Yang Jeongin
Omzumu yavaşça sıvazlayan ve ismimi söyleyen Hyunjinle ne zaman kapandığını hatırlamadığım gözlerimi açtım. Gözlerimi ovusturduktan sonra kafamı ona çevirdim.
"Geldik sayılır, uyuyakalmışsın." 'şaşırmadım' diye geçirdim içimden mal Jisung'un ask hayatını niye gecenin bir yarısı dinlemeyi kabul ettiysem sanki.
"Ah cidden.. Teşekkür ederim-"
"Hyunjin." isimlerimizi söylememiştik neyseki sözümü kesti yoksa rezil olurdum.
Gülerek "Teşekkür ederim Hyunjin." dedim
"Ne demek." gülümseyip ayağa kalktı ve çantasını sırtına takıp otobüsün kapısına ilerledi.
Ben de onun arkasından kalktım, otobüs durup sırayla önce o ardından da ben indim. Aynı bölümde olduğumuz için şanslıydım.
"İlk dersin ne?"
"Kuantum fizigi."
"Süper benim de daha yarım saat var arkadaşlarımın yanına kantine ineceğim gelmek ister misin?" Jisung'un bugünkü dersinin öğleden sonra olduğunu ve takılacak başka biri olmadığını göz önünde bulundurup teklifini kabul ettim.
Yan yana sohbet ederek kantine indiğimizde 5kişinin oturup sohbet ettiği masaya doğru ilerledik ve o masanın önünde durduk.
"Günaydın!" Hyunjin muhteşem gülüşüyle giriş yaptığında yüz hatları bana tanidik gelen biri yüzünü buruşturdu.
"Bağırmasana, sabah sabah..."
"Üzgünüm Minhocuğum seni rahatsız ettiysem biraz daha bağırayım." Minho ismini duyunca başımı hızla tekrar ona çevirdim.
Bu Jisung'un aynı bölümünde olduğu biricik ilk görüşte aşkı ve flörtüydü. Ona baktığımı hissetmiş gibi bana bakıp gülümsedi ve tekrar sinirle Hyunjine döndü.
"Canım bakıyorum çok açsın ister misin biraz?" deyip masadaki peçetelikteki peçeteleri gösterdi.
"Ahahah ilahi Minho."
"Of susun başımı ağrıttınız." Sarı kıvırcık saçlı çocuk konuştuktan sonra bana döndü. "Selam ben Chan."
"Jeongin ben de memnun oldum." ismimi söylediğimde gözleri biraz açılmış kısaca Hyunjine baktıktan sonra geri bana dönmüştü.
"Ben de memnun oldum."
Hepsiyle sırayla tanıştıktan sonra yan taraftan bir sandalye çekip oturdum. Benim ardımdan da Hyunjin oturdu.
Arada sohbete katılmam arada konuşulanları dinlememle geçen yarım saatin sonunda Hyunjinle ikimiz dersimiz şimdi olduğundan kalkmıştık.
"Nasıl sevdin mi bizimkileri?"
"Evet, eğlenceliler." Kafa sallayıp güldü
"Öylelerdir, ayrıca mal." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Gül gül içinde kalmasın, demesiyle gülmeye başladım.Bir süre sonra gülmem durduğunda ona döndüm, yüzündeki tebessümle beni izlemesine pek takılmayıp arka kapıdan iceri girdim. Uykum vardı ve önde dersi dinleyip not olamayacak kadar yorgundum.
Herhangi bir yere çantamı attım ve oturdum, benim yanıma da Hyunjin geçti ve bir defter ile tükenmez kalemini çıkardı. Ben de profesörün içeri girmesiyle telefonumun ses kaydını açıp masanın üstüne bırakıp kafamı kollarımın üstüne koydum.
Kafamı sıraya koymamla Hyunjin bana kısaca bakmış ardından profesörü dinlemeye devam etmiş, bense gözlerimi kapatıp uyuklama yolundaki ilk adımı atmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
voice record || hyunin √
Fiksi Penggemarbir onceki gün geç saatte uyuyan jeongin dersi dinleyemeyecek kadar uykusu olduğunu fark ettiğinde sonradan dersi dinlemek için ses kaydı alır hyunin minific