(3) Varvara Yönetimi Şaşkın

10 1 0
                                    

"Pekala," dedi Varvara, büyük ihtimal Gerasim'le yaptığımı telepatik konuşmayı sonlandırınca, bu süre zarfında sessizlik rahatsız edici şekilde her yanı sarmıştı, "kulağımıza birçok şey geldi ancak birçoğu uydurmadır diye kulak arkası ettik. Bu da kesinlikle onlardan biri olsa gerek!" diye ayaklandı, karmaşık düşünceleri hareketlerine de yansıyordu, öyle ki ellerini önünde duran sandalyeye koyabilmesi hayli zaman aldı, "Bu mevzu beklediğimizden çok daha uzun sürecek belli ki, yönetim üyeleriyle de bir araya gelmemiz ve mevzunun tatsız sonuçlar doğurmaması adına kararlar almamız lazım."

"Anlamıyor musunuz?" diye böldü Noris, "Varvara Yönetimi'nin değişmesini istiyoruz, bu mevzuda kararı verecek olan Varvara Yönetimi olamaz herhalde!"

"Öyle sanmaya devam edebilirsiniz," diye anlayışla cevapladı Varvara, "...ama emin olun alınacak kararlarda yönetimden çekilmemiz de olasılık dahilinde."

Varvara böyle söyleyince en başta Gerasim olmak üzere hepimiz şaşırdık. Gerasim'in anlamaya çalışan bakışları Varvara'nın gözlerini yakalamaya çabalarken Roshan noktayı koydu: "Kendi kardeşini bile adalet için hapse atabilen bir yöneticiye de bu yakışırdı..."

"Onu hapse atmadım." dedi Varvara, dikkat kesildik, "Onu hapse en uysal atlarla gönderdim." Herkes birbirine baktı, "Evet bu günü burada geçirmenizi isteyeceğim sizden, odalarınız hazırlanmaya başladı bile, gün dilimi sona erdiğinde yeniden konuşuruz olur mu?"

Varvara hızla odadan uzaklaştı. Kapı kapanırken Gerasim her birimizi süzdü ve sanki şaşırmış olmamızın sebebine cevap verirmiş gibi, "Evet atlar hala var ama sadece özel yolculuklar için kullanılıyorlar..." dedi. "Bir alt kata inebilirsiniz, gün dilimi sona erene kadar siz de münakaşa edin aranızda. Sonuçta uzun zaman sonra bir fitil ateşe verildi ve onun söndürülüp söndürülmeyeceği, tam olarak kimin elinde patlayacağı ya da hedefinin aslında ne olduğu konusunda sizler de söz sahibisiniz..."

"Kesinlikle o fitil sönmeyecek, kesinlikle fitilin hedefi belli ve kesinlikle uyumayacağım..." dedi Noris tatlı bir ses tonu, meydan okur bakışlarla.

"Nasıl derlerdi, 'Asla, asla deme.'" dedi Gerasim. Ayaklandık, aşağı inerken benim aklımdan geçen şu oldu doğrusu: Demek burada da uyuyorlar...

Aşağı indiğimizde şaşırtıcı bir kalabalık tarafından yutulduk. Sanki diğer katlarda ve bahçede gördüğümüz herkesi bir araya toplamışlardı. Tembihlenmiş gibi kimse bizimle ilgilenmiyor, herkes bir işle meşgul gözüküyordu. Böylesi yoğun bir ortam ya sahiden önemli bir olaya gebeydi ya da gerçekten kurgulanmıştı.

"Bahse varım burada olduğumuzu öğrendiler ve o yüzden bu kadar kalabalık hale geldiler. Şimdiyse biz kendimizi önemli hissetmeyelim diye ilgisizi oynuyorlar."

Noris'in bu yüksek ancak beklendik özgüveni için diyecek bir şey bulamadım. "Bana hiç öyle gelmiyor nedense..." demek istedim. Bana bakışlarını fark edince bunu istemekten öte dediğimi anlayıp hafif çekinir bir tavır aldım. İşte ses ağızdan yine kolay çıkıyordu...

"Arkadaşlar siz keyfinize bakın. Biz biraz fikir paylaşımı yapacağız." dedi Noris ben hariç diğer herkesi uzaklaştırmak isteyen bir vurguyla. Sanki bu komutu bekliyormuş gibi memnuniyetle uzaklaşan dava üyelerine 'beni de alın' der gibi baktım. Çünkü Noris'in yukarıdaki ve buradaki söylemlerimden ötürü benimle ilk kez birebir konuşmak istediğini tahmin etmiştim. Roshan da gitmeye yeltenince Noris onu durdurdu ve bu beni epey rahatlattı.

"Adın neydi kardeşim?" diye sordu Noris. Roshan'a verdiğim cevabı veremezdim. Bir süre duraksayınca Noris onu bu sorudan dolayı ayıpladığımı düşünmüş olacak ki, "Hatırladım şimdi kusura bakma." dedi. Gerçekten hatırladı mı emin değildim, söylerse bu benim için avantaj olabilirdi ama söylemeden konuya girdi: "Yolda gelirken Roshan'la muhabbet ettiğinizi gördüm." dedi. Roshan'la göz göze geldik. Bunu ikimiz de tahmin etmemiştik anlaşılan ama böyle olmasının bir ziyanı yoktu. "Yukarıdaki katılımın da gözümden kaçmadı." diye sürdürdü Noris, nereye bağlayacaktı merak ediyordum, "Anlaşılan söz sahibi olmak istiyorsun..." ve haddimi mi aşıyordum? Bunu mu diyecekti? "...Bu dava için faydalı bir kazanım. Dostlarımızın çoğunda bir çeşit tembellik var. Düşünme ve kendi benliğini ortaya koyma tembelliği... Çoğu aramızda konuşulanları kavrayıp, yeri geldiğinde dile getirip, görev icrasını gerçekleştirir. Onlar da bizim için bir kazanç, ne var ki Yakim, senin gibi yoldaşları olsun ister... Benliğini ortaya çıkarıp, birliğe yeni bir mum yakan türden... Yakim'i hapisten çıkardıklarında ona Roshan gibi, senin gibi yoldaşlarının varlığını göstermek en büyük dileğim..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 14, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAPININ ARDINDA (BH1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin