"Efendim otopsi raporunun sonucu çıktı ancak bir sorun var..."
Memur Kim kaşlarını çatarak kağıdı eline alıp okumaya başladı, daha önce hiç böyle bir olay ile karşılaşmamıştı. Okudukça kaşları kalkmış ağzını açmıştı, konuşmak istiyordu ancak şaşkınlıktan bir şey diyemiyordu.
"Ne demek ölüm sebebi belli değil!?"
Cesetleri kendiside görmüştü, delik deşik olmalarından kaynaklı vurulduklarını düşünmüştü anca hiç bir kurşun, bıçak veya darp izi yoktu. Şüphe ile yerinden kalkıp cesetleri kendisi görmek istedi. Buz gibi olan morga girdiğinde içi titremişdi, bu işi hep yapsada konu genç insanlar olunca hatta içlerine çocuklarda girince bu işi çok daha ciddiye almıştı. 14 yaşında olan kızın cesedinin yanına geldiğinde gözlerini kapatmış derin bir nefes almıştı, örtüyü kaldırdığında cesette gerçekten delikler olduğunu ve yanılmadığını fark etmişti, bütün cesetlerde aynı izler vardı ve bir küçük ayrıntı daha. Cesetlerdeki delikler dikkatle yapılmış ve birleştiklerinde bir şekil oluşturuyordu... Hemen tekrar otopsi yapılmasını emretti ve fark ettiği detayları not aldı.
"Bayan Kang otopsiyi sizin yapmanızı istiyorum bazı notlar tuttum ve bu konuda size güveniyorum."
"Tabii bay Kim yaparım, ancak önceden yapılan otopsinin yedek raporunu almak istiyorum izniniz olursa."
Kafasıyla onay verdiğinde odasına döndü ve düşünmeye başlacı, bunu bir insan parmağı yapamazdı. İmkansızdı peki neden ölüm nedenleri belirsizdi hemde hepsinin. Bir ipucu bulması gerekiyordu, bunu yapan bir seri katildi ve daha çok can alıcaktı... Şimdi tek yapması gereken olay yeri inceleme ekibinden gelecek haberdi.
•
"Anne iyi değilsin, gel hastaneye gidelim."
"İstemiyorum, Yoongi uyandır beni oğlum. Şaka de bana, yalvarırım."
Sessizce durup annesinin ağlamsını izlerken, kardeşine sahip çıkamadığı için bunların olduğunu düşündü. Annesi 3 gündür sadece ayaklarına kapanıp kardeşini geri getirmesi için yalvarıyordu... Yoongi'nin içine attığı üzüntüsü onu yavaş yavaş yok etse bile annesi için ayakta durdu, tabi bu ne kadar süresbilirdi ki? Odasına çıktıktan sonra eline boş bir defter aldı, ağladığının farkında bile olmadan kalemi alıp yazmaya başladı.
"Hayatımda ki her zor anımda yanımda olan kardeşim Hyun Jin, seni çok özlüyorum. 3 gün oldu sadece 3 gün ama ben şimdiden eksik hissediyorum, hatırlıyor musun? Annem ve babam ayrıldığı zaman sen hep babamla kalmak istemiştin, o zaman 3 ay ayrı kalmıştık ancak o zaman bu kadar yoğun bir özlem hissetmemiştim, yaşadığını ve iyi olduğunu bildiğim için. Ama şimdi sadece hatıraların var, odana gidemiyorum benim kokum siner senin ki gider diye. Asla okuyamayacak olsan da sana her gün minik notlar bırakıcam kardeşim... Seni seven 'kediye benzeyen' abin..."
Yaşlandığını hissediyordu en az 60 yıl... Ömrü gidiyordu yavaş yavaş, arkasını dönmesi ile Hyun Jin'i görmesi bir olmuştu. Ağlamaktan şişmiş gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
"H-hyun Jin! Canım kardeşim, se-sen ölmüştün... Nasıl geldin buraya, geri geldin değil mi? Üzüldüğümüzü anladın ve geri döndün!"
Sadece bakıyordu... Konuşmasını bekledi...
"Hyun Jin? Bana kızgın mısın, küstünmü bana? Konuş benimle... Lütfen?"
Gözlerini kapatıp açması, ve aniden yok olan kardeşi ile oda ölüm sessizliği ile dolmuştu... Nerdeydi, nasıl gelmişti buraya! Hayal gördüğünü düşünse de bunu aklından hemen sildi geeçekti, o gerçekti! Gelmişti!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
physico & killer [sope] ✓
Fanfiction"Bir rivayete göre yaratıklar insan kılığına girebilir ve onlara isimlerini sorarsan asla yalan söyleyemezler..." "Peki bunun konumuzla ne alakası var bay Min?" [15 ocak 2022] - ?