𝙏𝙊𝙄𝙇𝙀𝙏 ▸ kim taehyung (ÇEVİRİ)

eight

TAEHYUNG'UN EVİ
                                            
                                            
                                            
                                            

taehyung'un canı çok sıkılmıştı. yatağa uzandığında tavanla bakışmaya başladı. bugün okul yoktu ve taehyung ile bangtan, dışarı çıkıp partileyeceklerine söz vermişlerdi, ama bu kez değildi. oğlanların hepsi bighit denen bir şirketin seçmelerine katılmıştı.

taehyung yatağının altına baktı ve sıkılmış yeontan'ı gördü.

"tannie, haydi parka gidelim." böylece, dışarı çıktılar.

                                            
                                            
                                            
                                            
                                            
• • •
                                            
                                            
                                            
                                            

parka geldiklerinde yeontan, yanından herhangi biri geçtiği her seferinde havlıyordu. "şşh, sakin ol tannie."

taehyung ışıldayan güneşin altında bir yere oturduktan kısa bir süre sonra üzerine yabancı bir gölge düşüverdi. hanseol'du.

"vay. seni burada görmek ne tesadüf."

"hanseol!? burada n'apıyorsun!?" taehyung ayağa o kadar hızlı fırladı ki, elindeki su şişesi yeri boyladı.

"ben... ben yürüyüş yapmaya geldim." diye yalan söyledi hanseol. buraya neden geldiğini sadece kendisi biliyordu.

köpeği pan bu parkı çok severdi ve ikisi burada birlikte yürüyüşe çıkarlardı.

"ben de. tannie ile geldim—" yeontan'ı gördüğünde, hanseol'un gözleri ışıldadı. taehyung'u kenara iteleyip minik yavru köpeği kolları arasına aldı.

"köpeğin çok tatlı!" dedi. "senden çok çok daha tatlı!"

taehyung burnunu kırıştırıp kollarını göğsünde kavuşturdu. "hiç kimse benden daha tatlı değildir." ikisine bakarken dudaklarını büzmüştü.

aniden zihnine bir düşünce doldu

"şey, hanseol. geçen sefer benim evimdeyken... sana yeontan'ı tuvalete düşürdüğümü söylediğimde neden bana çok sinirlenmiştin?"

hanseol konuşmadan önce birkaç saniye boyunca sessiz kaldı. "köpeğim pan öldü. biri ona çarpıp kaçmıştı." kucağındaki köpeği yere indirdiğinde, yeontan minik bacaklarıyla koştu.

"aman tanrım. çok üzgünüm."

"bir gün pan'ı öldüren kişiyi bulacağım."

"bunu kimin yaptığına dair bir fikrin ya da tahminin var mı peki?"

"bizim okula giden zengin biri. köpeğime çarpan araba bir mercedes-benz'di ve plakasında anoh yazıyordu."

"aman tanrım! bizim okula gelmenin sebebi buydu demek!? katili bulmak için buradasın!" taehyung şok olmuş bir şekilde nefes aldı. "vay canına! gizli ajan gibisin!"

yeontan uzaktan onlara doğru koşmaya başladı. taehyung'un dediğine katılıyormuş gibi havlıyordu. hanseol yeniden yeontan'ı kucağına aldı.

"hâlâ bu tatlı şeyi tuvalete düşürdüğüne inanamıyorum."

hanseol yavruyu kolları arasında sevgiyle tutarken dudaklarını büzmüştü. taehyung yeontan'ı okşamak için hanseol'a doğru yaklaştı. hanseol'un kollarına dokunan ince omuzları, kızın yüzünde kırmızı tonlarında bir kıvılcımın uçuşmasına neden olmuştu.

"yeontan o olaydan sonra bile beni hâlâ seviyor. ve bu, arkadaşlığımızın kaya gibi sert olduğunun kanıtı işte." taehyung elini yumruk yapıp göğsüne koydu, çok sadıkmış gibi rol yapıyordu. yeontan havladı; seni yalancı seni.

"kaya gibi sert? hadi oradan—"

"başka neyin kaya gibi sert olduğunu bilmek ister misin?" taehyung'un yüzünde geniş bir sırıtış büyüdü ve yeontan da onu anlamış gibi havladı.

"IYY SENİ SAPIK!"

                                            
                                            
                                            
                                            
"pan yalnız başına acı çekmeyecek."