05

191 24 50
                                    

"O da 'o zaman sen kimsin' demiş işte."

Gzi'nin anlattığı şeyle kısa bir kahkaha attım.

O da benimle beraber gülüp, tabağındaki etten bir parça bölerek ağzına attı.
"Et güzelmiş. Sen makarnayı beğendin mi bebeğim?"

Başımı sallarken, bir yandan da yediğim makarnayı çiğniyordum.
Sonunda ağzımdakini bitirdiğimde, dudaklarımı peçeteyle temizleyip tuvalete gitmek için kalktım.
Tuvalete girip, işimi hallettikten sonra ellerimi de yıkayıp tekrar masamıza doğru ilerlemeye başlamıştım ki, Gzi'nin orada olmadığını gördüm.

O sırada da telefonuma gelen bildirim sesiyle bakışlarımı telefonuma çevirdim.
Gzi'dendi.
Anneannesinin aniden hastalanmış olduğu haberini aldığını ve beni bekleyemeden gitmek zorunda kaldığını, bunun için de özür dilediğini yazdığı bir mesaj atmıştı.

Onun için üzüldüğümü ve geçmiş olsun dileklerimi dilediğimi yazıp, telefonumu kapadım.
Masaya tekrar bir göz atıp, daha fazla yemek istemediğim için ücreti ödeyip oldukça şık görünen mekandan çıktım.
Arabama bindikten sonra da eve doğru sürmeye başladım.

...

Sonunda evimin olduğu yere ulaştığımda arabayı park edip, indim.
Hoş bir rüzgar esiyordu, şu an bir sigara iyi gidebilirdi.
Tam cebimdeki pakedi çıkaracakken, arkamdan gelen sesle olduğum yerde sıçradım.

"Arabaya binmen için 3 saniyen var."

Kafama silah tutan kişiye bakarken, korkuyla yutkundum.

...

Olduğum yerde gözlerim, ve ellerim kapalı bir şekilde beklerken, altıma sıçacak duruma gelmiştim.
Neredeyse yarım saattir nerede olduğumu bilmeden bekliyordum.

"Beni şu siktiğimin yerinde neden tuttuğunuzu söyleyecek misiniz artık!?"

"Patronu bekliyoruz, kes sesini."

Tam o sırada odaya birinin girdiğini işittim.
Bana doğru yaklaşan birkaç adım sesi dışında hiçbir ses yoktu.

Ne yapmıştım da buradaydım ben amına koyayım?

Belki organ mafyasıdırlar ve beni öldürü-

"Demek Thomas sensin, sarışın. Sonunda Kertenkele'ye ait bir şeyler yakalıyoruz."

Hemen dibimde duyduğum sesle, irkildim ama belli etmemeye çalışıyordum. Yılana aitte ne oluyordu?
"Siz kimsiniz!? Neden buradayım!? Bırakın beni! Sizi polise vereceğim!!!"
Hemen sonra kendime lanet ettim.
Bu adamların polisten korkacağını mı düşünmüştüm ben-

Adamın sırıttığını hissettim.
"Polise mi vereceksin? Kertenkele'den bile korkarız, bu dediğinden korkmayız Sangster."

Hemen sonra beni kaçıranlardan birinin olduğunu düşündüğüm ses kulağıma ulaştı.
"Kertenkele'den zaten korkmuyor muyuz Patr-"

"Gerard KES SESİNİ! Yoksa kendim kesmekten çekinmeyeceğim! O aptal veletten neden korkacağız!?"

İstemeden kıkırdadığımda, göremesem bile odadaki gözlerin tekrar bana döndüğünü hissetmiştim.

Patron denenin ellerini çenemde hissettim.
Sert bir şekilde tuttuğunda, acıyla dişlerimi sıktım.

"O aptal çocuğun bildiğimiz tek zaafı olduğun için başına pek hoş şeyler gelmeyecek tatlı sarışın. Şimdiden, gülmek yerine Tanrı'ya dua etmeye başlasan iyi olur."

Çenemi tutan elleri geri çekildiğinde, dediklerini anlamaya çalışıyordum.

Tek zaaf nedir amk wattpad hikayesinde miyiz, ayrıca kertenkele ne tanrı aşkına birde bize ergen derler AHWLZPĞQPSŞ1SĞQLQ

Ani bir ruh değişimiyle kahkaha attığımda, üzerimdeki garipseyici bakışları hissedebiliyordum.

Gerard olduğunu düşündüğüm adamın sesini tekrar duydum.
"Tam anlamıyla onun kadar kafadan uçmuş-"

"Sikeyim, yeter! Thomas'ın elimizde olduğunu Kertenkele'nin bilmesini sağlayın. En geç 24 saate buraya damlar."

Daha sonra Patron denen adamın çıkıp, gittiğini işittiğimde odada yalnızca Gerard ve ben kalmıştık diye düşünüyordum.

Sesimi arkadaşça çıkarmaya çalışarak sordum.
"Hey Gerard, Kertenkele kim oluyor acaba? Birde çok düşündünüz mü bu isim için?"
Gülmemi bastırdım.

Bir süre sessiz kalsa da, daha sonra cevapladı.
"Gerçek adını bilmiyorum doğrusu. Neredeyse bütün mafya babalarının ağzına sıçıp atmış 19 yaşındaki bir çocuk. Böyle dediğimi Patron'a söyleme ama aslına bakarsan o fazlasıyla zeki ve çoğu kişi bu yüzden ondan korkuyor. En iyi adamları bile kandırabilme gibi bir yeteneği var. Fazlasıyla manipülatif, sinsi ve çok iyi kılık değişebildiği için kimse onu yakalayamıyor."
Utana sıkıla son bir cümle daha kurduğunda, 32 diş sırıtıyordum.
"Çok yakın bir zaman önce beni de kandırdı, nasıl olduğunu hatırlamıyorum bile."

"Benimle ne ilgisi var bu çocuğun?"

"Zor olsa da, sana aşık olduğunu öğrendik. Yakışıklı aslında-"
Bir an duraksadı.
"Yani ibnenin teki, anlıyor musun!?"
Daha sonra dediklerinin farkına vararak sertçe konuştu.
"Her ne haltsa! Neden anlatıyorum ki bunları sana!?"

Karşımdaki adamın aptallığına genişçe gülerek, başımı iki yana salladım.

...
Gerard hayatimda gorup gorebilecegim en gerizekali insan olma yolundasin aferin kocuma ÇEÖWŞAĞĞWÇŞQĞ

su kertebkele isi bana da asiri cringe geliyo ama napalim

lizzard / dylmasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin