kedini görebilir miyim.

24 3 0
                                    

jisung artık bazı şeyleri kafasında oturtmuştu. biliyordu artık o parkın, o kedinin kime ait olduğunu, o gözlerin kime ait olacağını.

kendi de artık en güzel gününü bekler olmuştu. kendi boşluğu yaşadıkları üzerine yok olmuştu buna seviniyordu ama biliyordu ki bu sonsuza kadar sürmeyecekti.

jisung hep bunu düşünürdü. hayatım boyunca böyle yaşayamam. biliyorum bi yerde düzelebilirim ama ya düzelemezsem. hayatımı böyle geçiremem diyordu kendine hep. kendi sıradanlığını bu düşünceler bozuyordu. hisleri onu hasta hissettiriyordu.

minho ise sona yaklaştığını hissediyordu. artık en güzel en mutlu günü önemli değildi. hanji'yi düşündü. o güzel yüzünde bi gülümseme belirdi minho'nun. minho çok güzeldi. her detayına kadar ama o bu güzel tabloyu karalamaya karar vermişti. hiç düşünmeden çizikler atıyor yeni renkler katıyordu bu sanat eserine.

----------—--—----—----—----------—--—----—---

----------—--—----—----—----------—--—----—---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

lino: tam şu an buradayım gel ve beni kurtar.
3 beğeni
0 yorum

jisung gördüğü gönderiyle hemen ayaklandı.
biraz daha baktı yazılan şeye ve fotoğrafa. gittiği parkın en son kısmında olduğunu biliyordu buranın. kendisini çağırdığını da biliyordu. yine de emin olamadı. biraz bekledi.

ne kadar durmak istese de ayakları hareket etmeye başladı. jisung'tan bağımsız ilerliyorlardı. jisung askıdan ceketini aldı ve ayaklarınım sözünü dinlemeye başladı.

hızlı adımlarla yürüdü. parka ulaştı. daha da hızlandı.

karşısında sokak lambası altında aya bakan kişiyi fark etti. bu görüntü yavaşlamasına neden oldu. hatta bir süre sonra durdu. bu görüntüyü ezberlemek istedi. telefonunu çıkardı ve fotoğrafını çekti. yavaş yavaş ona yaklaşmaya başladı. sesini çıkarmadan sessizce.

yanına ulaştığında hiçbir şey söylemeden o da kafasını kaldırdı ve ayı izledi. minho geldiğini fark etti. hafifçe başını eğdi. "gerçekten güzelmiş" dedi. jisung minho'nun gözlerine baktı. 'gerçekten güzelmiş' dedi.

ikisi de birbirlerinin bu denli tanışmasına şaşırmışlardı ama bir yandan da ikisi de markette birbirlerini gördüğünde, birbirlerinin yorumlarına cevap verdiklerinde, birbirleriyle mesajlaştıklarında ihtimal hep bu olsun istiyorlardı. jisung marketteki çocuğun lino olmasını, minho hanji'nin marketteki çocuk olmasını istiyordu.

minho ay ışığında jisung'a hafifçe eğildi yüzüne yaklaştı. yüzünü unutmak istemiyor gibi her parçasında gözlerini dolaştırdı ve hızlı hızlı kırpıştırmaya başladı. jisung güldü.
"ne düşünüyorsun?" dedi. minho çok hafif geri çekildi. içinden gülümser bir sesle 'benden çabuk fark ettin' dedi.

jisung minho'ya yaklaştı iyice. dudaklarına değdirdi dudaklarını. minho sıcaklık hissetti. dudaklarında, ellerinde, yaralarında, kalbinde. jisung dudaklarından ayrılırken 'jisung' dedi kısık bir sesle. minho başta anlayamasa da sonrasında 'minho' diye karşılık verdi.

jisung gülümsedi. "çok yaratıcıymış" dedi.
minho "sen de ji koymuşsun işte" dedi. ikisi de gülümseyip aya döndürdüler kafalarını ama jisung saniyesinde tekrar minho'ya bakmaya başladı. hafızasından silinmeyen yaralarına götürdü elini. minho çok hafif eğdi başını jisung'a baktı. jisung apaçık duran yaraları öptü. minho'nun canı acıdı. yarası sızladığı için değil. ilk defa böyle bir şey yaşadığı için. vücudu nasıl tepki vermesi gerektiğini bilemedi.

jisung "yara bandı bile yapıştırmamışsın" dedi. minho "nasıl olsa iyileşmeyecekler, kapatmaya gerek yok" dedi. jisung minhonun kollarını tutup kendine sardı. minho iyice jisung'a yaklaştı. 'bir olduklarını' hissettiler.

ikisi de yürümeye başladı. nereye gideceklerini, ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlardı. öylece yürüyorlardı. jisung "kedi" dedi. "kedini görebilir miyim?" minho gülümsedi. başıyla onayladı ve evinin yoluna saptılar. çok geçmeden jisung minho'nun evinin kapısındaydı.

içeri girerken tereddüt etti. içinden 'en güzel günümde ölmek istiyorum.' cümlesi geçiyordu ve nefesi kesiliyordu ufaktan. jisung düşündü 'bu en güzel günü olamaz. ona daha güzel günler yaşatabilirim. bunun farkında olacak.'
dedi.

içeriye girdi ve o güzel sarı kediyi gördü. direkt yanaşıp sevmek yerine minho'nun geçen gösterdiği şeyi yaptı. elinin dışını kediye uzatıp koklamasını bekledi. minho bunu görünce ağlayacak gibi hissetti. 'çok güzel' diye düşündü.
________________________________

en güzel günümde ölmek istiyorum •minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin