İntikam

6 1 1
                                    

Uyandığımda karanlık ve küçük bir penceresi olan boş bir depodaydım ne olduğunu bile anlayamadan burnuma bir koku geldi kokuyu takip ettim ve ölmüş fareleri gördüm etrafıma baktım sessiz bir depo en fazla ne olabilir ki bir mafya tarafından kaçırılmışımdır
bunlardan mı korkacaktım siz benim hayatımı bilmiyorsunuz anlaşılan dedim ve onlara bir ders vermeyi düşündüm birinin gelmesini bekledim ama gelen kimse olmadı. işte bu biraz ürperticiydi. Biraz bekledikten sonra kaçış yollarını aramaya başlamam gerektiğini anladım ve başladım da. Sadece küçük bir pencere ve kokuşmuş fareler burdan ne beklenirdi ki hiç de korkutucu değildi. Her kim beni buraya getirmişse amacına ulaşamamış çünkü biraz sonra dışarıda olacağım. nasıl mı? Oradaki bir kapısı kırık tozlu dolabı yan yatırdım ve üstüne basarak pencereye tutundum. Sonra kırık ve küçük pencereden atladım. Fakat bodruma inen merdivenleri görmemiştim. Kafamı merdivene vurdum ve sonrasını hatırlamıyorum. Uyandığımda gece olmuş sokaklar bomboştu. Evin yolunu tuttum ama ev neredeydi sanırım kaybolmuştum. Ama ben düz gitmeyi seçtim. Kendi evimi bulamadım ama bir arkadaşımın evini gördüm ve oraya gittim. Telefonlarını kullanıp ailemi aradım ve iyi olduğunu söyledim. Ailem çok endişelenmişti. O gece orada kaldım ve ertesi gün babam beni almaya geldi. Eve gittim ama bu işin peşini bırakmayacaktım. Düşünmeye başladım depoda uyanmadan önce neredeydim? Düşündüm ve en son arkadaşımın yanından ayrıldım ve bir taksiye bindim evime gidiyordum. Daha sonrasını hatırlayamıyorum. Ama çok önemli bir ayrıntı vardı. Ben ve arkadaşım ben taksiye binmeden önce bir fotoğraf çektik ve fotoğrafta taksinin plakası görünmüş olabilirdi arkadaşımın arayıp bana o fotoğrafı atmasını istedim.bana attı ve taksinin plakasını gördüm. Annemden izin alıp dışarı çıktım. Bu taksinin taksi durağını buldum ve oraya bu plakalı takside bir eşyamı unuttuğunu söyleyip o taksiyi göstermelerini istedim. Ama şuan göstermeyiz çünkü o taksi birilerini almıştı dediler.
Bekledim taksi gelmeyince çıktım ve o depoya gittim. Küçük pencereye tırmandım ve içeri baktım. 2 tane çocuk ikisi de erkek ve 11 yaşlarındaydı. Zavallıları da kaçırmışlar. Onlara yardım etmeyi düşündüm. Ama onları bayıltmışlardı.
Bundan sonra ne yapacaklarını az çok tahmin etmiştim. Birilerini daha kaçırıp onları ya süründürecek ya öldürecek ya da dilendireceklerdi. Pencere hala kırıktı tam pencereden inip çocukları uyandıracaktım ki. Bir ses duydum saklandım sesler gittikten sonra çıktım pencereden baktım ve 2 çocuk yerine 6 çocuk olduğunu gördüm. Bunları kurtarmanın tek yolu polisti. Ama ben kendi intikamımı kendim alabilirim. Polis falan yok. Eve gittim ertesi gün geldiğimde pencereye demir parmaklıklar koyulmuştu ve iki Koruma vardı. Duvarın arkasından korumaların konuşmasını duydum. Korumalar patron sanırım 1 saat içinde bunları öldürür diyordu. Sadece 1 saatim kalmıştı. Onları nasıl uyandıracaktım. Sonra 5 dakika bile geçmeden kapı açıldı ve içeri güzel giyimli zengin ve belinde silah olan bir adam ve korumaları girdi. Sanırım patron buydu. Çocukları götürün diye bağırdığında kendime geldim ve çocukları kurtarmam gerektiğini hatırladım. Saklandım çünkü korumalar bu tarafa geliyordu. Korumalar gidince yine pencereye geldim ve dinledim. "Çatlak yumurtalar sizi, dileneceksiniz ve para toplayacaksınız. " Dedi güzel giyimli adam yani patron. Rahatladım onları öldürmeyecekti. Onlar dinlenirken onlarla konuşabilirim diye düşünüyordum taa ki patron hepinizi bir korumalar uzaktan gözetleyecek diyene kadar.
Ertesi gün sabah erken gidip çocukları uzaktan takip ettim ve çocukların direndiği yere gittim. Aklıma hiç bir fikir gelmiyordu. Sonra
Acaba paranın arasına bir not koyup versem nasıl olur diye düşündüm ve yaptım da. Notta şunlar yazıyordu:

Merhaba çocuklar bende sizin gibi kaçırıldım ve aynı kişiler tarafından korkmayın sizi koruyacağım ve kurtaracağım. Yarın yine burada dilenin bir plan kuracak ve size not ile vereceğim. Bu kağıdı okuduktan sonra yırtın.

Daha aklımda bir fikir yoktu. Ama bir plan bulacaktım. Korumalar beni tanımasın diye bere takıp yüzümü tanınmaz hale getirdim.
Ertesi gün evden çıkamadım çünkü annem izin vermemişti. Ama zaten hala bir planım yoktu. Ama en azından iyi olduklarını görmek istiyordum. Annemi ne kadar ikna etmeye çalışsamda olmadı. Evde bir plan bulmaya çalıştım ve hatta kaçmaya çalıştım ama olmadı.
Elbet bir fikir bulacaktım.
Çok korkuyordum onlara birşey olur
diye. Akşam olmuştu saat sekiz buçuktu. Anneme ben uyuyacağım dedim, annem erken değilmi dedi.
Yok anne biraz yorgunum dedim. Ve uyudum ama planım başkaydı. Saat altı olduğunda evden çıktım. Depoya gittim çocukların yarısı uyuyordu bir tanesi ise uyanıktı onu çağırmadan önce deponun etrafını kontrol ettim. Kimse yoktu zaten depo da sadece çocukların yattığı yerden oluşuyordu.
İşte bu çok iyiydi. O uyanık olan kızı çağırdım ve onları saat kaçta dilendirdiklerini sordum. Kız saat yedi buçukta ta dedi. Kıza arkadaşlarını uyandırmasını söyledim hepsi uyanınca onlara olanları anlattım. Yani benim kaçırıldığımı nasıl kurtulduğumu falan. Sonra orada bir plan düşünmeye başlarken korumaların geldiğini duyup saklandım. Çaresizlik ile eve döndüm ve ertesi gün geldiğimde çocuklar çok açtı. Onlara biraz yemek verdim saat yedi buçukta kimse oraya gelmedi. Nedenini bilmiyordum. Çaresizlik çok kötüydü. Biraz bekledim saat dokuz olmuştu. Hala kimse yoktu. Ve üstelik yeni çocuklar da gelmiyordu. Bir kaç gün böyle geçti her zaman aynı saate ordaydım ve bekliyordum kimsecikler yoktu. Sanırım çocukları ölüme terk edip gitmişlerdi. Bu ne kadarda üzücü. Zavallıları kurtarmalıydım.

SADECE BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin