8

10.6K 1.3K 686
                                    

Haiiii ben geldiiim. Huuuh açıklama kısmındaki 'Ara verildi' yazısı da an itibariyle kalkmış bulunmakta. Wizard'a geri dönüyorum. Umarım fici okumaya devam eder, desteklerinizi esirgemezsiniz.

Sabırla beklediğiniz için minnettarım. Sizi çok seviyorum. Jungkook'un vlive yayınında yılan dövmesinin gerçekten var olduğu gerçeğiyle yüzleşince gelen ilham üzerine Wizard'a dönmenin vakti gelip çattı dedim. Eh o gelen ilhamla da aldım bilgisayarı elime yayından sonra bölüm yazmaya başladım.

Bu arada mantık dışı olaylar gerçekleşiyor malum bu ficte jshsdfjdh yani tamamen hayal dünyama dayalı yazıyorum, saçma bulanlar olabilir belki, ama benim hoşuma gidiyor ve bu kurguyu devam ettirmek istiyorum, ettireceğim de eheheh. Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Kıpkırmızı saçlarını geriye doğru hırçınca itekleyip, yarım ağız gülümsedi.

Yattığım yatakta hafifçe doğrulup oturur pozisyona geçerken kuruyan dudaklarımı dilim yardımıyla ıslattım. Yeniden sesim çatlak çıkmasın diye öksürerek boğazımı temizledim.

Ardından aramızda oluşan sessizliği bozdum. "Ben... Yardım edebilirim istersen Taehyung?" Rahatlamış olmanın verdiği o mahmurluğa rağmen sesim son derece kışkırtıcı bir tınıda dökülmüştü dudaklarımdan.

Tek kaşı itinayla havalanırken, göz kontağımızı koparmadan bacak arasına yapışıp kalan kıyafetini çekiştirerek düzeltti.

Aralık dudakları arasında görünen ön dişlerini aheste bir şekilde alt dudağına saplarken tasasız bir şekilde başını iki yana salladı.

Bu baş hareketiyle nemli ve dağınık saçları havaya saçılarak dalgalanıp gözlerinin üstüne beceriksizce döküldü.

"Odada kal ve dinlen." dedi ve duruşunu dikleştirip geniş omuzlarını sergilerken, o uzun, ince ve kemikli parmaklarını ceplerine tıkıştırdı.

Hâlen daha soluklarım düzene girmese de, odadan çıkmak adına topukları üstünde döndüğünü gördüğüm anda dudaklarımı konuşmak adına araladım.

"Sen bana yardım ettin, ben de sana seve seve yardım edebilirdim." diye atıldım kuru bir sesle, boğazım kuruduğu için sesim son derece pürüzlü çıkmıştı.

Sözlerim adım atmak üzereyken onu duraksatmayı başardı ve ellerini ceplerinden çıkartma ihtiyacı duymaksızın bana geri döndü.

Bakışlarımız orta yolda çarpıştığında, o derin bakışları nefesimi tekletti. Dudaklarının iki kenarı aheste bir şekilde yukarıya kıvrılırken, gözleri oyunbaz şekilde itinayla kısıldı.

"Seni bir nebze kontrole almışken, yeniden kontrolden çıkmana yardımcı olamam." dedi ağır ağır ve bana göz kırpıp önüne döndüğü gibi kapıya adımlamaya başladı. Ne yani... Az önceki o çılgınlık bedenimi terk etmiş ve durağanlaşmaya başlamıştım, lakin onu rahatlatmak için yardımcı olmaya kalkışırsam bu yeniden çılgına döneceğim anlamına mı geliyordu?

Sözlerinden bunu çıkarıyordum. Pekâlâ beni tek bırakınca çıldırmayacaktım öyleyse yakınımda olmadığı için yine acı hissedecek miydim?

Düşüncelerimin derinliğinden sıyrılıp kapı kulpunu yakalayıp dışarıya çıkmak üzereyken söze atıldım.

"Sen yanımda olmayınca canım acıyacak mı Taehyung?"

Sorumla birlikte attığı adım havada kaldı. Ayak tabanını zeminle buluşturduğu gibi kapı eşiğinde duraksadı. Kapı kulpuna asılmaya devam ederken, bana doğru dönmek yerine boynunun izin verdiği ölçüde başını bana doğru çevirdi.

WIZARD • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin