Matematik dersini kimse takmaz. Çünkü öğretmenimizin sesi her ne kadar bağırsada az çıkar. Bunun için hocamız sınıfımıza getirdiği kalın kitapları sırasına vurmayı tercih eder.Bu kitap kimi zaman kalın bir cetvel olarak değişedebiliyor.
Yine bir gün dersteydik ve bizim Tufan yapıcaktı gene yapıcağını...Her zaman ki gibi derse giren biz. Tufan'ın aramızda olmadığını fark ettik ve başladık kolidorda hocayı oyalamaya. Herkes sırasıyla bir soru götürüyordu. Tufan da sonunda gelebilmişti. Sınıfa girdik.
Tufan derste konuşuyor konuşuyor veee susmak usanmak bilmeden konuşuyordu. Bunu gören hocamız Tufan'a (-)'yi yapıştırı verdi.Tufan da hocaya sinirlenerek, daha da hızlı ve neredeyse nefes bile almadan konuşmaya başladı. Buna artık dayanamayan hocamız defter kitap vurmanın bir anlamı olmayacağını görünce Tufan'ı tahtaya en yakın yerde yan bir şekilde tek başına oturtturdu. Tufan'a artık ne kadar kin ve öfke sardığını ne siz sorun nede ben söyleyeyim, işte böyle bir kinle bizimde dersi dinlememizi engelledi. Dolabın içindeki kağıt bardakları görünce resmen kafasında bir ampul yandı bile diyebilirim.Bu bardaklarla çeşitli cambazlıklar mı desem tutup kule yaptığını mı anlatsam bilemedim. Birde bu kuleden bir bardak yere düşmez mi??? Hoc öfkeden delirdi. Tufan ın sırasını öyle bir ittirdi ki neredeyse Tufan bile yere düşüyordu. Daha sonrada Tufan dan ses soluk çıkmadı zaten... Haa şimdide yaramazlık yapıyor dersi kaynatıyor fakat önce ki kadar değil.
İşte bizim matematik derslerimiz böyle geçiyor.....
Matematik hocamız bizi sever , bizde onu fakat o bunun bence farkında bile değil.
NOT: Eğer bir öğretmen olursanız çocukların huyuna gidin ve lütfen not konusunda cimrilik yapmayın.
Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum... Bu hafta çok yoğundum fazla yazamadım umarım sıkılmazsınız.