Çalan zille sıradan kalkıp uyuyan arkadaşlarıma bulaşmama kararı verip kantine inmiştim. En sevdiğim çikolatayı almak icin sıraya girmiştim -kesinlikle kaynak yapmadım sacmalamayın- sevdiğim çikolatayı almış bahçede olan boş banklardan birine oturmuştum.
Aldığım çikolatanın ambalajını açıp keyifle yiyeceğim sırada yanıma oturan tanıdık yüzle yerimden sıçramıştım.
Bu şey degil miydi ya şey otobüsteki çocuk..?
"selam." diyen sarı saçlı çocuğa andaval gibi bakmayı kesip ben de, "selam." demiştim.
Sarı saçlı çocuk heycanla bana elini uzatıp, "otobüste tanışamadık ama ben Jimin." dediğinde artık sarı saçlı çocuk dememe gerek kalmamıştı.
"bende Jungkook." demiştim ve havada duran elini sıkmıştım. Jimin tatlı gülümsemesi ile, "memnun oldum Jungkook." demişti. Kafamı sallayıp "bende memnun oldum Jimin." demiştim ve, "bu arada saçın yine cok güzel olmuş." demiştim.
Jimin hala tuttuğu elimi bırakıp elini şekilli saçlarına götürmüştü. Bu çocuk çok tatlıydı yahu.
Jimin biraz daha kendim hakkında soru sormuş ben ise onu cevaplamıştım ve sıra Jimin'in kendisini tanıtmasına geldiğinde benim soru sormama bile gerek kalamamıştı çünkü kendisi hakkında her şeyi takır takır anlatmaya başlamıştı, aynı zamanda kullandığı el hareketleri ile çok sevimliydi.
En azından benim iki dallamadan kat be kat daha iyiydi.
Yahu bu çocuk icin ne kadar tatlı ve sevimli lafını kullanmıştım öyle.
Jimin hyung hakkında bir şeyler söylerken kafasını sağa çevirmişti. Yarım bıraktığı cümlesi yüzünden Jimin'e baktığımda, Jimin, "Bay Kim neden buraya garip garip bakıyor?" demişti.
Bay Kim'i duyunca depar atan kalbimi yok sayamaya çalışarak, kafamı sağa doğru çevirmiş ve gözlerinin içinde parıldayan sinir ve hırsı görmüştüm. Bize bakıyordu.. hayır hayır daha cok bana bakıyordu.
Yine ne yapmıştım da bu şekilde bakıyordu acaba? hayır yani spor salonunda yemekte yetmemiştim. Yine ayarları bozulmuştu işte.
Umursamaz bir tavır takınıp gözlerin içine baka baka göz devirip kafamı tekrar birşeyler anlatan Jimin'e çevirmiştim.
Zil çalsa bile derse girmeyip konuşmaya devam etmiştik. Tabi Taehyung'un keskin bakışlarına da maruz kalmıştık.
*
Girmediğim ders yüzünden Namjoon'dan azar işitiyorken, bizi umursamayan Yoongi'ye bakıp kulağına yaklaştım.
"Yoongi hyung lütfen beni Namjoon'dan kurtar." demiştim şirin şirin. Yoongi ise beni umursamayıp, "cezanı çekmelisin Jungkook." dediğinde oflayıp geri yerime yaşlanmıştım ama daha sonra aklıma gelen şeyle tekrar Yoongi'nin kulağına eğilmiştim. Eh bu sefer kesin elimdesin Min.
"Yoongi hyung eger beni Namjoon'dan kurtarırsan geçen salonda gördüğün ve okulun her köşesinde aradığın çocuğun adını soylerim sana." demiştim. küçük gözleri kacaman -artık ne kadar büyürse- olmuştu. Namjoon hala bir şeyler zırvalamaya devem ederken Yoongi birkaç saniye gözlerini kapatıp tekrar açmıştı. Ardından ise ,"Namjoon ben aşık oldum." demişti.
Namjoon ilk bir beyaz olmuş ardından kırmızı, en sonuda ise mosmor kesilmişti. Hızla iki elini ağzına götürmüş ve büyük adımlarla sınıftan kaçarcasına çıkmıştı."oh be sonunda sustu." derin bur nefes alıp konuştuğumda Yoongi umut dolu gözlerle bana bakmıştı. İlk kafasını sallamıştı ee dercesine. Bende kafamı aynı şekilde sallayarak göz kırpmıştım anlamayarak.
