Yaslanmış olduğum camdan, az önce atlamak üzere olduğum köprünün ardındaki şehre baktım. Sokaklar öylesine sessizdi ki, arabada öyle. Binaların renkli ışıkları, yıldızlar, sokak lambaları... O ışıltılar öyle sönük geliyordu ki bana, sadece acı çekiyordum.Yanındaki bedene baktım, yüzünü her zerresine kadar. O kadar berrak bir yüzü vardı ki, baktıkça için açılıyordu. Ben onu incelerken kafasını bana çevirdi.
" Bir sorun mu var?"
" Hayır, sadece neden böyle bir kötülük, pardon senin dilinde iyilik yaptığını sorguluyorum. Bunu hak etmiyorym sonuçta"
" Cidden hala orda mısın? Yaşananlar o köprüde kaldı, biz artık köprüde değiliz."
" Evet, aklımda dolanan soru işaretleri bana rahatsızlık veriyor."
" Çok iyi anlıyorum, sadece sabahı beklesen? Dinlensek bundan sonra bütün sorularını cevaplayacağım söz veriyorum."
" Sabaha çıkar miyim bilmem."
" Ahh, yapma hadi. Bu kadar kapanma içine, sadece biraz dinlen bu kadar hatta şimdi uyuyabilirsin ben eve vardığımızda uyandırırım seni?"
" Deneyeceğim, düşüncelerimden çıkabilirsem."
Kafamı tekrar cama yasladım, ağlamaktan ağrıyan gözlerim ağrıyordu ama uyumamı engelleyen düşünceler sayesinde ağrıyı hissetmiyordum.
Gözlerimi kapatarak kollarımı bağladım. Uyumak dileği ile kapattım gözlerimi...
°
Kütleme sesi yüzünden hızla uyanmıştık. Ne olduğunu anlamaya çalışırken karşımdaki bedene, ve ardındaki odaya baktım. Ben en son arabada uyumuştum? Şimdi bir yataktaydım.
" Ah, çok özür dilerim. Giyecek birşeyler almaya çalışıyordum fazla ses çıkardım."
Derin nefes alarak çarpan kalbimi sakinleştirmeye çalıştım. Yatakta doğrularak oturdum.
" Sorun değil, beni sen mi getirdin? Burası senin odan mı? Ah rahatsizlik verdim -"
" Hayır hayır, rahatsızlık vermedin ben kendim seni buraya yatırdım. Burası kardeşimin odası.Rahat olman için, yanlış anlama başka bir amacım yok, yani aklına takılmasın."
" Anladım..."
Ortamda tuhaf sessizlik ardından konuşmuştu.
" Ah şey, ben şimdi sana birkaç kıyafet getirdim temiz, dolaptakilerin çoğu kirliydi kusura bakma yıkamaya kıyamıyorum."
" Neden?"
" Kardeşim sen gibi intihar etti ve başarılı da oldu, çok zorbalık gördü. Ne kadar engel olsakta heryerde onu buldu. En sonunda... Neyse bunları yıkadım temiz, istersen duş alabilirsin. Senin için suyu ayarlarım."
" Anladım ve teşekkür ederim. Bu arada şey adın ne?"
" Ah biz hala tanışmadık değil mi?"
Gülmüş ve elini ensesine atmıştı. Tatlı bir gülüşü vardı ve güzel gamzeleri...
" Evet, tanışmadık."
" Ben Chan , şöyle diyim Christopher Chan Bang"
" Soyadın bang değil mi? Yabancı mısın?"
" Evet soyadım bang ve hayır yabancı değilim sadece yurt dışında büyüdüm."
" Anladım, bende Soyang soyadım Jung"
" Soyang, güzel bir ismin varmış."
" Sadece o güzel işte."
" Neyse , sen işlerini hallet sonra koridorun sonuna hel kahvaltı hazırlıyorum bişeyler yersin."
" Peki."
Odadan çıktıktan sonra elimdeki kiyahfetler ve verdiği havlu ile banyo ya girdim.
°
İşlerimi halletmiş saçlarım nemli şekilde dediği yere gelmiştim. Ayak seslerini duymuş olacak ki tezgahtan yan bir bakış atmış ve konusmaya başlamıştı.
" Hemen masaya otur bunları bitirip geliyorum. Bu arada yakışmış kıyafetler."
" Teşekkür ederim."
Benimle sohbet etmeye çalışıyordu ama ben o kadar konuşmak istemiyordum, acaba fazla mı kabalık yapıyorum? Sonuçta kimse beni kurtarıp evine alıp yeni bir yaşam şansı sunmazdı. Cidden aptalın tekiyim...
Karşıma oturmuş ve elindeki yemeğin birazını tabağıma birazda kendine koyduktan sonra kenara koymuştu. Eline çubukları alırken konuştu.
" Afiyet olsun."
" Afiyetle yiyeceğim."
Elime çubukları almış yemeğe başlamıştım. Pek iştahım yoktu, ama yaptığım kabalık yettiği için biraz kibarlık yapmam gerekiyordu.
°
Odada dolabın karşısında öylesine dikiliyordum. Biraz gezmek istediğini söylemiş ve benide zorlamıştı. Giymek için kıyafet bakıyordum ama burası çiçekli elbiseler ve etekler doluydu. Derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştım, resmen ölü birisinin kıyafetlerini giyordum, rüyama girmezse iyidir.
Elime geçen mavi, beyaz çiçekli rlbiseyi almış girmiştim. Saçlarım yeni kuruduğu için dalgalıydı. Aynada kendime baktım, iyi görünüyordu, sanki...
Odadan çıkmış salona ilerlemiştikoltuğa oturmuş onu bekliyordum. Kapı sesi duyunca ayağa kalkmış ve ona bakmıştım. Beyaz t-shirt ve altına da açık renk kot pantolon giymişti. Ben onu süzerken o da bana bakıyordu.
"Çok güzel olmuşsun, yani tam olmuş sana"
"Teşekkür ederim,sende iyi görünüyorsun."
" Çıkalım!"
"Hmm hmm"
_______________________________________
Selam!
Nasılsınız bakalım?
Bu kitaptan sonra don't Cry a YB ondan sonra da eğer yazabilirsin New member a YB aticagim. Sonrada eğer vaktim lalirsa autumn a YB gelir.
Gününüz nasıldı?
Neyse
Ehem
🤍 SEVİLİYORSUNUZ🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(✓)Thank U // Bangchan
Short StoryBana yeni bir hayat sunduğun, beni hayatına aldığın, bana tertemiz yeni sayfalar sunduğunu için çok teşekkür ederim... ©Jakeverything