{ Kayıtsızlık, hareketsizlik. }><
'' Kendini klonlaya biliyor musun? '' Yok artık ya gecenin 1'i olmuş ve Jisung hala ne olanaksız şey varsa inciğine cinciğine kadar soruyor, karşısındaki galaksi gözlü ise far görmüş tavşan gibi bakıp kem küm ediyordu.
Jisung yeni bir soruya geçerken ben hala galaksinin ''özel kitaplarımın'' yerini nasıl bulduğunu düşünüyordum. O kadar gizliydi ki, annemin temizlik hastalığı bile bulduramamıştı o resimli kitapları ama bugünkü duruma bakacak olursak o kadar da gizli değilmiş.
'' Gözlerinden ışın yansıtıp yumurta yapabiliyor musun? '' Bu çocuğun beynine hayranım ya süzme bir beyin resmen. '' Aa şey hayır. Daha önce öyle bir güce sahip olan, bir ırk dahi görmedim. Yumurta ne ki? '' Galaksinin kaçamak bir şekilde bana uğrayan irisleri resmen huyumuzu bilmemesine rağmen yardım diliyordu.
'' Jisung saçma salak ne soru varsa hepsini sordun kardeşim helal olsun. Ve sana ayrılan sürenin sonuna geldik. Annen seni merak eder hadi kış kış. '' Kısa ve net bir şekilde anlatmama rağmen Jisung şansını bir nebze olsun zorlayıp, yarın geleceğini belirtip gitmişti.
. . .
'' Urus kitapları seviyorsun. Peki ya kitaptakileri yapmayı da seviyor musun? '' Sözleri olduğum yere çakılmama neden olduğunda irislerim kocaman oldu. Hareket edemiyordum ve sadece galaksinin parlayan çillerine odaklanmıştım. Neden parlıyordu bu çiller?
'' Imm ne kitabı ya? A onlar mı benim değil ya. Bir arkadaşımın anlarsın ya. Şey için bana vermişti şey işte... '' Heyecanla kelimeleri birleştirmeye çalışmaya, çalışıyordum ki pek başardığımı da sanmıyorum. Aklıma ilk sıvışan fikirle yeniden söze atıldım.
'' Kitaplar çok tozlu olduğu için annesi atmasını söylemiş. İşte arkadaşım içinde öneml... '' Sözlerimi kalp şeklindeki dudaklar bölerken kalbimin belirli kısımlarına bombalar düşüyor alev alıyordu.
Baskı yok olduğunda ne ara kapandığını bilmediğim göz kapaklarım aralanmıştı. Yanaklarım alev alırken galaksinin yanakları ve çilleri parlıyor ve ışın saçıyordu. Yoksa bir tür utanma reaksiyonu muydu bu? Ah cidden şu varlıklar oldukça büyüleyici.
Alev alan yanaklarımı sönmesi amaçlı soğuk olan avuç içlerimi bastırdım. '' Şey... Bir daha böyle şeyler yapma, tamam mı? Burada böyle yaparsan insanlar seni kötü biri sanabilirler. '' Saatin geç olması benim uykumu getirirken galakside tık yoktu acaba bu canlılar uyumuyor muydu?
'' Seninle nasıl ''aşk'' anlamında anlaşabilirim Urus? '' Cidden böyle pat diye her şeyi söylemek zorunda mıydı? Ah ben herkese çok açık sözlü olurken resmen bu galaksinin açık sözlülüğü bana batıyordu.
. . .
Dolabımdaki pijamalarımı alıp yeniden küçük duş alma yerinde giymiştim. Bu gece rahatça bir uyku çekmeliydim. Aksi takdir de yarınki galaksiye ''insan olma dersleri verme'' fikrim beni mahvederdi.
'' Sen benim yatağımda uyu ben koltukta uyurum. '' Sunduğum teklifle irislerime gülümseyip sallana sallana yanıma geldi. '' Yatağında asılmak ve gevşemek pek rahat değil Urus. Bugün sen yokken denemiştim. '' Ne asılmak mı ? '' Söylesene ''asılmak ve gevşemek'' uyumak, dinlenmek demek mi sizde? '' Ufak bir kıkırtıyla odayı süslerken ben bir varlık nasıl bu kadar parlak gülebilir diye kalakalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Centaurus - Hyunlix
Science FictionBizden birkaç ışık yılı uzaktaki yaşam sizi bu kadar büyülemedi mi? Orada çok özel canlıların yaşadığı kanıtlanamasa da, kalbimde bir dürtü tetikledi ve onların var olduğunu söylemekten asla vazgeçmeyeceğim. • Proxima Centauri, Erboğa takımyıldızı...