Yine çalar saatimin kulak tırmalayan sesini duydum. Ama gözlerimi açmadım. Aksine daha da çok kapattım. Çünkü olanların rüya olmasından korkuyordum. Ya rüyaysa, ya hiç öyle birşey olmadıysa? Rüyaysa bile de çok güzel bir rüyaydı. Çalar saat hâlâ çalıyordu. Bende daha fazla dayanamayıp gözümü açtım ve saati kapattım. Saat tam yediydi. Yatağımda doğruldum ve etrafıma bakındım. Herşey normal gözüküyordu. Gitgide umudumu yitiriyordum, galiba gerçektende rüy- "Anne asam nerde?"dediğini duydum Emily'nin aşağıdan. Asa, asa demişti. Gerçekti, herşey gerçekti. O anda içim bir huzurla doldu.Hemen yatağımdan kalktım ve üstümü giyindim. Çantama kıyafetlerimi ve bikaç eşyamı koydum. Sonrada odamdan çıkıp aşağıya indim. Herkes aceleyle birşeyler yapıyordu.
"Emily cüppelerini aldın mı?"diye soruyordu Annem masadaki tabaklara yumurta koyarken.
"Evet anne aldım."dedi Emily'de yan odadan.
"Günaydın anne."dedim bende sandalyeye oturduktan sonra.
"Günaydın oğlum. Hagrid birazdan gelir. Sende kıyafetlerini filan aldın mı."dedi Annem de gülümseyerek.
"Evet anne hepsi çantamda. Bir an herşeyin rüya olduğunu sanmıştım."dedim bende sevinçle.
"Bunların hepsi gerçek Alex. Bende ilk mektubumu aldığımda rüya sanmıştım."dedi Annemde. O bütün tabakları doldururken içeriye Babam ile Emily girdi ve sandalyelerine oturdu. Sonra da annem oturdu.
"Alex heyecanlı mısın?"diye sordu babam.
"Evet baba. Hemde çok. Peki ya hangi binaya seçilirim sizce."dedim bende hevesle. Dün gece binaları da anlatmıştı babamgil.
"Bunu ben bilemem. Orası Seçmen Şapka ve senin aranda. Emily Gryffindor, ben ve annen de öyleydi. Belki sende öyle olursun ama-"dedi ve duraksadı."Neyse bunu Hogwarts'ta öğrenirsin."dye devam etti gülümseyerek. Bir gariplik sezmiştim ama bişey demedim ve gülümseyerek "Umarım"dedim.
Kahvaltımızı bitirdiğimizde saat 7:30'tu. Eşyalarımız tam takır hazırdı. Hagrid'i beklemeye başlamıştık.
"Oh. Az kalsın unutuyordum."dedi babam ve salona gitti. Döndüğünde de ellerinde 4 adet kese vardı. İki tanesini bana verdi iki tanesinide Emily'e verdi.
"Bunlar bu dönemlik size yeter."dedi babam bize bakarak. Emily hiç şaşırmış görünmüyordu. Ben ise keseyi açtığımda şok olmuştum içinde birsürü altına benzer şeyler ve Biraz da gümüş bişeyler vardı.
"Bunlar ne?"diye sordum Babama merakla.
"Bunlar Büyücü parası Alex. Yani büyücü dünyasında bunlar geçerli. Alışverişi falan bunlarla yapıyoruz. Altın olanlar Galleon, gümüş olanlarda Sickle, bronzlarda Knut. Anladın mı?"dedi babamda.
"Evet anladım."dedim gülümseyerek. Tam o sırada kapının tıklatılması ile irkildim. Babam kapıyı açtı ve içeriye dev gibi biri girdi. Korku ile geriledim. Dev bana gülümsüyordu. Uzun saçı ve sakalı vardı. Bu dev büyük ihtimalle Hagrid olmalıydı.
"Merhaba Alex. Benim adım Rubeus Hagrid."dedi Hagrid hâlâ gülümserken. Onun kötü biri olmadığını hemen anlamıştım.
"Merhaba Hagrid."dedim bende çekinerek.
"Oh merhaba Emily. Nasılsın bakalım."dedi Hagrid Emily'e gülümseyerek.
"Merhaba Hagrid, iyiyim teşekkürler."dedi Emily'de.
"Evet hazır mısınız bakalım?"diye sordu Hagrid.
"Hazırlar Hagrid. Lütfen dikkatli ol. Sana güvenimiz tam ama şuan içinde bulunduğumuz durumun farkındasın."dedi annem endişeyle. "İçinde bulunduğumuz durum" ile neyi kastediyordu annem.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KEHANET~ | Alexander Snape
Fanfiction~31 Temmuz 1980'de aynı anda farklı yerlerde iki kalp aynı anda atmaya başladı.~