𝚢𝚘𝚞𝚛 𝚜𝚠𝚎𝚊𝚝𝚎𝚛

379 52 40
                                    

5 Ocak 2021

Tsukki, Eiko ve ben kantinde oturuyorduk. Onlar karşımda el ele tutuşarak oturuyordu, "çifte kumruları" yan yana bırakmıştım, tabii.

Tsukki, elini Eiko'nun omzuna attığında üşüdüğümü hissettim. Oradan kalkıp uzaklaşmak istedim fakat başım döndüğü için düşecekken Eiko beni tuttu. Bana endişeli gözlerle bakıyordu, o kadar mı kötü görünüyordum?

"İyi misin? İstersen revire gidelim, iyi görünmüyorsun."

"Gerek yok, Eiko-chan. Yine de teşekkürler."

"Yamaguchi-kun, nasıl gerek yok? Tutmasaydım yere düşecektin..."

Ona gülümsedim fakat bu sahte mi yoksa gerçek bir gülümseme miydi bilmiyordum. Onu daha fazla endişelenmemek için revire gittik fakat sadece dinlenmemi söylediler. Eiko yine de yanımda kalmak istemişti.

Ondan nasıl nefret edebilirdim ki? Tam bir melekti.

Fakat Tsukki'nin ona olan bakışlarını düşündükçe onun ölmesini istiyordum.

Bir dakika, üstündeki Tsukki'nin bana 3 Aralık'ta verdiği kazak mıydı?

"O, Tsukki'nin kazağı mı?" dedim kendimi tutamayarak. Utanarak başını eğdi.

"E-Evet, Yamaguchi-kun. Üşüdüğümü söyleyince bana verip giyebileceğimi, bende kalmasını söyledi."

Görüş alanım gözyaşlarım yüzünden bulanıklaşmaya başlarken zihnim de artık içimde tutamadığım düşünceler yüzünden bulanıklaşıyordu.

"Yamaguchi-kun, çok mu canın yanıyor? İyi misin, hemşireyi çağırayım mı?"

Eiko'nun adının anlamı bile "muhteşem kız" demekti, ben onunla kıyaslanamazdım bile.

Tsukki'ye o kadar çok aşıktım ki, onunla o anlamda birlikte olamasam bile "en yakın arkadaşı" olmayı kabullenmiştim artık.

Fakat bu, canımı cidden yakmıştı.

wish i were heather - tsukkiyamaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin