Gözlerimi açtığımda etrafı süzdüm tanımadığım bir odadaydım.
En son hatırladıklarımla aniden yataktan çıkıp kapıyı yumrukladım.
Ar: Sejun çıkar beni burdan! Yalvarırım! Söz veriyorum kimseye anlatmıycam! Bana zarar verme! Aç kapıyı!
Kapının aniden açılıp Taehyung'un bana sarılmasıyla sakinleşmiştim.
Th: Sejun'da kim Amaris?
Ar: Anlatıcam her şeyi sana anlatıcam Taehyung.
Beni kucağına alıp anlımdan öperek salona çıkardı. Şöminenin kenarındaki mindere oturarak benide kucağına çekti.
Th: Biraz sakinleş öyle anlat güzelim.
Saçlarımı okşamaya başladı.
...
Ar: Orada gördüğümde sanırım Sejun'du.
Bütün olan biteni anlatmıştım.
Taehyung'un sinirlendiğini kasılan vücudundan anlayabiliyordum.
Ar: Onu görünce sanki içimde şeytan varmışcasına öldürmek istedim.
Taehyung tekrar saçlarımı öptü.
Th: Sakin ol güzelim. Bu işi bana bırak
Ona bırakamazdım. Benim yüzümden onu tehlikeye atamazdım. Gerekirse ikimizide öldürür intikamımı alırdım.
Ayrıca şu menajeri de iyi gözlemlemem gerekiyordu. Bi tuhaflık seziyordum.
Ar: Taehyung?
Th: Efendim Amaris
Kafamı kaldırıp ona dönerek yüzüne baktım.
Ar: Şu geçen gün göl evine gelen menajer.
Th: Nolmuş ona
Ar: Ne zamandan beri sizle çalışıyor?
Biraz düşünür gibi uzaklara baktı
Th: Hatırlamıyorum ama uzun zamandır bizimle.
Kesinlikle garip.
Jungkook'la Jimin'de aynı şeyi söylemişti. Ne zaman girdiğini bilmiyorlar ama onu çok iyi tanıyorlar.
Ya da tanıdıklarını zannediyorlar.Ar: Nerede yaşıyor biliyor musun?
Th: Hayır Amaris. Adamın özel hayatını nerden bileyim. Sen niye bu kadar merak ediyorsun?
Omuz silktim.
Ar: Sadece merak ettim.
Ar: Ayrıca burası neresi?
Th: Burası benim kendi evim. Arada kafa dinlemek için geliyorum. Buraya ilk getirdiğim kişi de sensin.
Ar: Haneul?
İstemsizce ağzımdan çıkan isme lanet etmiştim.
Taehyung'un yüzü düşerek beni kucağından indirip kalktı.
Th: Hayır Amaris. Sadece sen geldin.
Mutfağa giderken pıt pıt onu takip ettim.
Ar: Bana kızdın değil mi? Onu hatırlattığım için.
Arkasını dönüp gülümsedi beni yine kucaklayıp bu kez tezgahın üstüne oturttu.
Th: Hayır. Minik fare acıkmıştır diye ona yemek hazırlıycam.
Kıkırdayıp ayaklarımı salladım.
Ar: Taehyung sen yemek yapmayı bilmiyorsun ki ama
İşaret parmağıyla burnumun ucuna vurarak konuştu.
Th: Sen uyurken yemek söylemiştim onu ısıtıcam
...
Gün boyu bol bol sohbet edip konuşmuştuk. Bu durumdan ne o şikayetçiydi ne de ben.
Ar: Ne zaman yurda döneceğiz.
Dudaklarını sarkıttı.
Th: Benden sıkıldın mı yoksa?
Şöminenin başında sadece ben ve o. Nasıl sıkılabilirdim ki?
Ağzımı açıp tam konuşacakken yumuşak dudaklarını dudaklarıma kapadı.
Aniden olan bu olaya karşı geri çekilecekken. Altımdaki yastığın kaymasıyla yere yapışmıştım. Tabi Taehyung da üstüme.
Kafamı ovuştururken hala üstümden kalkmamış ve gülen Taehyung'a baktım.
Th: Çok tatlısın.
Ar: Beni neden öptün?
Parmağıyla alnıma dokundu.
Th: Buradakileri çok önceden duymaya başladım.
Kaşlarımı çattım.
Nasıl yani benim aklımı Taehyung'da mı okuyabiliyordu?
Th: Başka birisi de mi okuyabiliyor yoksa?
Kafamı salladım.
Ar: Jimin'de okuyabiliyor.
Kaşlarını çatma sırası Taehyung'daydı.
Th: Ben sana aşık olduğum için okuyabiliyorum Jimin nasıl okuyor?
Ar: Sen bana mı aşıksın?
Taehyung seksi haline bürünerek yüzünü iyice yüzüme yaklaştırdı.
Th: Seni seviyorum Amaris.
Ne ara?
Ne zaman?
Nasıl?
Neden?
Ki-Dudakları yine sözümü kesmişti.
Dudaklarını çekip konuştu.
Th: Çok fazla düşünüyorsun minik fare.
Ve tekrar kapandı.
Bu kez tutkuyla öpüyordu. Ona ayak uydurmak için dudaklarımı araladığımda bu işin sonu hiç de iyi bitmeyecekti.
Birbiriyle dans eden dillerimiz sessiz ortamda garip ses çıkartırken. Taehyung'un tişörtünü çıkartmasıyla ortam iyice ateşlenmişti.
Eli arkamda ki fermuara gittiğinde irkilsemde ona fark ettirmemek adına biraz ona doğru gittim. Böylelikle üstümdeki beyaz elbise de yeri boylamıştı.
Karşısında neredeyse çıplak olmak beni utandırsa da aklımda ki düşünceler buna engel oluyordu.
Kendi pantolonunu da çıkartıp tekrar üstüme yerleştiğinde bu kez dudakları boynumu bulmuştu.
Öptüğü her yer sanki yanarcasına alev alıyordu.
Sütyeni de çıkarıp başka bir köşeye fırlattığında aklıma dolan pişmanlık kelimesi beni büyük bir ikileme sokuyordu.
Bunu Taehyung da hissetmiş olacak ki alnımdan öptü.
Th: Sana istemediğin bir şey yapmam güzelim.
Gözlerine baktım. O sevgiyi iliklerime kadar hissediyordum. Pişman olacaksam bile bu güzel bir pişmanlıktı.
Cevabımı onun dudaklarına uzanarak verdim.
Mutluydum bu mutluluğun bozulacağını bile bile ladese giriyordum.
Demek ki aşk böyle bir şeymiş..
Yeni yılınız şimdiden kutlu olsun dostlarım. Bu kitabın finali yakındır kendinizi bir sonraki kitaplarıma hazırlasanız iyi edersiniz. Sizi kocaman
öpüyorum...❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOONLİGHT /KTH/
Fantasy[Moon Child] Kanlı ay tutulmasında öldürülen kızın ruhu Ay'ın çocuğu olarak tekrar bedenine kavuşur. Tek değişen saçları ve gözleri olmaksızın tüm benliği de değişir. Tekrar Dünya'ya gönderildiğinde ise gözünü Bangtan yurdunda açar. ~Amaris Başlama...