Aşk Acısı

1.3K 20 6
                                    

Hayattaki en güzel şeylerden biri olan aşk, nasıl olur da insanı bu kadar üzebilir? Belki tek taraflı olduğu için üzülürüz, yeterince karşılık görmediğimiz içindir belki de. Bu acı hiçbir acıya benzemiyor.Hani derler ya öldürmüyor ama süründürüyor, işte tam da böyle. Bu işin en kötü tarafı da tek ilacın o dur. Ondan başka hiçbir şey iyi gelmez sana. Sürekli ondan haber almak istersin , yanında olmak istersin.Ama ne yanına gitmeyi başarabilirsin görmeyi bırak ne arayabilirsin ne de kısa bir merhaba mesajı...Ortak arkadaşlarına sorarsın. O sana seni acıların en derininde tek başına bırakıp gitse de sen onun nasıl olduğunu bilmek istersin yine de. Acaba iyi mi? sorusu yer bitirir insanı. Iste bunun adı çaresizliktir. Oda benim hissettiklerimi hissediyor mudur acaba? sürekli aklının bi ucunda olur bu soru. Şunu söyleyebilirim ki gerçekten seven insan acı çeker. Hatta bu acı bitirir onu. Çünkü elin kolun bağlıdır dünyanın en çaresiz insanı hissedebilirsiniz kendinizi. Whatsapdan çevrimiçi oluşunu izlersin, Facebook'ta kaç dakika önce aktif olduğunu kontrol edersin. Aklına geldikçe ağlarsin. Kızların daha hassas olduğu söylenir böyle konularda. Bence hiç alakası yok. Aşkı cinsiyete bağlamak çok saçma. Aşk; kalp meselesi. Herkesin sevgisi ise acısı kadar. Seven insan merak eder, seven insan özler. Herşeye çare bulan tıp buna da bulmalı bence.Daha ne kadar üzüleceğiz böyle? Daha ne kadar hatırlanacak bütün anılar, fotoğraflar? Doğanın bir kanunu mu sizce çok sevince terkedilmek yada çok sevince sevilmemek, hatta en önemlisi çok sevince kaybetmek? Onsuz bir hayata merhaba demek? İşin en kötü tarafı da sonradan anlaşılan hatalar. Herkes anlar sevdiğinin kıymetini. Nedense hep de kaybedince. Ama bizler çoktan terkedilenler kulübüne üyelik yaptıranlardan olmuşuzdur bile. Yani iş işten geçtikten sonra... Ama bilmedikleri şeyler var. Bir insan yalnızlığa alışırsa eğer bir daha kimseye ihtiyaç duymaz.Bunu bilmiyorlar işte. Alışıyorsun zamanla. Kalbine bıçaklar saplaya saplaya... Pişmanlık yaşıyorsun, deli gibi pişmanlık. Ama neye biliyor musun? O yanındayken kıymetini bilmediğine. Manyaklar gibi mutluymuşun aslında onunla. Kaybedince anlıyorsun. Bunu onunlayken anlayamadığına çok pişman oluyorsun. Aklından bir saniye bile çıkmıyor sesi. Sanki üzerimize sinmiş gibi gelir kokusu daima duyarsın. Sesler yankılanır kulaklarında,kendi söylediklerimiz en çok da. Nasıl bir acı bu; karşılıksız, dokunmadan? Artık nereye baksak onu göreceğiz. Bizim gözümüzde herkes ona benzeyecek artık. Zaman zaman söyledikleri gelecek aklımıza istemsiz yaşlar dökülecek gözlerimizden. Üzüntümüzden bilinmedik hastalıklar edileneceğiz kendimize. Gözyaşlarımız sanki onu geri getirecekmiş gibi ağlarız birde. Telefondaki o ufak fotoğraflar bile ufak bir tebessüm ettirir bize. Yok geri gelmiyor işte. Tüm mesele bunu anlayıp kabullenebilmek işte. İşte yine bomboşum diyebilmek. Umutlarımız hayallerimiz paramparçadır. Önemli olan bunlara rağmen dik durabilmek. Terkedilenler kulübünde olup dimdik kalabilmek. Terkedenler klubü üyeleri size küçük bi tavsiye: "Yaşamak zorundayız ; ailemiz için, sevdiklerimiz için, en önemli de 'KENDİMİZ' için...

Aşk Acısı BelirtileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin