AU-Şimdi anlıyor musun?.. dnf / dream smp / diğer ships

-Başlangıç-

George rahat ve büyük yatağında uyandı. Göz kapaklarının arasına hafif aralanmış perdesinden süzülen ışık, onu tatlı bir şekilde rahatsız etmişti. Rahatsız bir şekilde yatağının diğer tarafına dönüp telefonunu açtı. Okula cidden çok geç kalmıştı. Algılaması birkaç saniye sürse de geç kaldığını anlar anlamaz yatağından atlayıp yüzünü yıkadı. Karşısındaki aynaya bakınca, yeni uyandığında ne kadar aptal gözüktüğünü fark etti ve gülümsedi. Banyodan çıktıktan sonra direkt kıyafetlerini giyip, iki ekmek parçasını yerken okula koştu.

...

Okula on dakika geç kalmıştı! Ürkek bir şekilde kapıyı araladı ve içeride birinin olup olmadığını kontrol etti. Şanslıdır ki, içeride hoca yoktu. Derin ve rahatlamış bir şekilde nefes verdi ve sırasına baktı. Sırasında birinin başını sıraya koymuş bir şekilde oturduğunu gördü. George hızlı ve nazik bir şekilde "Burası benim sıram da... Kalksan diyorum" dedi.

Sırasında oturan çocuk başını kaldırdı ve George tüm yüzünü kaplayan, beyaz, gülüyormuş gibi gözüken bir maske olduğunu gördü. Hemen sonra çocuk, "Sıranın boş olduğunu görünce düşünmeden oturdum, hemen kalkıyorum!" dedi ve kalktı. George bu tuhaf çocuğun yüzünde gülen bir maske olduğunu görünce biraz şaşırdı, o maskeyi nasıl okulda takmak için izin alabildiğini düşünse de, saçını düzeltmek gibi daha önemli işleri vardı. 

Hocanın o yokken sınıfa gelmemesi umuduyla okul tuvaletine gidip saçını düzeltti. Geri geldiğinde sırasında daha önce oturan çocuk yine oturmuş, hafif utanmış bir şekilde George'a bakıyordu. George yanına gittiğinde çocuk "Başka sıra yoktu, gerçekten ben de üzgünüm..." dedi.

George'u o belirli belirsiz huzursuzluk kaplamıştı. Bu duyguyu dağıtmak için artık yanında oturacak olan çocuğun adını öğrenmesi gerektiğini düşünerek adını sordu.

"Adım Dream..."

Çok umursamadı, ne gariptir ki sınıftaki diğer 7 kişinin de takma adı vardı. George soracağı diğer soruyu düşünürken Dream kısık ve güzel sesiyle," Senin adın ne?" diye sordu. George hafif bir şekilde kızarıp, "Adım George, tanıştığımıza memnun oldum." dedi. 

Bunları der demez içeriye hoca girdi ve bıkkın bir şekilde yeni gelen öğrenci olan Dream'i görüp kendisini tanıtması için biraz bekledi. Dream yavaşça, hafif uzun, kirli sarı rengindeki* saçlarını kulağının arkasına alarak çekingen bir şekilde sınıfın tam önüne geçti ve kendini tanıtmaya başladı.

"Adım Dream, yaşım 16, sizinle tanıştığıma memnun oldum. Umarım arkadaş olabiliriz."

Bunu dedikten sonra Dream ve George'un oturduğu yerin üst çaprazında oturan siyah saçlı, okul kıyafetinin üzerinde ateş simgesi olan bir broş takan çocuk elini kaldırıp, "Gerçekten kendimi tanıtıyorum dediğin şey bu mu? Neler yapmaktan hoşlanırsın mesela?" diye sordu.

Dream geçiştirmek için yemek yapmayı ve bilgisayar oyunları oynamayı sevdiğini söyledi. Soruyu soran çocuk mutlu gözükerek "Gerçekten mi? Bana yemek yapmayı öğretirsin o zaman." dedi. Yanında oturan arkadaşı Karl onu dürterek, "eğer Sapnap geliyorsa ben de varım!" diye araya girdi.

George ise "Adın gerçekten Dream mı yoksa sadece takma adın mı? Hiç adı Dream olan biri olduğunu duymadım da..." diye sordu.

Dream bıkkın gözükerek "gerçek adım Clayton, kısaca Clay, ama yine de bana Dream deyin. Eğer başka sorunuz yoksa gidiyorum" dedi ve George'un yanına oturdu. George ve Dream çaprazlarındaki sapnap ve Karl'ı izliyorlardı. 

Karl, George'un en yakın arkadaşı olan Alex, namı diğer Quacikty'nin bir yakın arkadaşlarından biriydi. George, Karl ile çok yakın olmasa da birbirlerini tanıyorlardı. Karl ve Sapnap'ın arkasında Skeppy oturuyor, Skeppy'nin arkasında olan BBH ise Skeppy ile derste durmaksızın UNO oynuyordu. Yanlarında olan arkadaşları bundan rahatsız olsalar da Skeppy'nin inatçılığı yüzünden söz geçiremiyorlardı.

*= Kirli sarı, renk anlamında. bkz= dirty blonde

                                                                  1. BÖLÜM SONU <33 

                                                       >_ < Umarım beğenirsiniz! >_<