2

29 2 0
                                    

23.03.2023 PAZARTESİ LONDON
Güneşin perdelerin arasından vuran ışıkları ilk defa beni rahatsız etmedi. Aksine sabah olduğu için mutluydum. Doğum günülerimde pek mutlu olmam aslında çünkü üvey ailem bunu hiç bir zaman hatırlamaz bile. Ama bu farklı bugün özgürlüğüme attığım ilk adım olacak. Bugün 18 yaşına Giriyorum. Ayrıca bu gece grubumla beraber klübe gideceğiz. Daha öncede klube gittim ama hep arka kapıdan yada sahte kimlikle. Arkadaşlarımın hepsi benden önce 18 oldu . Grupta
hep beni korumak zorunda kalırlardı. aslında aramızda 18 den büyük olanlarda vardı ama herkes bilmiyor bunu. doğal olarak dalga geçilen kurban hep ben oluyorum.
en iyisi onlar benim gerçek ailem. bu duygusal düşünceyi aklımdan savurup hemen hazırlanmaya koyuldum. okula geç kalmak istemiyorum. hemen duşa girdim ve fazla
oyalanmadan hemen çıktım. duşta saatlerce kalabilen insanlara şaşıyorum doğrusu . sudan nefret ediyorum elimden gelse duşa girmem ama mecburiyet işte.
neden sevmediğim konusuna da hala bir açıklık getirebilmiş değilim. hani kediler sudan kaçar yağmurdan saklanır ya bende öyleyim işte. bir hayvan olsam kedi olurdum
herhalde. neyse duştan çıkar çıkmaz telefona koştum sessizde olmasına rağmen birinin beni aradığına emindim ki arayan clara'ydı . " alo beatrix 10 dakika içinde hazır
ol seni almaya geliyoruz" dedi. daha alo bile diyemeden telefonu yüzüme kapattı. on dakikada hazırlanmamı nasıl bekliyorlardı ki. dolabı açınca elime gelen ilk askıyı kaptım nasıl
olsa okula gidiyorum ne giydiğim o kadarda önemli değil. saçlarımın daha yarısını bile kurutamadan korna sesleri duyulmaya başladı. çantamı kapıp kendimi dışarı attım. loren'in
üstü açık siyah jipi ile gelmişler. tabikide arabanın arkasına geçip yukardaki demirden tutundum. oturmayı ayakta gitmeme alıştıkları için artık laf etmiyorlar. insanları bezdirmekte
üzerime tanımam doğrusu. " loren saçlarımı kurutmama yardım edeceğini biliyorsundur umarım " dedim neşeli tonumu takınarak. clara'nın her zamanki gibi " ahhh birbirinize ne kadarda
yakışıyorsunuz " bakışı ile karşılamamak mümkün değil zaten. stella' nın arabanın kenarına vurup " hadi yürü bakalım kovboy" demesiyle loren ani bir gazla yola koyuldu.
okul ile evim arasında yalnızca 10 dakikalık kısa bir mesafe vardı. ama o yol benim huzur bulduğum yerlerdendi. çünkü o yolu hep beraber katediyoruz. onlarla aramda farklı bir bağ var ,
sanki içgüdüsel olarak onlara çekiliyorum . küçük bir sorunum olsa hemen koşup gelirler. nereden öğrendiklerini nereden duyduklarını bile anlamam bazen sanki başım beladayken
hissediyorlar . onlar çocukluktan beri arkadaşmış aslında ben onlara daha sonra dan katıldım. ama beni hiç ayırmadılar öz kardeşleri gibi yanlarına alıp korudular. hatta
daha çok çocukları gibi kolladılarda denebilir. son ses müzik ve bağıra bağıra söyleyip yolun keyfini çıkarıyorduk. her şeyi her zaman sonuna kadar yaşamayı seviyoruz.
okulun bahçesine girdiğimizde herkes bize deliymiş gibi bakıyor. bir türlü alışamadılar bu halimize. bizimde onlara alışabildiğimiz pek söylenemez tabi. okulun diğer öğrencileriyle pek anlaşamazdık
hatta bir gün caroline bir kızla kavga etmeye başladı onu duvara fırlattı ve duvar göçtü. ağzım açık baka kaldığımda adrenalin patlaması olduğunu söylediler. ama daha önce
bir erkeği bile öyle bir şey fırlatırken görmemiştim. dean " heyyy! doğum günü kızı hiç konuşmuyorsun neşelen biraz, üzülmesi gereken biziz dalga konumuz son buluyor
şimdi başka bir şey bulmak zorundayız " dedi. pislik herif zaten belirtmese olmazdı. stella " hiç heveslenme beat sen hala en küçüğümüzsün ve kontrolümüzdesin. büyümüş
havaları ile bizi satmayı aklından bile geçirme. sonuçlarının ağır olacağını sende biliyorsun " dedi. bu kadar ciddi olması şart mı sanki. konu ben olunca stella hep fazla korumacı ve tutucu oluyor.
ama aralarında bana en yakın olan o. sanki gerçekten ablammış gibi davranıyor. " sizin elinizden kurtulmanın ne kadar zor hatta imkansız olduğunu bende biliyorum ayrıca yapabilecek
olsam bile yapmaya üşenirim " dedim. kahkahalara boğulmalarını izlemek çok güzeldi. bugün fazla duygusal oluyordum sanırım. yada içimdeki aile güdüsü daha fazla kendini
göstermeye başladı. benim üşengeç olmamdan hep şikayet ediyorlar.bu yüzden bazen ödevlerimi elena yapıyor. sırf üşengeçlik yüzünden sınıfta kalmamı istemiyor. zil
sesini duymamızla kahkaların bitip ayrılmamız bir oldu. hiçbiriylede aynı sınıfta değildim. okul sanki beni mutsuz etmek kurulan bir kurum. tabi dersin dil bilgisi olması da ayrı bir
sıkıcıklıktı. o somurtan yüzü ile bayan oly sınıfa girdi. kadının daha bir kere güldüğünü görmemiştim. bir insan nasıl dakikalar boyunca asık bir surat takınabilirki. ben kendi kendime
bile gülen biriyken başkalarının böyle olması gerçekten şaşırtıyor. ders başlarken baş ağrımda başladı. dakikalar geçtikçe başımın ağrısı şiddetini artırdı. sanki tenimin içinde
yeni bir beden çıkmak istiyor. gözlerimin yanmasıda cabası. sınıftan izin bile alamadan dışarı attım kendimi. çıkarken bayan oly'nin " beatrix nereye" diyen sesi bir vızıltı gibi gelmişti.
tuvalete daldım direk. kapı gürültü ile açılınca bütün grup içeri doldu. kızlar tuvaleti olmasını önemsemeyip erkeler bile içeri girip kapıyı kilitlediler. stella " ne oluyo sınıftan neden çıktın "
dedi telaşla. karşılık veremeyecek kadar halsiz hissediyorum. alex omzuma dokunduğu an vücudumdan bir şok dalgası geçmiş gibi sarsıldım. ama beni asıl sarsan kafamı
kaldırdığımda aynada gördüğüm şey oldu. göz bebeklerim elips şeklini almış ve rengi yeşilden parlak bir sarıya dönüşmüştü. üst taraftaki azı dişlerim aşağı doğru uzamış ve keskinleşmişti.
ellerimdeki acıyı hissettiğimde ellerime baktım tırnaklarım uzun keskin bir hal almıştı. " başımın ağrısının şiddetinden halüsünasyon görüyorum değil mi ? " derken boğazımdan
hırıltılar yükseldi. loren " heyyy tamam sakin ol önemli bir şey değil, sadece dönüşüyorsun ama neye olduğun kısmını anlayamadım" dedi. " ne dönüşmesi ne demeye çalışıyorsun
sen " dedim . korkuyorum ve korktukça boğazımda gelen hırıltılar yükseliyor saldırma içgüdüsü duyuyorum. caroline " bir kerede tut şu çeneni loren. beatrix sakinleş hayatım
eğer sakinleşmessen bu durumu düzeltemeyiz" dedi. nasıl bir durumda olduğumu bile bilmiyorum ki kurtulayım. değişik bir hayvan gibi görünüyordum. başımın ağrısına tiz
bir çığlık eklenince bacaklarım gücünü kaybetti. gözlerim ve zihnim kendini karanlığa gömdü.

ALEMLER SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin