Bazı psikolojik gerçekler vardır. Mesela bunlardan biri insan ne kadar mutlu olursa o kadar az uyurmuş.
Bu kitabın bölümlerine böyle giriş yapmak istedim nedensizce. Sizlerle bir psikolojik gerçek paylaşarak başlamak - tabi kitapla biraz alakalı olacak. Sizi seviyorum.
Umarım iyisinizdir sizleri seviyorum.
🎶 = Sia - Chandelier
_________________Sanırım aklım başıma geldiğinde ben 16 yaşımda falandım. Üstümdeki kıyafet bile denmeyecek şey gıcık bir tane hastane önlüğüydü , etrafımda ise hastane kokusu hüküm sürüyordu.
Şimdi 27 yaşındaydım. Üstümdeki ipekten pahalı bir elbiseydi , etrafımda ise yasemin kokulu tütsü ve onunla birlikte benden yayılan ıhlamur kokusu hüküm sürüyordu.
Bu on bir yılda çok şey oldu. Hani derler ya devletler yıkıldı, yerine yeni devletler kuruldu falan filan... Aynen öyle oldu diyebilirim. Çünkü o cehennemden kaçmayı başarabilmiştim.
En başta hatırladığım şey durmadan beni bir yerlere sürükleyip ne olduğu bilinmeyen iğneler yapmalarıydı ki bu çok acı verici bir şeydi.
Bunlardan her ne olursa olsun kaçmayı başarmış, kendi ayakları üstünde duran, güçlü, başarılı ve sevilen bir psikiyatrist olmuştum.
Başına neler geldi nasıl psikiyatrist oldun diye düşünebilirsiniz, insan isterse her şey olabilir.
Benim hayatım baskılardan ve hor görülmekten oluşmuştu. Ailem yokmuş güya, onlar öyle demişti.
Kaçtığım anı da çok iyi hatırlıyorum. Sonsuz gibi gelen bir gecenin yarısıydı. Müdür ve doktorlar, neredeyse bütün korumaları alarak şehir dışında bir toplantıya gitmiş, laboratuvarda çok az koruma kalmıştı. Bu durum benim yararıma, onların ise büyükçe zararına olmuştu. Çünkü mükemmel bir planla kaçmış, orayı yerle bir etmiştim. Gram pişman değildim.
Onlar bunca insana acımamışlardı. Aralarda masumlar da yoktu. Masum gibi görünenlerse bize yapılanlara karşı üç maymunu oynamışlardı. Yani her halükarda suçluydular.
Şimdi ben, tek kişilik, başkalarına fazla yer vermediğim hayatım ve danışanlarımla gayet mutluydum. Kimsenin bu düzeni bozmasına izin vermezdim asla.
_____________
Daha anlatmaya devam etseydim tek bölümlük bir kitap olur diye burada kestim.Başta hastane kokusu sonda ise laboratuvar yazıyor ne alaka diyenler olacaktır. Onu şöyle açıklayayım.
Hastane kokusu denilen şey normalde serumlardan yayılan B vitamini kokusu. Kaldığı odada ona kanındaki sıvı - elektrolit dengesini sağlamak için belli saatlerde serum veriyorlar.
B vitamini bulunduğu içinde hastane kokusu denilen koku odasına yayılıyor.
Laboratuvar konusu ise şöyle. Ne idüğü belirsiz iğneler, çalışmalar falan demiştim. O çalışmaların yapılması için gereken laboratuvarlar var odalar da oranın üst katında.
Anlarsınız ya ilerleyen zamanlarda anlatamadım galiba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON'SUZ
General FictionKitapta aşk olacağını düşünmüyorum ona göre başlamanızı rica ediyorum. ^^^^^^^^^^^^^ Kulağı kısmen sağır bir kız... Üç yıldır sürmekte olan bir dava... Kız, hayatını zindana çevirenlerin cezalarını çekmesini istiyor, Onlar ise cezalarından kaçma...