Sabah alarm sesiyle gözlerimi açtığımda üzerimde bir ağırlık varmış gibi hissediyordum. Hayır üzerimde gerçekten bir ağırlık vardı. Ecem gece yine saçma sapan şekillere girmiş en sonunda da üstüme çıkmıştı. Bende tam tersi küçüklüğümden beri nasıl yatarsam sabah o şekilde kalkardım. Biz bu kızla cidden benzemiyorduk. O deli bir şekilde uyurken ben ölü gibi uyumak deyimini dibine kadar yaşıyordum resmen.Ecemi yavaşça üzerimden attıktan sonra Öykü ve Asyadan laf yememek için hızlı bir şekilde hazırlanmaya başladım. Okul formamı giyip saçlarımı serbest bıraktıktan sonra bilekliğimi taktım. Saçlarım dümdüz olduğu için ve maşayla falan sekil almadığı için onlarla uğraşmıyordum. Hazırlandıktan sonra annemle kahvaltı yaptık ve evden çıkıp kulaklığımı takıp kızlarla buluşacağımız yere doğru yürümeye başladım. Sehabe- Pamuk cüceyi yedi prensesler şarkısı çıkınca gülümsedim ve sözlerini ezbere bildiğim için içimden söylemeye başladım.
Bu şarkıyı çok seviyordum. Buluşma yerine geldiğimde kulaklığı çıkardım. Asyada aynı şeyi yapınca gülümsedim. Asya bana sarılıp
"Günaydın" dediğinde bende ona sarılıp günaydın dedim.
"Nerde bizimki?" dedim.
"Geliyormuş gece geç yatmış sabahta zor uyanmış sakın bir yere gitmeyin beni bekleyin diye bağırıp telefonu yüzüme kapattı." dediğinde gülüp başımı salladım ve muhabbet ederek Öyküyü beklemeye başladık.
Beş dakika sonra Öykü asık suratla yanımıza gelince
"Günaydın tatlış sen nasıl uyanamadın bu sabah ya" diye takılırken
"Çünkü çok zor lanet olasıca bir zorluğu var hadi gidelim Osmanlarım" dediğinde Asyayla birbirimize bakıp gülmeye başladık. Anlaşılan sabah sabah yine tam formundaydı bizimki.
Muhabbet ederek okula geldiğimizde Öykü bizden ayrılıp Yiğitin yanına giderken bizde sınıfa doğru yürüyorduk. Arkamdan bir erkek sesi
"Heyy" diye seslenince dönüp bakmadım. Sonuçta her 'hey' diye seslenene dönüp bakılmaz biz her 'hey' diyene baksaydık hey gidi hey.. diye kendi kendime saçmalarken aynı ses yine "Sana diyorum dursana" dediğinde Asya arkasını döndü ve sonra benide kolumdan tutup durdurdu. Asyaya noldu gibisinden bakarken arkama baktığımda Sametin elleri ceplerinde bize doğru geldiğini gördüm. Yanımıza gelip karşımda durduğunda
"Sana sesleniyorum neden durmuyosun?" dediğinde Asya yanımızdan ayrılıp sınıfa doğru yürümeye başladı.
"Adımı duymadım bana seslendiğini nerden bilebilirim? Ben her 'hey' diyene bakmıyorum" dediğimde çocuk yine ellerini ceplerine sokup ukalaca
"Adını bilmediğim için söylememiş olabilir miyim?" dediğinde içimden 'güzel laf söyledi' diye düşünürken bir yandan da altta kalmamalıyım diye düşünüyordum.
"İyi o zaman adımı öğren ondan sonra seslen" dedikten sonra kollarımı göğsümde birleştirdim ve dik dik çocuğa bakmaya başladım. Sonuçta iyi laf söylemiştim.
"Bir de senin adını öğrenmekle uğraşamam" dedi. Çocuğa hala dik dik bakıp
"O zaman neden bana seslendin?" diye sordum.
"Geçen parkta kardeşine söz vermiştim bugün okul çıkışı kardeşini parka getir ve kediyi sevsin" dediğinde şaşkınlıkla ağzım açılıp
"Gerçekten kedin var mıydı?" diye sordum. Vay be vahiy mi indi bana acaba çocuğun kedisi olduğunu nasıl da tutturmuşum derken
"Hayır" demesiyle kaşlarımı çatıp vahiy inse bana mı iner zaten diye düşündüm.
![](https://img.wattpad.com/cover/36029960-288-k38290.jpg)