4. BÖLÜM

151 3 0
                                    

Parktan eve döndüğümüzde annemle babamın her zamanki gibi salonda kavga ettiklerini gördüm. Ecemi banyoya götürüp ellerini yıkadım ve sonra odaya gidip üzerini değiştirdim. Annemle babam biz eve gelmemize rağmen kavgalarına hız kesmeden devam ediyorlardı. Zaten hiç bir zaman bizi umursamadılar bizim yanlarında olup olmamamız onlar için hiç birşey ifade etmiyordu. Ecem kavga seslerini duydukça yüzünü asıyordu. Belki ben birazda olsa alışmıştım ama o hala alışamamıştı. Yıllar önce yapılan yanlış bir evliliğin yanlış bir kararın sonuçlarını hiç suçu olmayan biz çekiyorduk. Ecemi böyle görmeye daha fazla dayanamadım ve ona dönüp kucağıma aldım.

"Şimdi ne yapalım biliyor musun?" dediğimde yüzüme baktı.

"Ne yapalım?"

"Sen benim telefonumdan kulaklıkla şarkı dinle bende senin ne dinlediğini bulmaya çalışayım her bulamadığım şarkı içinde seni ısırayım anlaştık mı?" dediğimde Ecemin çok hoşuna gitti ve kıkırdayıp

"Tamam ama çok ısırma azıcık çok küçücük bişey ısır olur mu?" diye masum bir şekilde sorduğumda gülümsedim ve

"Tamam anlaştık" diyerek telefonumdan onun için indirdiğim hoşuna giden şarkıları ona çaktırmadan açıp dinletmeye başladım. Böylelikle annemle babamın bağırışlarını duymaz ve üzülmezdi. Neyse ki neden bilemediğin zaman beni ısırıyosun falan diye sormamış hemen kabul etmişti. Bende tabi fırsattan istifade bazı şarkıları bulamamış gibi yapıp o tatlış kollarından ve bacaklarından ısırıyordum.

***

Ecem şarkı dinlemeye başladıktan yarım saat sonra annem yemek yemek için çağırmıştı. Yemeklerimizi yedikten sonra anneme yardım edip odama çıktım. Yatağıma oturup ders çalışmaya başlamıştım ki Ecem yanıma gelip bana sarılıp uyuyakalmıştı. Bende sessizce onu yatağa yatırdıktan sonra masamda ders çalışmaya devam ediyordum. İçeriye annem girdi. Anlaşılan yemekten sonra kendini odaya kapatmış ve ağlamıştı. Bu yüzden de gözleri kırmızıydı. Sessizce yanıma gelip beni başımdan öptü.

"Özür dilerim bebeğim" dediğinde 'Neden' diye sormadım çünkü biliyordum. Bize tekrar bunları yaşattıkları için özür diliyordu. Bizi böyle bir hayata mahkum ettiği için özür diliyordu. Elinden birşey gelmediğini düşündüğü bir kurtuluşu olmadığını zannettiği için özür diliyordu ama annemin bir kurtuluşu vardı.

"Sadece bu sefer biraz daha yüksekti ses tonunuz Ecem biraz daha fazla üzüldü." dediğimde annem bakışlarını yatakta melekler gibi uyuyan Eceme çevirdi. Bir süre ona baktı ve tekrar bana dönüp

"Peki sen?" diye sordu.

"Ben artık sizin kavgalarınıza alıştım onlara eskisi kadar üzülmüyorum. Senelerdir kavgalarınızla birbirinizi sevmediğinizi bana çok iyi öğrettiniz. Benim artık üzüldüğüm şey seni çaresiz görmek" dediğimde annemin yine gözleri doldu. Kafasını yere eğip elleriyle oynarken

"Bu sefer bir karar aldık," dediğinde hiç birşey söylemeden devam etmesini bekledim."Anlaşmalı olarak boşanmaya karar verdik böylece çok uzun sürmeden biter bu iş" dediğinde annemin o bir kurtuluş yolunu sonunda bulduğunu düşündüm.

Bazı insanlar eşinden boşanmaktan korkup kaçarken bazı insanların huzur ve mutluluğu bulmasının tek yolu onların korkup kaçtıkları boşanmak veya ölüm olurdu. Annemin ellerini tutup birer öpücük kondurduktan sonra

"Üzülme belki böylesi hepimiz için daha iyi olur bak ben üzülmedim üçümüz yeni bir hayata başlarız umarım herşey daha güzel olur" dediğimde annemde ellerimi sıkıp başımı öptükten sonra

"Umarım bebeğim umarım üçümüz oluruz" dediğinde anneme baktım ve

"Bizi o adama vermeyeceksin herhalde anne" dedim.

TIRTILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin