"Ginny uyan! Hadi kalk! Hogwarts'a gidiyoruz! Uyan! Hadiii!!!!"
Ginny'yi sarsarak uyandırmaya çalışıyordum, o sırada annem aşağıdan seslendi.
Mw: Lyra! Ginny! Arkadaşlarınız geldi! Aşağı gelin.
Lw: Ne?! Harry ve Hermione mi?!Dönen merdivenin tutacaklarından kayarak salona indim. Koşarak Harry'ye, ardından Hermione'ye sarıldım.
Hp: Lyra yavaş ol düşecektim.
Hg: Sana bütün yaz mektup yazdım.
Lw: Ben de, seni çok özledim.Sarılırken Ron, Fred ve George'u yüzleri asık bir şekilde yere bakarken görürsün.
Lw: Yine uçan arabayı mı çaldınız?
Mw: Evet tatlım, yine. Hadi bakalım, birazdan çıkmamız gerek. Ginny acele et!....................
Dumbledore yine her yılki gibi konuşmasını yaptı, "aCı ÇeKeReK öLmEk iStEmEyEn HiÇ KiMsE üÇüNcÜ kAt kOrİdOrUnA GiTmEsİn" Hashalxlxld buna her zaman gülmüşümdür.
1. sınıflar binalarına seçilirken Harry'yi yüzünü ekşitip yara izine dokunurken gördüm. Ona döndüm,Lw: İyi misin?
Hp: Sanırım...
Lw: Yara izin mi acıyor?
Hp: Biraz... Lyra bana inanıyorsunuz değil mi?
Lw: ...
Hp: Onun döndüğüne inanıyorsunuz değil mi?
Lw: Cedric bu konu hakkında konuşmuyor, yani tek şahit sen gözüküyorsun.Bunu derken huff masasında oturan cedric'e baktım, o da bana bakıyordu. Tekrar harry'ye döndüm,
Lw: Ama ben sana inanıyorum. Asla böyle bir konuda yalan söylemezsin. Sen hiçbir konuda yalan söylemezsin.
dedim. Yaklaşık yarım saat sonra herkes binalarına çıktı. Hermione ve Ginny ile odamız yine aynıydı. Üçümüzün odası her zaman aynı olmuştur. Hermione, Ginny'nin kızıl saçlarını örüyordu. O sırada ben de telefonumdan Harry ile mesajlaşıyordum;
Hermione'nin seslenişiyle refleks olarak telefonu kapadım.
Hg: Hey sana sesleniyorum! Neye sırıtıyosun bakim??
Lw: Hiiç yok bişey
Hg: Var bişey var hadi dökül
Lw: Ya yok dedim ya HermHermione dikkatimi dağıtırken Ginny'nin telefonumu aldığını fark etmemiştim.
Gw: Bakalım ne yazıyo?? Hmm... "Uyudun mu?", "Uyuduğunu düşü-"
Lw: Ver şunu!Ginny mesajın tamamını okuyamadan telefonumu elinden çektim.
Gw: Herm! Harry'yle mesajlaşıyodu.
Lw: Eee ne var yani??
Hg: Bişey yok da niye göstermediğini anlamadık sadece. Neyse gel Ginny, konuşsunlar bakalım ;)
Lw: HERM! Saçmalama!
Hg: Valla ben bişey demedim, sen başka düşündün şekerim ;)
Lw: Senin başına uyku vurdu, uyu istersen.Tekrar telefonu açtım. Harry'nin yeni mesajını gördüm;
Telefonu kapatıp uyumaya çalıştım. Ama Harry'yi düşünüyordum. Hem yaşadıklarını hem de...neyse boşverin. Acaba o beni düşünüyor muydu?
....................
Saat sabah 7'ydi. Normalde hiç bu kadar erken kalkmazdım. Ama gece uyuyamamıştım. Ses yapmadan kalktım ve üstüme sivil kıyafetler giyindim. Yatakhaneden sessizce ayrılıp bahçeye çıktım. Ağacın kenarında oturan Cedric'i gördüm. Sabahın bu saatinde ne yapıyor olabilirdi ki? Yanına gittim.
Lw: Günaydın?
Cd: Günaydın Lyra.
Lw: Erkencisin?
Cd: Evet, uyku tutmadı.
Lw: Beni de... Şey uygun bir zaman mı bilmiyorum ama sana bişey sormam gerek.Yanına, çimenlere oturdum. O da bana döndü.
Cd: Tabi dinliyorum?
Lw: Eee geçen yıl-
Cd: Lyra o konuyu açma, lütfen.
Lw: Ama Ced...
Cd: Tamam. Anlatıcam.
Lw: G-gerçekten mi?
Cd: Evet, .....Bana mezarlığa ışınlandıklarından itibaren her şeyi anlattı. Onu çok dikkatli dinliyordum.
Lw: Peki bunları neden kimseye anlatmadın?
Cd: Çünkü unutmak istiyorum.
Lw: Anlıyorum... Tamam o zaman, daha sonra görüşürüz, olur mu?
Cd: Tabi, görüşürüz.Ağacın kenarından kalktım ve gry salonuna döndüm. Hemen Harry'ye mesaj attım;
"Harry!
Uyan!
Çok önemli haberlerim var!
Harry uyannn!!!
Aloooo!!"Hemen cevap yazdı;
"Noldu?
Kötü bişey mi?
İyi misin?"Benim için telaşlanması hoşuma gitmişti.
"Merak etme, iyiyiz.
Cedric'le ilgili.
Yarım saate büyük salonda buluşalım?""Olur, geç kalma :) "
Biraz dinlenip saati gelince Büyük Salon'a indim. Harry beni bekliyordu.
Hp: Eee anlat hadi!
Lw: Bana her şeyi anlattı. Tüm olanları ve aynı senin anlattığın gibiydi. Yalan söylemedi.
Hp: Tamam, peki ses kaydı nerede?
Lw: Ses kaydı mı?
Hp: Kayda almadın mı?!
Lw: H-hayır-
Hp: Sen gerizekalının ta önde gidesin Lyra!
Lw: Ay sen çok zekisin! Cho'ya bakarken bi suyu bile ağzında tutamıyorsun!Söylediğimin anca farkına varmıştım. Ona Cho'dan hoşlandığını gösteren bi gönderme yapmıştım. Ama buna neden üzülmüştüm ki? Sorun şu ki, onun da yüzü düşmüştü. Sanki bunun olmasını istemiyormuş gibi...
Hp: Ben Cho'dan hoşlanmıyorum.
Lw: Geçen yıl öyle değildi.
Hp: Ama şu an ondan nefret ediyorum. Hem sana da kötü davranıyor. Bambaşka biri oldu.Onu sevmemesine de sevinmiştim. Bunun neyin belirtisi olduğunu hepimiz biliyoruz. Sadece ben bunu kabullenmek istemiyordum.
Hp: Her neyse, konuyu saptırmayalım. Peki Cedric'e gidip bunları Dumbledore ve Bakanlık'a da anlatmasını söylesene yapar mı?
Lw: Bilemiyorum ama denerim.Biz konuşurken salona Neville girdi.
Nl: Tre- Özür dilerim, umarım bişeyi bölmedim. Trevor'ı arıyordum.
Lw: Merak etme Neville, hiçbir şeyi bölmedin. Trevor'ı burada görmedik.
Nl: Tamam ben en iyisi çıkayım.Saat daha 8 olduğu için hiçbir öğrenci uyanmamıştı. Koskoca salonda sadece biz vardık. Rahatça konuşabiliyorduk.
Beğenirseniz oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lyra Elizabeth Weasley
FanfictionRonald Weasley'nin ikiz kardeşi Lyra'nın hikayesinin anlatıldığı bu kitapta kader yeniden yazılıyor... "Ne demeye çalışıyorsun?" dedi Lyra şaşkınca. Ginny başını dikleştirdi ve ona döndü, "Diyorum ki ben de ondan hoşlanıyorum!" (Kitap hesabın ana sa...