sahil <[hyunin]>

akşamüstü güneş denize batarken.

'HJ'

Gözlerimden akan yaşları
durduramıyordum..

Nasıl oluyor da bu kadar düşüncesiz olabiliyorlardi? Bana sormadan boşanma kararı alıp öylece kardeşim ve beni ayiramazlardi.

Denize bakıp derin bir iç çektim, sahile gelmek sakinleşmek için iyi bir fikirdi. insanlarin burayı neden tercih etmediklerini anlamıyordum, aslında bu yanlız kalmama ve rahatlamama yarıyordu.
Bir anda denizi daha yakından görme,  hatta hissetme isteğiyle doldum. Koşarak denize yaklaştım, sonra durdum. Çünkü birşey fark etmiştim.
Benim yaşlarımda gözüken, büyük ihtimalle uyuya kalmış bir çocuk.

Çocuğa yaklaşma isteğim denize yaklasma istegimi unutturmustu.

Yavaş adımlarla yanına yaklasip onu daha yakından görebilmek için eğildim.
Kafasındaki şapka gözlerini gormemi engelliyordu, yavaşça şapkayı kafasından çıkardım.
Gözlerini kisacak kadar büyük gulumsemesinin sebebini merak etmiştim.

Tilki gibi duruyordu.

Tatlı.