Harry ile sohbete daldığımızı fark etmemiştik. Gülüştükten sonra bi an sessizlik oldu. Göz göze geldik ve uzun bi süre birbirimize baktık, ya da bana uzun gelmişti. Yüzlerimizin yaklaştığını farkında değildik. Kontrol elimizde değildi ama bilin bakalım ne oldu?
Hg: Lyra! Her yerde seni arıyor-duuumm... şey ben böldüm galiba?
Hp: Evet Herm böldün-Sanırım dediğinin farkında değildi. Ona şaşkın bir bakış attım. Hermione daha fazla zor duruma sokmamak için salondan çıktı. Gerçi durumumuz da pek normal değildi.
Hp: Lyra, ben... Özür dilerim, istersen hiç olmamış gibi davran-
Lw: Hayır sorun yok. Sadece ikimizin arasında kalabilir, a bir de herm var tabi.Bu dediğime sevinmiş gibiydi. Ama belli etmemeye çalışıyordu. Ben ise utandığım için konuyu değiştirmeye çalışıyordum.
Lw: Şey...ben en iyisi Cedric'le konuşmaya gideyim.
Masadan kalktım ve Cedric'i aramaya başladım. Onu kütüphanede buldum ve hemen yanına gittim.
Lw: Tekrar merhaba..
Cd: Merhaba Lyra?
Lw: Şey seninle sabahki konuyla ilgili konuşmak istiyordum. Acaba bunları... Dumbledore ve Bakanlık'a da anlatabilir misin?
Cd: Lyra sonra konuşalım.
Lw: Cedric, bundan kaçamazsın!Sesim yüksek çıkmıştı. Tüm kütüphane bize bakıyordu. Kolundan çekip boş bi köşeye sürükledim.
Lw: Özür dilerim, sadece neden anlatmadığını merak ediyorum.
Cd: Çünkü istemiyorum tamam mı?! Beni zorlama!
Lw: Bana bağırmayı kes! Ayrıca bu bi seçim meselesi değil, buna mecbursun. Yoksa neler olacağını hiç düşündün mü? Voldemort hayatta, canlı ve bir savaşa hazırlanıyor. Bakanlık önlem almazsa Voldemort bunu kullanır ve hazırlıksız bir anımızda saldırı yapar.
Cd: Lyra, bak her şeyi bilmiyorsun.
Lw: Anlat o zaman! Ne duruyorsun?! Sana yardımcı olmaya çalışıyorum.
Cd: Olma tamam mı?! Olma! Çünkü olamazsın!Yanımdan çekip gitti. Hiçbir şey anlamamıştım. Neler yaşamıştı ki? Her şey anlattığı gibiydi. Ama gerçekten de Harry'nin bile bilmediği bi şeyler olmuştu. Ben de o gidince tekrar Harry'nin yanına gittim. Gry salonunda oturuyordu. İç çekerek yanındaki koltuğa oturdum.
Lw: Bu sefer s!çtık, her şeyi batırdım!
Hp: Noldu anlatsana?
Lw: Ya işte neymiş, bilmediğimiz şeyler varmış da, asıl yaşadıklarını bilmiyomuşuz da bilmem neymiş... Konuşmamak için bahane arıyor.
Hp: Off eee şimdi napıcaz?
Lw: Gram fikrim yok, tükendik.Arkamdan bizimkiler geldi ve yanımızdaki koltuklara yayıldılar. Hermione bana göz kırptı, neyse ki kimse fark etmedi.
Rw: Sizi aradık neredeydiniz, noldu yüzünüz niye böyle?
Lw: Sabahtan beri bi bilsen ne olduğunu-
Hg: Ne olmadı ki? ;)
Gw: Evet hep sizi aradık. Herm de sizi bulamadı.
Hg: Evet, noldu gerçekten?Olanları anlattık...
Rw: O zaman Cedric'i çıkışta tutuyoruz.
Gw: Çüş Ron! Daha neler?! Gidip doğru düzgün konuşacağız işte.
Lw: Denedik ya, ilk kez Ron'a hak veriyorum çünkü başka yolu yok.
Hg: Siz iyi misiniz?! Tehdit mi edeceksiniz çocuğu? Durumun ciddiyetini anlatırsak ve hep birlikte gidersek belki yapar.Arkamdan Oliver'ın geldiğini fark etmemiştim.
Ow: Merhaba Lyra. Quidditch antrenmanı var. Gitmemiz gerek.
....................
Gw: Ben yoruldum, salona geri dönüyorum çocuklar.
Hp: Tamam Ginny görüşürüz.
Lw: Gel biz de dinlenelim aşağıda.Harry ile çimenlere indik. Süpürgemin üstünde su içerken Harry etrafımda dönmeye başladı, sonunda süpürgesiyle yanıma geldi.
Lw: Eee napalım?
Hp: İstersen biz de gidelim.
Lw: Olur. Wood! Biz dönüyoruz.
Ow: Tamam görüşüz Lyra.Harry ile süpürgelerimiz elimizde şatoya yürümeye başladık. Onunla konuşurken çok zevk alıyordum. Onunla sohbet etmek çok güzeldi. Kafamda bunları düşünürken bahçeye vardığımızı fark etmemiştik. Harry bi anda yürümeyi bıraktı. Bunu fark edince ben de durdum ve ona döndüm.
Lw: Noldu?
Hp: İçeri girmesek mi, gel biraz şu ağaçta oturalım.
Lw: Eee olur...Ağaca çıktı, bana da yardım etti ve büyük dala oturduk. Birkaç saniye sessizlik oldu. Sessizliği bozup bana döndü.
Hp: Lyra, konuyu tekrar açmak istemiyorum ama büyük salonda-
Lw: Harry ben de aynı şeyi düşünüyorum utanmana gerek yok. Doğruyu söyle, o anı unutmak istiyor musun?
Hp: ...
Lw: Ben de öyle düşünmüştüm. Açık olacağım, ben de unutmak istemiyorum. Olmamış gibi davranmak zorunda değiliz.
Hp: Gerçekten mi?
Lw: Evet, fazla açık sözlü olduğumu biliyorum. Veritaserum bile bu kadar dürüst konuşturmuyor.
Hp: Yani şimdi...
Lw: Evet, olabilir.
Hp: Biz mi..?
Lw: Gayet açık değil mi?Yine kontrol elden gitmişti. Yüzlerimiz yine yaklaşıyordu. Eli yanaklarıma gitti. Gözlerimiz kapandı. Bu sefer dudaklarını hissetmiştim. Öpüşmek dediğin kış geceleri kadar uzun, yaz günleri kadar sıcak olmalıydı; öyle de oldu. Yaşadığım en büyüleyici an olabilirdi. Birkaç saniye sonra yavaşça dudaklarından ayrıldım.
Harry'den;
Ben gerçekten uzun zamandır Lyra'ya aşıktım. Ama bunun farkında bile değildim. Her şeyi o an hissettim. Çok uzun sürmüştü, ya da bana öyle gelmişti. Yavaşça dudaklarımdan ayrıldı. Gözleri parlıyordu. Elini tuttum ve ağaçtan aşağı atladık. İçeri doğru yürüyorduk, hala elimi tutuyordu. Pek konuşmadık, bu sefer sessizliği bozmadım. Utanmış gözüküyordu, ki ben de öyleydim. Çok değişik ama aynı duygular içindeydik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lyra Elizabeth Weasley
Fiksi PenggemarRonald Weasley'nin ikiz kardeşi Lyra'nın hikayesinin anlatıldığı bu kitapta kader yeniden yazılıyor... "Ne demeye çalışıyorsun?" dedi Lyra şaşkınca. Ginny başını dikleştirdi ve ona döndü, "Diyorum ki ben de ondan hoşlanıyorum!" (Kitap hesabın ana sa...