Yoongi derin nefesini dışarıya üfleyip kafama bir tane patlatmış ve, "versene çocuğun adını artık!" demişti. 'heee öyle desene' der gibi kafamı sallayıp, "Park Jimin" demiştim.
Yoongi hızla telefonunu alıp instagrama girip Jimin'in adını arttığında ona gözlerimi devirmiş ve önüme dönüp sırada yayılarak oturmuştum.
Daha bir dakika bile geçmeden Yoongi'nin kafama vurmasıyla ona bakmıştım. Ne oluyor yahu!
Yoongi ye baktığımda elindeki telefona tek kasını kaldırmış bakıyordu. En sonunda, "siz Jiminle ne zamandan beri tanışıyorsunuz?" diye sormuştu ve telefonu bana çevirmişti.
Fotoğrafı Jimin bu sabah çekmişti ve anlaşılan instagram'a atmış hemen bende diyorum neden, 'lütfen jungkook izin ver işte niye diye sorma.' diye tutuşmuştu merak ediyordum.
Yoongi'ye, "bu sabahtan işte, jimin yanıma geldi sonra da tanıştık baya kaynaştık falan öyle." demiştim umursamazca.
Yoongi alık alık başka fotoğraflara bakarken dalgınlıkla kafasın sallamıştı. Yoongi'ye son bir bakış atıp tekrar önüme dönmüştüm.
Dönmüştüm ama kapının ağzında bana bakan Taehyung'u görmemle elim ayağım yine birbirine girmişti.
O heyecanla ne yaptığımı bilmiyordum ama rezil olduğumu biliyordum çünkü sıranın ucunda olan kaleme elim çarpmış ve kalem yerinden sıçrayıp kafama çarpmıştı.
Tanrım, Jungkook tam bir rezilsin.
Oflayıp kalemin çarptığı yeri okşarken hevesle içeriye girip kapının ağzında olan Taehyung'u iten ve, "Jungkookcummm." diye içeriye dalan Jimin ile ben bile afallamıştım. Büyük bir neşeyle yanıma gelen Jimin ilk bana sarılmış sonra ise yanıma oturup bir şeyler anlatmaya başlamıştı. Ne kadar dinlemek istesem de büyük bir sinirle Jimin'e bakan Taehyung dikkatimi dağıtıyordu.En sonunda Taehyung sinirli gözlerini Jimin'den çekip bana baktığında gözlerindeki ateş biraz da olsa sönmüştü sanki ya da ben öyle sanıyordum.
Taehyung'un sınıftan çıkması ile bir müddet arkasından bakmıştım.
Arka sırada oturan Yoongi ise omzumu dürtüp, "Jungkookcum, neden beni arkadaşın ile tanıştırmıyorsun." dediğinde Jimin'e döndüm. Yoongi'ye hayran bakışlar atıyordu. Ikisine de gözlerimi devirip tanıştırdıktan sonra büyük sohbete dalan Yoongi ve jimin'i kendi hallerine bırakmıştım.
Kafamı sıraya gömüp düşünmeye başlamıştım, 'acaba Taehyung neden böyle yapıyordu?' Ayrıca bu kadar göz göze gelmemize rağmen hala benden özür dilememiş olması beni haddinden fazla üzmüştü yine.
Sıkkın bir nefes verip gözlerimi sıkıca kapatıp uyumaya çalıştım. Küçükken her şeyin uyuduktan sonra düzeleceğini inanırdım ve belki gerçek oldurdu.
.
.
.fici yt dijitale geçirdi ben de yazım yanlışlarını düzelttim, yanlışları görseniz.. sözelci olarak kriz geçirdim yani düzeltirken. edebiyat hocamız görse suratına tükürürdü falan?
kalem kısmını yazdıktan sonra ulan dedim, acaba cidden kafama gelir mi? denedim geliyormuş, hem de alnınızın tam ortasına
~YT, nili
ŞİMDİ OKUDUĞUN
idfc / taekook
Fanfictionokulun haylaz öğrencisi jeon jungkook okulun stajyer beden eğitimi öğretmenini kızdırmayı kendine eğlence edinmişti. •yazdığımız ilk fictir!! •hangı kafayla yazdım bilmiyom!!