Başladığınız tarihi yazar mısınız ♥️
BÖLÜM ŞARKISI: CEM ADRİAN |KÜL|
Herkese merhaba!
Buradaki dördüncü hikayem ile tekrar karşınızdayım. Aklımdaki onca kurgunun arasında sonunda birinin kuyruğunu tuttum ve bilgisayarın karşısındaki yerimi alırken başladım yazmaya. Yalnızca aklımda canlanan birkaç bölüm için uzun soluklu bir hikayeye başlamak çok mu çılgınca? Özellikle bir de YKS döneminde!
Umarım karakterlerimizin evrenleri hepimizin hoşuna gider. Dram, romantizm ve aksiyon dolu bu evrende benimle olursanız çok mutlu olurum.
Bölüme geçmeden önce yıldızı aydınlatmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayalım. Sizlerin fikirleri, hisleri de benim için çok önemli.
Keyifli Okumalar...
17. Bölümde karakter anlatımına geçilmiştir.
"Sen devam etsen ben de şurada soluklansam?"
Narin gözlerini mağazaların camından alıp yanında kendisine bıkkın bir halde bakan arkadaşına döndü. "Sanarsın maraton koştuk! Altı üstü alışveriş." Bir yandan arkadaşına cevap vermek ile meşgul olurken diğer yandan aldıkları yetmemiş olacak ki gördüğü ayakkabılara, elbiselere hayranlık ile bakıyordu. "Neyse. Ben bir iki mağazaya daha gireyim sende burada kal ama."
Genç kız arkadaşına gülümseyip onaylar mırltılar çıkarırken onun bir giyim mağazasına girip görünürden kaybolmasını beklemiş ve hemen ardından yanında duran banka oturarak derin bir nefes vermişti. Son üç saattir bir alışveriş merkezinde Narin'e verdiği ve verdiği için pişman olduğu söz nedeniyle gezip duruyorlardı. Kesinlikle vaktinin çoğunu bu tarz işlere harcayacak kadar boşa yaşamıyordu ve istediği tek şey geniş, yumuşak koltuğunda kitaplarını okumaktı.
İnce bileğinde sıkıca duran siyah kol saatine kısa bir bakış atarken kollarını göğsünde birleştirmiş ve irislerini alışveriş merkezinin ışıltılı tavanında gezdirmeye başlamıştı. Rengarenk ampuller, aşağıya doğru sarkan uzun süsler ve nereden geldiğini anlayamadığı müzik sesleri ile zihnini yoruyor; insanlar ile birleştiğinde ortaya koca bir kalabalık çıkıyordu.
Zihninde herhangi bir şarkının hoş melodisi canlanırken ayakkabıları ile gizli bir ritim tutarak kendine eşlik ediyordu. Geçirdiği dopdolu ve hızlı bir haftanın ardından aslında şimdi sakinlik içinde oturmak bir nebze de olsa iyi gelmişti. Ruhu usul usul çekildiği kabuktan başını çıkarmış etrafı kolaçan ederken derin bir nefes aldı. En azından kafasında kurduğu dünyada yalnız ve dingin hissediyordu kendini. Ellerine bulaşan kan veya kulaklarını dolduran ağrılı sancılar yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİFİŞEK
ChickLitKıdemli Üsteğmen Ateş ORBAY askeri hayatına atıldığı günden bu yana kalbinin kapılarını kapatmış kendisini yalnızca mesleğine adamıştır. Tek isteği savaşmak ve kötülerin kökünü kazımak olan Üsteğmen Ateş bir gün ansızın çıka gelen genç bir doktorun...