Aniden kucağıma çıktığı için çok fazla şaşırsam da pek belli etmemiştim. Yeni yetme değildim sonuçta, daha önce böyle şeyler yaşamıştım ve bu hissin nasıl bir şey olduğunu biliyordum. Yine de biraz garip hissediyordum, sanırım kucağımdaki kişi bir öğretmen olduğu için olabilir.
"Her şeyi yapabilirim ben. Güçlü biriyim, yaparım." derken gözlerini bile doğru düzgün açamıyordu ama hâlâ bana laf yetiştirme peşindeydi. Resmen küçük bir çocuk gibiydi hareketleri.
Kucağımda sere serpe otururken belinden tutarak tam olarak dizlerimin üzerine yerleştirdim. Aramıza bayağı mesafe girmişti böylelikle. Madem kucağımda duracak, bari sakata gelmeyelim değil mi.
"Ben sana güçsüzsün demedim zaten hoca. Al işte, oturdun da ne oldu kucağıma? Başın göğe erdi mi bari?" derken onunla uğraşıyordum. Melankolik ruh halinden çoktan sıyrılmış gibi duruyordu ama yine de gülümsetmek istiyordum.
Birkaç saniye boş boş gözlerime baktı.
"Sen böyle deyimleri nereden biliyorsun? Serseri değil misin sen?"
Anlamayarak suratına bakakalsam da daha sonra kahkaha attım. Kafasındaki 'serseri' kalıbının nasıl bir şey olduğunu çok merak ediyordum cidden.
"Anlaşılan senin kafa hâlâ biraz gidik. En iyisi uyuman." dedikten hemen sonra onu kucağımda gelin tarzı taşımayı düşünsem de nedense yine biraz garip hissettim ve o kadar da ileriye gitmeden, normal bir arkadaşımı taşır gibi sırtıma attım küçük bedenini. Bedeni küçüktü ama o kadar da hafif değildi, karın kasları olduğunu kucağıma oturmaya çalışırken fark etmiştim zaten.
"Saman altından su yürütüyorsun galiba hoca. Hissetmesem asla kaslı olduğunu düşünmem. Bu kaslar ne?" sırtıma değen vücudu sayesinde daha çok hissetmiştim.
"Beni küçük görme. Düzenli spor yapıyorum ben. Bir gün yumruğumu yersen eğer yerden kalkamazsın." çenesi omzuma yaslı olduğu için konuşması komik çıkıyordu ama gülmedim. Yoksa yine başlardı beni küçük mü görüyorsunlara.
"Hıhım, umarım yumruğunu yemem. Mazallah ölürüm falan."
"Aynen öyle."
O hâlâ mırıldanmaya devam ederken küçük tek kişilik yatağına yatırdım bedenini. Hemen gözleri kapanmaya başlamıştı. Sızacaktı muhtemelen birkaç dakikaya.
Yorganı altından çekip üzerine örttüm ve gömleğinin bir düğmesini daha açtım daha rahat uyusun diye. Zaten iki tanesi açıktı. Aslında bana kalsa üzerini direkt değiştirirdim ama ertesi gün kafamı şişireceğini bildiğimden hiç uğraşmadım.
Yanına oturup yüzünü izlemeye daldığımda gözleri tamamen kapanmak üzereydi.
Çok garip biriydi. Hayatım boyunca tanıştığım hiç kimseye benzemiyordu bir kere, bazen 'bu kişi böyle biri' diyordum onun için ama kısa süre sonra fikirlerim yine değişiyordu. Sık sık aklıma geliyordu mesela, şu an ne yapıyor acaba diye veletler gibi düşüncelere dalıyordum ve bu kesinlikle benlik bir şey değildi. Annemden başka kimseyi bu kadar düşünmemiştim, kendimi Soohyun'a kör kütük aşık sanarken bile böyle olmamıştım.
Ama yine de şu anki hislerimi tam olarak adlandıramıyordum. Bir ad versem bile her şekilde bizim için iyi şeyler olmayacaktı zaten. Ne o bana uygundu, ne de ben ona. Olurumuz yoktu ama olmayacağımızı da kafama kazımak içimden hiç gelmiyordu yani.
Hâlâ uykuya dalan yüzünü izlediğimi fark ettiğimde hafif silkinerek kendime geldim ve üzerini biraz daha örterek yataktan kalktım. Evi hiç sıcak değildi ve üzeri inceydi, düzgünce sarmalamasam sabaha donardı muhtemelen.
Odasından sessizce çıkarken arkama dönüp son bir kez baktım ona. Hiçbir derdi olmayan, beşikte yatan bebekler gibi uyuyordu ama aslında öyle olmadığını bir şekilde biliyordum. Şimdilik hakkında bildiğim tek sorunu eniştem olacak herifin onun eski sevdiği olduğuydu ama ona baktığımda nedense bundan çok daha fazlası varmış gibi geliyordu. Bazen çok hüzünlü baktığından mıdır bilmem ama gerçekten çok daha fazla sorunu varmış gibi geliyordu.
Derin bir iç çekerek ona bakmayı bıraktım ve kapısını kapatarak odasından çıktım. Bir an ne yapacağımı bilemeyecek dağınık salonunun ortasında öylece dikilsem de hemen kendime gelip elimle yüzümü sıvazladım ve dış kapıya adımladım.
Evden çıkarken aklımda dolanan tek şey, ya çok fena yanacağım ya da çok fena delireceğimdi.
***
jungkook aşık olmuş şuna bakın kereta
oy sınırı koyuyorum bu arada +110
