03

232 28 21
                                    

"Nasıl çalarsın lan hapları!?"

Dylan karşısındaki gözlerinden neredeyse ateş çıkan adama baktı.
"Ben çalmadım?"

"Sen çalmadın mı?"
Adam inanılmaz bir bakış atıp devam etti.
"Hapları çalarkenki kamera görüntülerin var aptal çocuk!"

Dylan umutsuzca başını salladı.
"Öyle mi diyorsunuz..."

Adamın kaşları iyice çatılmıştı.

Masumca bir ses ve bakışlarla adama bakarken, kendini ağlamamak için zor tutuyormuş gibi gösterdi.
"B-Beyefendi kusura bakmayın ama ben çalmadım diyorsam.. ç-çalmamışımdır. Ayrıca.. Ayrıca uyuşturucu kullanmıyorum bile. Liseye giden klasik inek bir öğrenciden fazlası değilim, tamam mı? Zaten okulumda da yeteri-yeterince zorbalık görüyorum."
Burnunu çekip devam etti.
"Sevdiğim kız da be-beni sevmiyor biliyor musun?"
Konuşurken başını eğmesine rağmen göz temasını hiç kesmemeye çalışmış ve sol eliyle ensesinde kalan kısa saçlarla oynuyordu.

Karşısında duran adamın çatık kaşları yavaşça düzelirken, çocuğun yaptığı şey neredeyse aklından çıkmak üzereydi ve ona üzülmeye başlıyordu.

Dylan tekrar masumca çıkardı sesini.
"Benim... Benim tek istediğim hafta sonumun en azından sorunsuz geçmesiydi. Ama yine şanssızlığım devreye girdi. Sanırım- Beni biriyle karıştırıyorsunuz.. Yinede özür dilerim beyefendi... A-Annemin kanser ilaçlarını biraz aksatmam gerekse bile, geceleri girdiğim barda ki yarı zamanlı işime ek bir işe daha girip, size hapların fiyatını ödeyeceğim ve kurtulacağım. Ben artık yoruldum.. Lütfen kusuruma bakmayın."

Adamın gözleri dolmaya başlamışken, Dylan bir kez daha burnunu çekti ve gözünden bir yaş akıttı.
Anında eliyle yüzünü gizlerken, utanmışçasına bakıyordu.

İri cüsseli adam Dylan'a üzülerek bakarken, çatlamış sesiyle konuştu.
"Ben- B-Ben üzgünüm. Bir hata olmalı. Bunun için ve annenin ilaçları için sana bunu vermeliyim. Lütfen kabul etmekten çekinme."
Adam cebinden bir miktar para çıkarıp, karşısındaki oğlana uzattı.

Dylan üzgün gözlerle, adama baktı.
"Teşekkürler ama ben bunu kabul edemem..."

"Lütfen. Seni üzmek istemezdim."

Dylan birkaç kedi bakışından sonra, parayı aldı ve minnettarca adama baktı.
"Teşekkür ederim..."

Adam yaptığı yanlış yüzünden daha fazla utançla duramayıp, oradan uzaklaşırken Dylan da dolu gözlerini paraya çevirdi.

Dudakları anında sinsice kıvrılırken, sahte gözyaşlarını sildi ve elini cebine atıp hapları kontrol ederken, bir yandan da parayı bıraktı cebine.

Sırıtışı büyürken mırıldandı.
"Kısa günün kârı-"

...

"ULAN APTAL HERİF! NASIL KAÇIRDIN ÇOCUĞU ELİNDEN!? KAMERA KAYITLARINI BİZZAT KENDİN İZLETTİRMEDİN Mİ LAN SEN BİZE!? NASIL BIRAKIRSIN LAN O OLMADIĞINI DÜŞÜNÜP!?"

Patronlarının sert sesi odada yankılanırken, adam korku ve kandırılmanın verdiği utançla olduğu yere iyice sindi.
"A-Ama... Bilmiyorum- Aklımı bulandırdı. O an düşünemedim, zihnime girmiş gibi hissettirdi Patron. Tanrı'ya yemin olsun istemsizceydi. Çok iyi rol yaptı. Bana tipik bir liseli olduğundan, uyuşturucu kullanmadığından, annesinin kanser olduğundan falan bahsedince hatta, ona para-"

Ne yaptığını fark ettiğinde, gözleri fal taşı gibi açıldı.
Patron da ondan farksız değildi.

"ONA BİRDE PARA MI VERDİN!?"

Adam zar zor konuştu.
"Aklımı- çeldi-"

Patron sakinleşmek istercesine gözlerini birbirine bastırıp geri açtı.
"Ona neden Kertenkele dendiğini anlıyorsun, değil mi Gerard?"

Gerard başını salladı.
Artık en iyi şekilde anlamıştı.

"En olmadık zamanda da olsa Gerard.. Bir şekilde renk değiştiriyor, sinsice hareket ediyor ve BAM! İşte! APTAL DİYE BAHSETTİĞİMİZ O ÇOCUK ARADAN SIVIŞIP YİNE VE YİNE ELİMİZDEN KAÇIYOR!"

...
Sen neymissin be dyl.

Renk değişen şey bukalemunmuş btw ama bukalemun da bi çeşit kertenkele işte öyle yazıyo googleda.
Kertenkele kulağa daha hawli gwldi o yüzden bukalemun yerine kertenkele kulalnıyoruz by

 Kertenkele kulağa daha hawli gwldi o yüzden bukalemun yerine kertenkele kulalnıyoruz by

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
lizzard / dylmasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin