1

771 40 94
                                    

Medyaya koyduğum şarkılar bölümleri yazarkrn ki dinledigim şarkılar

Minho ve ailesi Japonya'da fakir bir şekilde yaşıyordu. Fakat Japonya'da olan değişik olaylar yüzünden başka bir ülkeye gitmeleri gerekiyodu. Yakında olan Kore vardı. Onlarda ortak kararla Kore'ye gitceklerdi. Bilmiyorlardı ki başına gelcek kötü olayları, bilmiyordular ki canlarının acıyacağını.

Doğal olarak paraları olmadığı için yürüyeceklerdi.

--------
Minho odasında her sevdiği şeyi aldı çantasına. Diğer çantaya ise yiyecek içecek ve birkaç mendil paketi koydu. Telefonu olmadığı için kitap okumaya bayılırdı. İnsanlardan para dilenerek alırdı bu kitapları. O derece fakirlerdi.

Fakat, annesi kadar güzel bir kadın yoktu. Annesi iyilik sever, kumral saçlı, ela gözlü bir kadındı. İnce beli ile muhteşem duruyodu.

"Minho! "
"Efendim anne"
"Hazır mısın? "
"Hazırım, geliyorum"

Minho iki çantayıda sırtına alıp salona doğru yürümeye başladı. Ev çok büyük değildi ama 3'ününe de yeticek kadar oda vardı. Zaten sadece salon mutfak banyo ve 2 oda vardı.

"Hadi yola çıkalım hızlı olmamız gerekicek"
"Ama Minho'm yorulursa durucağız Bay Lee"
"Öyle olsun Bayan Lee"

Minho ikisine gülerken peşlerinden evden çıktı.

---------------
"Anne ben çok yoruldum... "
"Biraz daha dayanamaz mısın tatlım? "
"Belki biraz? "
"Tamam hadi gidelim o zama- BİR DAKİKA"

Bir anda Bayan Lee bağırdığında Minho ile babası anneye döndü.

"Biz gidiyoruz Kore'ye de nasıl gireceğiz içeri almazlar. Bizi öldürür Minho'yu içeri atarlar. "

"Anne ne diyorsun sen ben senden ayrılamam hayır"

Minho ağlamaya başlamıştı.

"Ağlama oğlum"
"Aynen Minho annen için güçlü durmalısın ya öldürmezlerse? "
"Anne geri dönelim nolur "
"Üzgünüm Minho ama geldik bile"

Demişti babası.

"Geri dönelim o zaman?! "
"Minho saçmalama bebeğim gitmemiz gerek"

Kadın Minho'nun elinden tutup yürümeye başladı.

Tam içeri girecekleri zaman bir asker yanlarına geldi.

"Napıyorsunuz siz burda?! Kaçamak girenler var Kral Yang'a haber verin! "

Minho hemen annesinin koluna sarıldı. Ama yanlarına gelen 3 asker onları ayırıp kollarını arkada birleştirdi.

"Kral Yang saraya götürmenizi istiyo"
"A-Anne birşey olmayacak dimi ölmiyeceksiniz. "
"Hiçbir şey olmıyacak bebeğim korkma"

Minho annesine kafa salladı.

"Bu çantada ne var? "
"Eşyalarım."
"Çıkar- "
"Kral Yang sizi bekliyo dedim. Derhal gidiyorsunuz ve teslim ediyorsunuz bunları! "
"Tamam komutanım"

3 adam yürüyerek asker arabasına gittiler. Bir kişi direksiyona geçti. Minho'yu arka koltuğa koyup yanına iki kişi oturdu. Diğer arka koltuğa ise anne baba bindirildi ve yanına diğer asker oturdu.

"Ver çantanı"

Minho hemen çantasını çıkarıp askere verdi.

"Aferin akıllı çocukmuşsun"
"Hıı"

Asker çantayı kurcalarken sürücü koltuğundaki asker konuştu.

"Geldik"

3 asker inip diğerlerinin inmesini bekledi. Anne ve baba inmişti ama Minho inmekle inmemek arasında kaldı.

"İnsene çocuk delirtme beni"

Bağırmıştı Minho'ya asker. Minho'da şansını daha fazla zorlamamak için indi.

Yorulduuum

Mordpalast || JeongHo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin