sonra Ada'yla ayrılıp eve geldim. Aldıklarımı yerleştirdikten sonra babama ve kendime yemek hazırlamak için mutfağa indim.

İlk baş hazır çorba hazırlarken bir yandan da fırında patates ve tavuğu hazırladım. Tavuk ve patatesi fırına verdikten sonra salatayı yaptım. Fırındakiler pişene kadar ben de masayı hazırladım. Fırındakileri de masaya koyduktan sonra babamı beklemeye başladım.

Babam geldikten sonra beraber yemek yeyip, babamın dizinde huzur dolu bir uykuya daldım.

İLK SEVDAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin