Karşımdaydı inanamıyordum Justin Drew Bieber, o altın sarısı saçları olan çocuk karşımdaydı, bu başka hissti inanılmazdı, Bunu tüm Belieber'lar yaşasa, Bana onu asla göremeyeceksin diyen insanlar keşke onu şuan karşımda görebilselerdi keşke.
Ağlıyordum deli gibi o lanet olasıca gözyaşlarım suratımdan düşmüyordu, Çığlık atmak istiyordum. Justin Bieber diye bağırmak istiyordum çığlık atarak ağlamak, bağırarak ağlamak istiyordum o yılların acısını böyle çıkarmak istiyordum, ona deli gibi sarılmak istiyordum ama etrafımdakiler onu fark eder diye birşey yapamıyordum bu onun iyiliği içindi.
Ben sarılmadan o bana sarıldı, şok olmuştum elim ayağım birden titremeye başladı o an boğazım kurudu sanki yutkunamıyordum, kokusu ah o kokusu ne kadar da muhteşemdi ciğerlerime kadar çektim o kokusunu muhteşem bir kokusu vardı. Elimi beline dolayarak sımsıkıca sarıldım. 1 dakika sarıldık nerdeyse geri çekildi ve sesizce şunu söyledi;
"Hayır hayır sakın ağlama neden ağlıyorsun"
Eleriyle gözyaşlarımı siliyordu.
"Sakın ağlama Belieber'ime bu yakışmıyor"Gülümsedim.
"Adın ne senin" diye sordu
Heyecanla
"Lola adım lola" dedim"Memnun oldum lola seni seviyorum"
Tam bende Seni seviyorum diyecekken birden Bir yerden
"Lola" diye birinin bağırdığını duydumAh bu en yakın arkadaşım Tidy'di .
Justin tekrar beresini takarak oradan uzaklaştı.
Tidy yanıma yaklaştı
"Lola ? Hey lola beni duymuyor musun? Neden ağladın lola beni duymuyor musun? Neyin var yüzün hayalet gibi.Korkmuşa benziyordu. Ama bu umrumda değildi sadece umrumda olan Justin'di bana "Seni seviyorum lola" demişti ah inanabiliyor musunuz? Bana Seni Seviyorum demişti.
*
Tidy kolarımdan tutup beni çekiştirerek eve doğru götürüyordu sürekli bana "Neyin var Lola " Iyimisin?Diye soruyordu. Ben ise sadece gülümsüyordum hiçbirşey umrumda değildi sadece kahkaha atıyordum.
Tidy benden şüphelenmişe benziyordu ama umrumda olmadığını zaten söylemiştim..
Odama doğru koştum hemen yatağıma uzandım o an tıpkı rüyalarımda ki gibiydi artık kokusunu biliyordum tavana bakıyordum hep o anı hayal ediyordum, öylece uyuya kalmıştım...
Aman Tanrım bu seslerde neydi ne oluyordu evde sanki at koşuşturuyordu, hemen yataktan uyandım aşağı inerek.
"Aile dostlarımız Alex ve ailesi ve minik yaramaz kardeşi Grander . bu çocuk beni deli ediyordu. Grander ve Perry bir araya gelince evi yıkıp sarmana çeviriyorlardı.
Hunter'a gelirsek oda benim gibi 19 yaşındaydı saçları kıvırcık, yeşil gözlü tatlı bir çocuktu ama ona gıcık olduğum kesindi"
Annemin bana seslendiğini duydum
"Hayatım uyandın mı bizde yemeğe geçiyorduk hadi elini yüzünü yıkada hep beraber masaya oturalım"
Hunter'la aynı masada yemek yemek mi bu berbat birşeydi. Ah bu hiç hoş olmazdı onun bana olan bakışları beni gerçektende rahatsız ediyordu.
Yukarı isteksizçe çıkarak elimi yüzümü yıkadım. Kendime aynadan baktım.
"Aman tanrım bu halim ne böyle onların karşısına bu halde nasıl çıktım"
Saçlarımı düzelterek aşağıya indim hepsi yemek masasına oturmuşlardı bile annemin yanına geçerek sessizce oturdum.
Hunter'in bana olan bakışları yine üzerimdeydi aptal çocuk. Diye içimden geçirdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/36489954-288-k313515.jpg)