İnanması Zor Gerçek

13 3 14
                                    


"Lale'yi hiçbir zaman sevmedim. O hep çok tuhaftı. O defteri bir kere görmüştüm. Ve çizimlerinin hepsinin tek ortak noktası hep birinin ölüm eşiğinde olmasıydı. Sena, benim küçüklük arkadaşım. Onun ölümü aynı defterdeki ölüm gibiydi, kime söylersem söyleyim delirdiğimi düşündüler. Kendi başıma araştırmak zorundaydım. Lale hakkında bildiğim her şeyi sıraladım. Elime çokta bir şey geçmedi. Ama ilginç bir şey vardı. Bazı şeyler uyuşmuyordu yine de nerden bakarsam bakayim mantıklı gelen tek bir seçenek vardı."

"Ne?" Merakla sorduğum sorunun ardından sıkıntıyla saçlarını geriye atarak konuştu. "Delirdiğimi düşünüceksiniz ama, ben geleceği rüyasında gördüğünü düşünüyorum." Furkan'la birbirimize bakmıştık. Biz bunu zaten biliyorduk.

Furkan Tuğçe'ye dönerek konuştu. "Bunu sana ne düşündürdü?"

"Geçen gün sınıfta tek ikimiz vardık. Uyuyordu ve sayıklıyordu 'yangın, hayır, çık ordan, Onur' "

Furka'la tekrar birbirimize baktık. O yangının çıktığı gün o binaya gidecektik. Bunu rüyasında mı görmüştü?

"Sonra caddenin ordaki binada yangın çıktı. Çok mantıklı olmadığını biliyorum ama aklıma başka bir seçenek gelmiyor." Tuğçe bize beklentiyle bakmaya başladığında Furkan'a bakarak onaylarcasına kafamı salladım.

"Tuğçe, sana bildiğimiz şeyleri anlatmak için önce sana güvenmemiz gerek." Tuğçe iç çekerek konuştu. "Bana güvenmeniz için ne yapabilirim?" Bu sefer söze ben girdim. "Bir planımız var. Ama bize bir kişi daha lazım. Eğer yardım edersen sana bildiğimiz şeyleri anlatırız." Kaşları çatıldı. "Ne gibi bir plan?"

"Yardım edecekmisin, etmeyecekmisin?"


"Labaratuvarmı?" Furkan'ın dediği şeyin hemen ardından Melih onaylarcasına kafasını salladı. "Evet labaratuvar, dersi orda işleyecekmiş." Furkan'la birbirimize baktık. İkimizin aklından da aynı şeyin geçtiği belliydi. Furkan kulağıma yaklaşarak konuştu. "Ya gördüğün rüya gerçek olursa?" Kafamı iki yana sallayarak konuştum. "Olmaz, olmamalı."

Kimya labaratuvarına girdigimizde sınıfın çoğu burdaydı. Korkuyla ağzımı araladım. "Herkes rüyamdaki yerinde oturuyor." Furkan hiçbir şey dememişti. Gözlerim Lale'yi aradığında bulmak o kadar da zor olmamıştı. O da aynı yerindeydi.

"Siz iyi misiniz? Yüzünüz solmuş." İkimizin de bakışları Tuğçe'ye döndü. Dediği şeye onaylarcasına kafamı sallayarak Furkan'ı da çekiştirip bizimkilerin yanına gittim. Tuğçe'nin bakışları hala bizdeyken sıralardan birine oturdum.

Şu an Tuğçe ile ilgilenemezdim.
Kafam yeterince karışmıştı.

Tuğçe son bir kez bana bakarak gidip Furkan'ın yanına oturmuştu.

"Abi ne halt yemeğe geldik buraya?" Akın'ın dediği şeyle beraber seslice yutkundum.

Belki yine rüya görüyordum. Lale'nin öldüğü rüyayı tekrar tekrar görebildiğime göre bunu da tekrar görebilirdim.

"Deney yapacağız ya Akın."

Sakin ol Onur, sakin ol.

"Bomba yapmayacaksak ben yokum."

Sedece rüya, sadece rüya, sadece rüya.

Tamam şimdi Furkan beni kapıya çağıracak ve sonra deprem olacak. Sonra da uyanıcağım.

Bakışlarım Furkan'ı bulduğunda elindeki telefona baktığını görmüştüm.

Niye gelmiyordu?
Gelmesi lazımdı.

Bir kaç saniye ardından yerin sallanmaya başlamasıyla istemsizce ayağa kalktım. Deprem oluyordu, hemde ikinci kez.

"Herkes çöksün!" Yanımdaki Melih'in bağırmasıyla berbaer gözlerim Lale'ye kaydı. Oturdugum yerden kalakarak hızla ona doğru gittim. Ama yetişmem imkansız gibi duruyordu.

PARADOKSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin