Odamı biraz gezdikten sonra dolabımı açtım. Giysilerimi atmamış. Acaba kaç tane kadın getirmiştir bu eve. Değişmişmiydi ya da? İnsanlar değişebilirmiydi? Kafamda deli sorular djdjjdj. Ama bunları takmicam.
"Esinnnnnnnn??" Oha baba sesin batsın ya.
"Efendim? " ay Allahımmm inşallah soğuk bir efendim olmuştur.
"Yemek yiyecez" yemek mi? Aslında hiç aç değilim ama nasıl yemek yaptığını merak ediyorum.
"Geldimmmm" Hayır ya bu çok samimi bir geldim oldu! Mal Esin "m"'leri uzatırsan tabi ki de samimi olur.
"Himmm güzel kokuyor. Bu ne?"
Diyerek girdim mutfağa ve abowwwwwwww o nedir ya? Eğer o insansa şu an insanlığımdan şüphe etmeye başladım. Bu dünya için fazla yakışıklı. Evet yapamam gereken tek şey etkilenmemiş gibi yapmak.
"Sen kimsin ya?"
"Ben mi?" Mal mıdır nedir?
"Yok ya şu masaya demiştim. Ilgimi çekti de."
"Ha tamam o zaman pardon." Yuhh şu an şu felsefeye inandim. Bir insan zeki olup yakışıklı olmuyor. Ya da yakışıklı olup zeki olmuyor şu an bunu tesçilledi yani.
"Mal mısın ya sen?" Evet mal.
"Ama ilişkinizi başka yerde yaşayın. Bence masa da senin kim olduğunu merak ediyor. İsmini masaya söyleyebilirsin."
"Yok canım ya fark etmez. Sonuç olarak ikinizin de ham maddesi odun."
"Ooo laf da sokabiliyormuşuz"
"Bu insanların genel olarak yaptıkları bir şey. "
"Peki. Ben Arda. Acaba kardeşim masa ve bana adını lütfeder misin? "Aslında iyi bir espiri anlayışı varmış.
"Esin." Iyi de kim bu çocuk ne işi var?
"Senin ne işin var acaba burda?"
"Benim işim burda değil. Babanın yanında avukatlık dersi alıyorum. "
"Of Hayır be! Burda ne yapıyorsun diyorum." Mal ya harbiden.
"Ha ilk başta desene sen. Yemek yapıyorum. "
"Off o kadarını görebiliyorum."
"Eee o zaman neden soruyosun? " yok bugün benim sabrımın sınanma günü.
"Yok senle konuşulmuyor." Diyerek yukari çıkmaya doğru ilerledim.
"Ya gitme ya." Kolumu tuttu.
"Bırak be kolumu!" Kolumu bırakmadı ama hafifletti. "Ya'lı konuşma ayrıca kız gibi."
"Tamam"
"Lan bıraksana kolumu"
"Pardon fark etmedim" bir insan nasıl fark etmez?aa pardon insam değildi o tabi!!!
"Bay bay Arda"
"Afedersin ama hiç bir yere gidemezsin" ne yuh ne dedi oo?
"Sanane ya. Sananee? "
"Babanın emri" babamin emriymişmiş.
"O adam benim babam değil. "
"Neyin olduğu ile ilgilenmiyorum." Haklı ya. Su an çok göt oldum.
"Iyi oturuyorum buraya o zaman ben."
"Tabi tabi otur. Hem masayla da yakınlaşmış olursun. Bir ilişkide yakınlaşma önemlidir. "
"O zaman çok bilgilisin sen bu konularda."
"Evet" bu ne yüzsüzlük.
"Ha bi de övünüyosun." Pislik ya.
"Yoo ben övünüyorum mu dedim?"
"Neden beni bu kadar göt ediyorsun sen? Bak babama söylerim. " Iyy ne biçim bi tehditti bu ya.
"Hani baban değildi?"
"Off sus be slk. Seninle uğraşıcak bir saniyem bile yok."
"Farkındaysan yaklaşık yarım saattir konuşuyoruz. " oldu mu o kadar ya?
"Hayır ben konuşuyorum ama senin naptığın hakkında hiçbir bilgim yok. Bilirsin ki insanlar konuşabiliyor. Odunlar değil ."
"Bunu bana bir Odunla konuşan kız mı söylüyor?"cevap dahi vermedim ve tam bir artistlik çıkış yapıcakken kazağım kapıya takıldı. Lanet olsun ya!
"Odunlarla konuşan insanlar artistlik çıkış yapamiyormuş bunu anladım şu an" bunu gülerek söyledi.
"Gülme be!"
"Sonono yo. Sonono?"
"Repliğimi çalma! "
"Tamam ya " ay hemen tamam diyor Arda bey. Şu an gözüme hiç de yakışıklı görünmüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE
Teen Fictionben Almina . 14 yaşındayım ve bu hikayeyi aslında içimi dökmek için yazıyorum. Teşekkür ederim. ... yorumlarini bekliyorum