Okulun dışında da hayat vardı tabi... Okulda oluşmuş sıkı dostluğun verdiği arkadaşlarla gezmek eğlenmekde güzeldi. Bizim tayfa her Cuma çıkar dışarı. Annelerimiz de alıştı artık bu duruma , kimi zaman eve geç kalırız ama bi tek Cuma dışarıya çıktığımızdan pek fazla kızmazlar.
Yine bir Cuma günü çıkmıştık dışarıya. Her zaman ki gibi buluşma noktamız olan spor salonuna gelmişti herkes.(bizim eve uzak olsada arkadaşlarım için değer oraya yürümek) Bu gün pek spora niyetli değildik , zaten okulda beden eğitimi dersimizde olduğundan dolaşmaya karar verdik. Dolaşıcak pekde yer yoktu aslında ama dolaşıyorduk işte... Her zaman ki gibi bizim Elif bir müzik açmıştı. Ceyda ben ve Berna adeta coşuyorduk. Birden biz boş boş dolaşırken Doruk ve Ömürkan lüzumlu lüzumsuz işlerle uğraşıyorlardı.
Benim en sevdiğim yere spor aletlerin olduğu yere gelmiştik. Burayı sevmemin yanı ise burada her alette çeşit çeşit taklalar atarak eğlenmemizdi. Anlamsız ama bir o kadar da mutluluk ve içinizi sevinçle dolduran bu olay süperdi. Çünkü ; kimi zaman bazı arkadaşlarımız taklayı atamaz veya komik bir hareket falan yapardı. Okulumuzunda hemen yanında olduğundan okul çıkışı mekanımız haline gelmişti. Falat biz dışarıya çıktığımızda pek burada durmayız. Zaten haftanın 5 günü burada eğlendiğimizden sıkılırız. Bizim tayfadan Doruk 'un kardeşi olan Ayşe Gülce 'yi peşimizden gelmesini engellemekle uğraşırken geçer çoğu zamanımız ama bu işi yaparkende yeni yeni mekanlar ve yeni yeni yerler keşfederiz.
Bizim tayfa yağmir çamur dinlemeden gezer Cuma günleri... Artık yağmur yağmasanı karşın ise gideceğimiz bizi yağmurdan koruyan bir yer yaptık. Kimi zaman hava çok güneşli olduğunda da gideriz buraya. Kimi zaman sıkılsakta eğlenmek için bir şeyler bulmaya çalışırız.Ayrıca buraya bir ağaç evi de yapmıştık.
Bazı zamanlar Ömürkan ve Doruk bizi halı saha maçları için satarlar . İşte o zamanlar gitmeyiz ağaç evinin oraya. Sadece dolaşırız ve çoğu zaman sıkıcı geçer zaman. -İşte bu yüzden benden size tavsiye ; ne olursa olsun arkadaşlarınızı satmayın- Biz ise halı sahanın yanında kimi zaman oyun oynayarak kimi zaman ise bir köşede oturarak maçlarının bitmesini bekleriz. Maç bitince de sanki biz onları izlememiş gibi attıkları basit golleri ballandıra ballandıra bir güzel anlatırlar.Biz de artık duruma alıştık ''He'' deyip geçiyoruz .Not : Umarım bu yazdığımdan sonra da bizi maça etercih etmemeniz dileğiyle...
Bu bölüm biraz uzun oldu. Yeni bölüm bu hafta gelicek...