2

558 21 15
                                    

Tarık geldikten sonra en yakın arkadaşları Halil'in düğünü olacaktı. Aslında zaten Tarık bu sebepten gelmişti. Halil ve Emina evleneceklerdi. Onlar çocukluklarından beri aşıklardı. En büyük hayalleri evlenmekti. Ve nihayet gerçekleşiyordu.

Aida annesinin nişanlık elbisesini giyecekti. Mavi güzel bir elbise. Tarık onu böyle görmesini istedi.

Güzelce hazırlandı genç kız. Sevdiği adama güzel görünmek istedi. Bir bilse zaten Tarığın gözünde ne kadar güzel olduğunu.

Düğün yeri hazır sayılırdı. Aidaların ebinin bahçesinde hazırlanmıştı her şey. Güzel bir ortam olmuştu.

Tarık bahçede Marco bile beraber sohbet ederken Halil'in evleniyor olmasına inanamadıklarını ve mutlu olduklarını konuşuyorlardı.

Aida mavi elbisesinin içinde tıpkı bir melek gibi evden çıkıp bahçeye girdiğinde iki genç adam da aynı anda genç kıza döndüler.

İkiside kalplerinin sesi dışarıdan duyulacak diye korktular.

Tarık, yüreğinde uçuşan kelebeklere engel olamıyordu. Öylesine deliydi kalbi. Boğazında hissettiği yumruyu yutamadı. Bu kızın güzelliği bir gün öldürecekti onu.

Marco, o ise yine bir kez daha imkansızlığını hissettiği için kalbi sıkışmıştı. Bu kadar güzel olmak zorunda mıydı diye geçirdi içinden.

"hoş geldiniz"

"hoş bulduk"

İki delikanlı da aynı anda verdikleri cevap ile gülümsediler.

"çok, çok güzel olmuşsun Aida"

"teşekkür ederim Marco."

Tarık arkadaşının bu dürüstlüğü ve atik halini kıskanmıştı. Onun bu kadar kolay söyleyebiliyor olmasına hevesleniyordu. Çünkü onun için böyle şeyler zordu.

Aida asıl güzel görünmek istediği adamdan ses çıkmayınca biraz da olsa hüzünlenmişti genç kızın yüreği.

Nihayet düğün başlamıştı. Halil ve Emina bahçeye çıkmışlardı.
O kadar güzellerdi ki genç ve aşık çiftler. Yüzlerindeki gülümseme.

Beraber nikah kıyıldıktan sonra meşhur bosna halayı çekilmişti. Herkes gülerken eğlenirken bir anda olmuştu her şey. Gürültülü bir şekilde silahlı bir saldırı gerçekleşti.
Az evvel kahkahalar uçuşuyordu havada şimdi ise çığlıklar ve korku ile çıkan bağırışlar yükseldi bahçede.

Herkes canını kurtarmak için bir yerlere yatıp sığınmaya çalışıyordu. Şaşkınşıkla bir kaç saniye ayakta kalan Halil ve Emina, saklanmaya fırsat bulamadan hain kurşun Emina'nın tam rahmine denk gelmişti. Genç kız yere yığılırken şoktan çıkmıştı Halil. Sevdiği kızı kollarına alıp siper oldu ona.
Hain saldırganlar gittikten sonra Herkes etrafına bakıp kontrol etmeye başladı. Marco önünde durduğu Aida'nın ağlayan sesini duyunca ona baktı. Aida'nın kolu kanıyordu. Kurşun sıyırıp geçmiş gibiydi.
Hemen arkasından Tarıkda koşup gelmişti yanına.

"Aida, iyi misin, kolun kolun kanıyor"

"bir şey yap Tarık kolu kanıyor"

"tamam skain Marco. Haydi hemen hastahaneye"

Emina'nın vurulduğunu gören diğer herkeste hızla ona yardım ettiler. Bir anda kan yerine dönen düğün ile herkes neye uğradığını şaşırmıştı.

Incir KuşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin