Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
lino: günlerdir seni görüyorum ama hiç seni ısıtmaya çalışmamıştım. en güzel ve en sıcak günlerini geçir. benim yerime de ısın, benim yerime de oyna, benim yerime de mutlu ol. 3 beğeni 0 yorum
minho'nun bu fotoğrafı paylaşmasının nedeni birazcık da hanji'nin görmesini istemesiydi. ne ima etmek istiyordu içinden ne geçiyordu düşünmeden paylaşmıştı ve istemişti bunu. hanji biri sıcak yuvasını bulmuş geriye diğeri kalıyor.
lino peşimden geldi.
hanji bu bir şeyi değiştirmez. herkes bir şekilde yardım ister. neden söylediğim şeyleri kabul etmiyorsun? madem bu kadar çok istiyorsun ölmek neden duruyorsun?
lino yazıyor...
duruyorsun çünkü yardım istiyorsun fark edilmek istiyorsun. birinin seni kurtarmasını istiyorsun.
*jisung bunları yazarken kendine hakim olamıyordu yazmamak istiyordu çünkü söylediği şeyleri biri kendisine söylese çok sinirlenir hatta karşısında olsa döverdi. çünkü kendisi de lino gibiydi. ölümü düşünüyordu. ölmeyi düşünüyordu ama yapmıyordu. aynı lino gibi. ama neden bunları söylüyordu. lino'ya yardım etmek istiyordu. sonra bi an durdu lino'ya yardım değil de kendine mi tutunacak bir dal arıyordu. yardım etmek ister gibi gözüküp bencilliğini hat safhaya mı taşıyordu. yazdığı mesajlara baktı. başka bir şey söyleyemedi.*
lino ölmek için bekliyorum.
hanji anlamadım?
lino ölmek için en güzel günümü bekliyorum. en güzel günümde ölmek istiyorum. lino çevrimdışı
hanji yazdıklarımı gerçekten yazmak istemedim. özür dilerim. sana en güzel gününü yaşatmak isterdim. bunları yazana kadar... hanji çevrimdışı ------—---------—----------———------—--------- jisung normalde asla yapmayacağı salaklığı düşünürken kendini tokatlamak istiyordu. daha fazla düşünmemek için dışarı çıktı. hava iyice kararmış hafif esintiyle biraz soğumuştu. jisung bu havaları çok severdi. yürümeye başladı.
evinin yakınında marketi görünce duraksadı. geçen gördüğü çocuk aklına geldi. çocuğun detaylarını unuttuğunu fark etti. sadece gözlerini hatırlıyordu. gülümseyip markete girdi. kendine bi içecek alıp çıktı.
yakınlardaki yürüyüş parkına doğru ilerledi. ağaçlar ve yol çok güzel gözüküyordu. aklına lino geldi. tekrar kendini tokatlamak istedi. çıkarıp lino gibi bir fotoğraf çekmek istedi. sokak lambası. dökülen yapraklar. ağaçlar ve ay ışığı. telefonunu indirip aya baktı. bi süre sonra yürümeye devam etti. ilerideki bankı görünce oraya doğru ilerlerdi. normalde kimse olmazdı burada ama bugün gözüyle saydığı kadarıyla 5-6 kişi vardı. ileride de birkaç kedi duruyordu. oturmadan önce yanlarına ilerledi. kediler sokak kedisi değil de sahiplerinin dolaştırmaya çıkarmış olduğu kediler gibiydi. hepsi kuyruklarını sallıyor birbirlerini kokluyoroynaşıyorlardı.
içlerinden sarı ve gri olan jisung'a yaklaşınca eğilip başlarını okşadı ayağa kalktığında gri olan yanından ayrıldı sarı olan birazcık daha bacağına sürtündükten sonra sahibi olduğunu tahmin ettiğii adamın hareketlenmesiyle kafasını oraya çevirdi jisung da karanlıkta adama ufak bir bakış atıp son kez eğildi ve sarı kedinin başını okşadı sonrasında banka doğru ilerledi.
yavaş yavaş insanlar parktan ayrılıyordu. gri kedi, sarı kedi ve sarı kedinin sahibi olduğunu düşündüğüm adam ve tabi ki jisung vardı. boş boş etrafı izlerken gelen bildirimle telefonuna baktı jisung.
lino bir yeni gönderi paylaştı. hemen bildirime bastı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
lino: ay ışığını görmek isterdim. son kez gözlerimi kapatırken. 2 beğeni 1 yorum hanji: aynı lambanın altında sen aya bakarken ben gözlerine bakmak isterdim. son kez bakıyormuş gibi.
jisung yorumunu attıktan sonra fotoğrafa geri döndü her zaman fotoğraflara sonrasında tekrar bakar ne kadar güzel olduklarını düşünürdü. bi süre baktıktan sonra biraz önce bu yoldan geçtiğini fark etti. galerisine girip kendi çektiği fotoğrafa baktı. tam tersi yolda çekilmiş haliydi lino'nun paylaştığının. 'nasıl olabilir' diye düşündü. kafasını kaldırdığında parkta kimse yoktu. gri kedi ve kendi hariç. sarı kedi de gitmişti. sarı kedi...
