22

5.3K 551 348
                                        

bölüm hem uzun hem düz yazı hem de romantik o yüzden yorum yapın

"Sevgilinin burada çalıştığını bana söyleyebilirdin hayatım." derken beyaz şarabından yudumlayan arkadaşıma bıkmış bir şekilde göz devirdim. Mekana geldiğimizden beri sürekli böyle konuşuyordu ve Jungkook duyacak diye korkuyordum.

"Sana öyle olmadığını üç defa söyledim Eunbyul. Duyacak şimdi ve yanlış anlayacak." ben de biramı yudumlamaya başladım. Doğru düzgün içememiştim.

"Nereden duyacak ki? Barmen kısmından öyle her istediği zaman çıkamaz. Abartma." sesi gerçekten de umursamazdı. O hep böyle biriydi zaten.

"Aslında..." duraksadım. Ne diyecektim ki? Bir anda ağzımdan çıkmıştı ve bir şeyler söylemek istiyordum ama içimde bir yerlerde de reddedip duruyordum. Karmakarışıktım.

"Hm? Aslında ne?" merakla bana yaklaşmıştı yüzü. Duraksamamın nedeninin ne olduğunu düşünüyordu muhtemelen.

"Aslında... Jungkook sevgilim değil ama..."

"Ama?? Off biliyordum işte, bir şeyler olduğu çok belliydi! O bakışların hetero bir açıklaması olamaz sonuçta..." son cümlesini kendi kendine konuşur gibi söylemişti ama duymuştum.

"Ama olmaz işte Eunbyul. Aptal değilim, benden hoşlandığının farkındayım son zamanlarda ama ne yapacağımı tam olarak bilmiyorum." derken sesim içimde yaşadığım tartışmaları belli edercesine sinirli çıkmıştı biraz. Kendimi dizginleyemiyordum.

"Neden olmasın ki canım? Kaç yaşında çocuk. Seni seviyorsa seviyordur. Bir şans vermelisin."

"Reşit ama.. Henüz liseden yeni mezun oldu. Çok genç ve ne istediğini bilmiyor olabilir. Ona böyle bir sorumluluk yüklemek istemiyorum."

Söylediklerimi anladığının farkındaydım. Demek istediğim şeyleri  anlıyordu çünkü Jungkook'un daha gençliğinin baharında olan ergen bir çocuk olduğunun o da farkındaydı.

"Dediğin gibi sonuçta reşit ve üniversite çağında biri. Bırak da o karar versin. Sen sadece ona aralık bir kapı bırakmalısın."

Söyledikleri bana da doğru geliyordu ama yine de ikilemdeydim işte. Hoşuma gidiyordu, onunla sevimli bir ilişkinin içinde olduğumu düşünmek beni mutlu ediyordu. Onun yanında oldukça rahattım, onunla randevulaşmak ve güzel vakit geçirmek bana oldukça cazip geliyor ve böyle şeyler yapmayı istiyordum ama onun kendinden yaşça büyük biriyle bir ilişkide olup, bunu üzün süre sürdürebileceğini düşünmüyordum. İlla ki kısa süre sonra sıkılacaktı, istemeyecekti hatta belki de kıracaktı. Aklımda hep benzeri düşünceler dolanıyordu ve korkuyordum. Onunla olmak istiyordum ama bir türlü adım atamıyordum. Eunbyul'un tabiriyle aralık kapı bırakamıyordum.

"Size atıştırmalık bir şeyler getirdim. Alkolle iyi gider." hemen yanımdan gelen sesle hafifçe irkilsem de Jungkook olduğunu bildiğimden pek şaşırmadım.

"Aa, teşekkür ederiz! Ben de tam bir şeyler söylemeyi düşünüyordum. Çok iyi oldu." neşeli sesiyle konuşan Eunbyul gerçekten de sevinmişti. Aslında atıştırmalık sipariş etmiştik ama o hemen bitirmişti sohbet sırasında.

Jungkook gülümseyerek önemli olmadığını belirtti ve bakışları bana döndü. Çoktan onu izlediğim için yakalanmıştım. Öksürerek bakışlarımı çektim ondan.

"Ekstra bir şey ister misin? Sadece iki bira içtin ve bardağın bitmiş gibi." ses tonundan bile sırf benimle konuşmak için konuştuğu belli oluyordu. Tatlıydı.

"Sanırım viski alacağım. Önden rahatlamak için içtim birayı sadece."

Dediklerim onu şaşırtmış gibi durmuyordu ama kaşları hafifçe çatılmıştı.

sensei ࿐ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin