Sevgili okuyucularımız (eğer varsanız çünkü hiç sesiniz çıkımıyorda :D) uzun süre bir bölüm yazamadık çünkü biz TEOG öğrencileriyiz ve 1. sınavlarımız vardı( Zaten şuan da az bir zaman kaldı.) Bu yüzden hepinizden çok özür diliyoruz. Bu ayın ilk ve son bölümünü yazıyoruz. TEOG'dan sonra hızla devam edeceğiz. Umarım şuana kadar kitabımızı severek okumuşsunuzdur. Kitabımızı hiiç unutmuyoruz sürekli aklımızda takipte kalın :* öpücüklendiniz.
GökBuIlyada'dan
Kitap okumayı bitirdiğimde saat 00'ydi ve gözlerim çok acıyordu. Artık yatma vaktinin geldiğini düşündüm. Lambamı kapatmamla uykuya dalmam bir oldu. Kapının zil sesini duyunca bana asırlar gibi gelen bir uykudan kalktım. Saat 00:30'tu. Ne! Yani sadece yarım saat mi yattım? Lambayı açtım ve saçımı topuz yapıp aşağı ayaklarımı süre süre gittim. Acele etmeme gerek yoktu. Bu saatte gelen biri beklesede bir şey olacağını düşünmüyorum. Kapıyı açtığımda bunu düşünmediğim için kendime lanet okudum. Çünkü gelen,benim çarpıştığım çocuktu. Kapının önünde donup kaldım. Aklımdaki tek soru evimi nereden bildiğiydi.
- Sen?
- Ben... Ilyada ben seni tanıyorum. Başından geçen herşeyi biliyorum ve sana yardım etmek istiyorum. Hiçbir şey bilmememe rağmen senin suçsuz olduğuna eminim.Kısacık bir soruma karşı bu kadar uzun cevap vermesi beni şaşırtmıştı. Bu sözleri karşısında hâlâ sessizce yüzüne bakıyordum. Ve sessizliği bozan o oldu.
- Biliyorum saat çok geç ama bir avukata ihtiyacın var, değil mi? İşte o avukat ben olabilirim. Sana zorlama yapmıyorum sadece yardım etmek istiyorum. Tamam beni tanımıyorsun bu yüzden güvenemeyebilirsin. Bu nedenle yarın seni Starbucks'ta 17:00'te bekleyeceğim. Eğer gelirsen sana bana dair herşeyi anlatacağım. Düşünmek isteyebilirsin ama fazla vaktin olduğunu zannetmiyorum.
Sonra bir kağıt parçasına bir şeyler karalayıp bana verdi. Kağıdı aldım ama okumadım. Sonra gözlerini benden ayırmadan geri geri yürüdü. Ardından arkasına dönüp arabasına bindi ve gitti. Kapıyı kapattım ve kağıdı okudum.
"Augustin Waters
0-800 .................
Her zaman arayabilirsin"
Kağıdı gördükten sonra içimde sadece numarayı kaydetme isteği vardı. Neden bilmiyorum fakat hayatımda ilk defa bir yabancıdan telefon numarası almıştım ve bu bana oldukça önemli gelmişti. Dava hakkında tam umutlarımı yitirirken bana umut olması en azından onu dinlemem anlamına geliyordu. Yani yarın "Starbucks yolcusu kalmasın!!" Yüzümde aptal bir sırıtışla odama geri döndüm ve yarını düşünürken uyuya kaldım.Augustin'den
Telefon numaramı ona verdikten sonra üzerimden bir yük kalkmış gibi hissediyordum. Artık herhangi bir sıkıntısında bana ulaşabilecekti. Neşeli bir şekilde arabaya binip evin önünden uzaklaştıktan sonra yüksek ses müzik eşliğinde California turu atmaya başladım. Takılı olan flaşımdan en enerjik olanı seçip şarkıya eşlik etmeye başladım. Giderek artan mutluluğum hızıma etki ederken 1,5 saatlik turumun sonuna geldim ve eve gidip kendimi yumuşak yatağıma bıraktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK KURTULUŞ
AdventureKafası çok karışıktı,bilmiyordu kimin doğruyu söylediğini. Belki de katil O'ydu. İnanmak istemiyordu işte. O kadar masum bir kızın saflığı gözlerinden akıyordu ama sadece o bunu görüyordu maalesef. Başına büyük bir bela alacaktı,hatta ölümü... Peki...