"Sonra işte terapistim dedi ki, senle sevgili olmazsam kafayı yicekmişim."
Geçen iki haftada Jungkook'la çok güzel zaman geçirmiştik. Şuan da Jungkook'un evinde, koltukta ayaklarımı üstüne uzatmış şekilde oturuyordum. "Hmm sevgili olmak kulağa güzel geliyor."
Ayak bileğime masaj yapıyordu. Bende önümdeki koca kaseden cips yiyordum. Bu aralar modum pek yerinde değildi.
Bursumu kaybetmiştim ve şuan gelir kaynağım yoktu. Bunu halletmeye çalışıyordum. Jungkook durgunluğumu anlayıp soruyordu sürekli ama geçirtiriyordum hep.
"Gene daldın güzelim. Anlat hadi bana." Doğrulup yanıma yaklaşmıştı. "Birileri canını mı sıkıyor? Bende okulda yokum artık. Aklım sende." Kafamı sallamıştım. Hocamız iyileştiği için Jungkook artık gelmiyordu.
"Hani bişey saklamak yoktu. Seni böyle gördüğümde üzülüyorum."
Haklıydı. Yardım alabileceğim tek kişi oydu şuan. Belki bana iş bulabilirdi. "Bursumu kaybettim." "Buna mı sıkıldı o tatlı canın." Saçlarımı koklayıp bir öpücük bırakmıştı.
"Bebeğim biliyosun ki ben yanındayım. Sana direkt para vermem zaten kabul etmezsin. Ama beraber çözüm yolu bulabiliriz biliyosun değil mi?" Kafamı sallamıştım.
Jungkook çok sert görünen aslında çokta sert olan biriydi. Birkaç kez şirkete gitmiştim ve insanlar onun yanından geçerken bile nefeslerini tutuyorlardı.
Ama aynı zamanda o kadar şefkat doluydu ki. Miniklerim Eunmi ve Minki ona bayılıyordu. Jungkook onlar için yerde bile sürünüyor, onların atı oluyordu, bazenleri uçak oluyordu, bazen bebek oluyordu ve miniklerim ona mama yediriyordu.
Aklıma gelenlerle gülümsemiştim. "Ne oldu?" O da bana bakıp gülümsemişti. İçimde ona karşı bir sevgi patlaması olmuştu ve her yerine öpücükler kondurmaya başlamıştım.
"Jungkook ben sanırım seni çok seviyorum ya napcaz?" Gülümseyip öpmüştü minik burnumu. Birbirimizi sevdiğimizi biliyorduk. Aşk konusunda ben kendimden emin değildim ama Jungkook çok aşık gibi bakıyordu bana.
"Güzel bebeğim. Bende seni çok seviyorum napıcam?" Sıkıca sarılmıştı bana. Bana hep sarılıyordu zaten.
"Bana iş bulalım." "Olmaz. Derslerin çok zor aynı anda yürütmen çok zor olur." Haklıydı. Hayvan gibi ödevlerim oluyordu.
"Tam zamanlı bi iş biliyorum aslında." "Neymiş?" "Bana gülümsemek benimle öpüşmek ve uyumak. Bir de sohbet etmek." Gülümsemiştim. Onun parasını direkt almayacağımı biliyordu ama vermekte istiyordu.
"Sana yardım etmeme izin ver. Bu işi bana bırak olur mu? Hiçbir şeyin canını sıkmasına izin vermem." Hayatımda sırtımı yaslayabileceğim birinin olması çok değerliydi.
"Miniklerimin yanına gidelim miii? Özledim." "Bam'ı da götürelim mi? Çok sever çocukları." "Olur."
Bam'la aramız artık çok iyiydi. En azından sabahları kafamıza çıkmıyordu. Jungkook erken kalkıp işini hallediyordu.
Miniklerimin yanına gittikten iki saat sonra, Bam yorgunluktan artık kendini bir köşeye atmıştı. Geldiğimizden beri çocuklarla ordan oraya koşuyordu ve çok yorulmuştu.
Miniklerim de Bam uyuyunca Bam'ın babasına dadanmışlardı. Eunmi eline aldığı keçeli kalemlerle, Jungkook'un kucağına oturmuş, omzuna kadar gelen dövmelerini boyuyordu. Min ki de diğer tarafa oturmuş Jungkook'un boş koluna bir şeyler çizmekle meşguldü.
Bu görüntüleri öyle güzeldi ki bu anı ölümsüzleştirmem gerekiyordu. Telefonumu çıkarıp hem fotoğraf hem video çekmiştim.
Mina ablam bugünlük gittiği işten döndüğünde, biz eve gidecekken Jungkook, ablam çok yorgun olduğu için ona yemek söylemişti. Biz evden çıktıktan birkaç dakika sonra büyük ihtimalle yemek gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
everythingship -jikook
Teen Fiction"Önce yaralarını temizleyelim, sonra yemeklerimizi yiyelim, sonra da birbirimizi yiyelim ne dersin? Sevgilim olmaya en yakın kişi." "Direk birbirimizi yiyelim derim. En iyi sevgili adayım." Düzyazı + texting -mini fic