『Belli etmesem bile seviyorum seni』

292 37 7
                                    

|Seungmin|

"Hyunjin tamam dur artık..."

Oturduğundan beri beni rahat bırakmayan, boynumu öpmeye devam eden sevgilimi durdurmaya çalışıyordum bir süredir. Bir yandan onunla uğraşırken diğer yandan biraz ilerimizde yere oturmuş, direkle dertli dertli konuşan arkadaşıma bakıyordum arada bir.

İkisinin zaten normal halleri tuhaftı, sarhoş halleri daha da tuhaf olmaya başlamıştı.

"Seungmin."

Hyunjin'in boğuk bir şekilde ismimi söylemesi ile beraber tekrar bakışlarım onu bulmuştu. Gözlerindeki duyguyu çözememiştim o an, her duyguyu yaşıyormuş gibi bakıyordu bana.

Bakışları anlamlı olduğu gibi bir o kadar da duygu doluydu, çok güzel bakıyordu.

"Senden bir saniye bile ayrılmak istemiyorum." demişti, belimdeki kollarını biraz daha sıkılaştırmış ve aynı şekilde konuşmaya devam etmişti. "Bir an bile yanımdan ayrılma istiyorum. Hep birlikte olalım, beraber olalım... Bunlar, normal mi?"

Hissettiklerini dışa vurmasıyla gülümsemeye başlamıştım. Sessiz kalıp ona bakmaya devam ettiğim sırada o da bir eliyle belimi okşamaya başlamıştı. Bu hareketi ise hafif bir şekilde titrememe sebep olmuştu.

"Mükemmelliğin beni sarhoş ediyor, sesin huzura ermemi sağlıyor... En önemlisi de, gülümsemen her zaman kalbimi hızlandırıyor. Sana sahip olduğum için çok şanslıyım Seungmin ama yine de bencillik yapıyorum bazen."

"Hyunjin-"

"Sana sevgimi gösteremiyor gibi hissediyorum." demişti aniden. Gözleri hafif bir şekilde dolmaya başlamıştı. "Bunları sarhoşken söylememem gerek aslında ama bazı zamanlar sana sevgimi gösteremiyor gibi hissediyorum. Benden uzaklaşmanı istemiyorum Seungmin, sen benim her şeyimsin ve ben seni kaybetmekten korkuyorum."

Gözlerindeki yaşların düşmesi ve sesinin titremesi ile beraber kalbimin sıkıştığını hissetmiştim o an. O ise derin bir şekilde nefes alıp vererek ağlama isteğini geri bastırıyordu.

"Bunu benim söylemem gerekiyordu." demiştim ona bakarak. Kucağından kalkıp ona dönük bir şekilde tekrar oturmuş, ellerimi yanaklarına koyarak gözyaşlarını silmeye başlamıştım. "Ben de seni kaybetmekten korkuyorum, Hyunjin."

"Bana mükemmel olduğumu söylüyorsun ama değilim. Her insan gibi benim de kusurlarım var. Aramızda bir kişi mükemmel olacaksa bu sen olmalısın, ben değil. Her şeyde yeteneklisin; dansta kendini geliştiriyorsun, resimlerin çok güzel... Hyunjin, sen başlı başına bir şahesersin ve ben seni her gün kaybetmekten korkuyorum."

Dikkatli bir şekilde beni dinlerken ağlaması durmuş, yüzündeki o minik tebessümle bakıyordu bana. Ben ise derin bir şekilde nefes almış, uzun zamandır içimde tuttuklarımı anlatmaya devam etmiştim.

"Gülüşün, sesin, her şeyin benim yaşam kaynağım Hyunjin." demiştim sesimin titremesine engel olamayarak. Gözlerim yanmaya başladığında ise başımı omzuna koymuştum. "Sen nasıl beni yakınında tutmak istiyorsan ben de aynısını istiyorum, seni herkesten kıskansam bile bunu belli edemiyorum. Seni bunaltıp kendimden soğutmak istemiyorum."

"Seni sevsem bile bunu sana gösteremiyorum diye her gece kendimle kavga ediyorum Hyunjin. Sen sevgini çok güzel belli ederken ben... Ben onu sana gösteremiyorum bile."

Başımı kaldırıp ona baktığım zaman iki eliyle ellerimi tutmuş, omuzlarına koymuştu. Ellerim omuzlarındaki yerini aldığında bu sefer ellerini yanaklarıma koymuş, akmaya başlamış olan gözyaşlarımı silmişti narin bir şekilde.

Bir süre ikimiz de durmuş ve birbirimize bakmıştık. Ardından alınlarımızı birleştirmiş, dudaklarını dudaklarıma sürtmeye başlamıştı.

Beni öptüğü zaman midemin kasıldığını hissetmiştim. Elleri tekrar belimi bulduğunda kendimi o an daha çok huzurlu hissetmeye başlamıştım. Ben ona karşılık verirken kollarını daha çok sıkmış, geri çekilip bana bakmıştı.

"Bebeğim." demişti yumuşak bir şekilde. Alnı hala alnıma yaslıydı. "Sen sevgini gösteremesen bile, seni hissediyorum."

Dedikleri gülümsememe sebep olurken tekrar öpmüştüm onu. Hiç beklemeden karşılık verdiğinde üzerimize dökülen suyla irkilmiştik ikimiz de.

Hyunjin, bir elini saçlarıma koymuş ve nazikçe başımı omzuna koymuştu. Beni kolları arasında tutmaya devam ederken kardeşimin sesini duymuştum.

"Seni fritözde kızartmamam için bir neden söyle bana, Hwang adamı."

"Kardeşine dünyalar kadar aşığım."

"Yok yemiyor onu." demişti Chan hyung, görebildiğim kadarıyla o da kendi kardeşini almıştı kucağına. "Denendi onaylandı, başka bir bahane bul Hyunjin."

"Kardeşine evlenme teklifi ettim, Lee adamı."

"Ne?"

-------

Hoaydaaaa
Neyse Hyunmin damarım coşmuştu şunu atıp kaçayım uwu

What is this •Stray KidsWhere stories live. Discover now