II.BÖLÜM || Ceylan

4.9K 254 152
                                    

•Lütfen satır arası yorum yapıp oylarınızı eksik etmeyin şimdiden teşekkürler 🥰

•Ceylanın dinlediği şarkıyı medya kısmına ekledim dinlemenizi tavsiye ederim ☺️

Seyit göz göze geldiği Zişan'ın ardından olduğu yere mıhlanmış gibi hissetti. Zişan buğulaşan kahverengi gözlerinin ardına gizlediği hüzün ile Seyit'in vereceği cevabı bekledi ama ne Seyit tek kelime ediyor ne de Bawer ve Behram Ağa konuşuyordu. Ortamı kaplayan ölüm sessizliği hakimiyetini koruyordu. Seyit elini yumruk yapmış var gücüyle sıkıyordu. Kafasında geçen binlerce düşünce karar vermesini zorlaştırıyordu üstüne üstelik Zişan'ın yüzüne bakmamak için kafasını yere sabitlemişti. Zişan bir kaç adım atarak Seyit'in önünde durdu. Ardından ortamdaki sessizliği kendi titrek sesiyle kapladı.

"Y-yanlış duydum di mi?" Bakışlarını Seyit'in üzerine sabitledi.

Seyit tek kelime etmeden derin bir nefes alarak bakışlarını yere sabitledi. Bu işin sonunun buraya varacağını biliyordu fakat bu kısmı hiç hesaba katmamıştı.

"Zişan odana çık!" Bawer Ağa yüksek sesiyle Zişan'a bağırırken Seyit kafasını hızla kaldırıp bakışlarını babasına odakladı.

"Baba!" Sert ses tonu sonunda ortamı kapladı. Ardından ayağa kalkarak Zişan'ın yanına ilerleyip kolunu tuttu.

"Odaya çık birazdan geleceğim." Gülümsemeye çalıştıktan sonra elini Zişan'ın kolundan çekti.

"Bu konuyu bilmeye hakkım yok mu! Az önce duydum her şeyi. Berdel dediniz! Seyit yapmayacaksın değil mi kabul etmeyeceksin?"

Behram Ağa olanları kaşlarını çatmış izlerken böyle bir durumda nasıl berdeli ortaya atar diye düşündü. Hoş bu topraklarda karşılaşılmayan şey değildi fakat olayın diğer tarafındaki isim Ceylan olunca bu cehennem ateşi demekti.

Zişan sorusuna cevap alamayınca orada olduğu sürece konuşulmayacağını anlayıp içine gömdüğü gözyaşları ile birlikte avludan hızlı adımlarla ayrıldı. Seyit Zişan'ın gitmesinin ardından hızla babasının karşısına dikildi.

"Olmaz baba. Zişandan ayrılamam!" Kafasını belli belirsiz salladı. "Onu ortada bırakıp başka bir kadınla evlenemem!"

Seyit'in sert ses tonu konağı kaplarken  Behram Ağa kaşlarını havaya kaldırdı. İşin buraya geleceğini bilmiyor muydu? Ne demek olmazdı?Bu sefer sessizliği kendi bozarak Bawer Ağa konuşmasına başlamadan ayağa kalkarak kendisi konuştu.

"Seyit Efendi." Seyit duyduğu ses ile bedenini bu sefer Behram Ağaya çevirdi. Behram Ağanın dilinden dökülen sözcükleri dinledi.

"Törenin hükümlerine karşı geliyorsun. Ne berdeli kabul ediyorsun ne de ölümü. Otuz yıldır bu topraklarda yaşıyorsun. Törenin ne hüküm keseceğini bu yaşından sonra sana öğretecek değiliz! Söyleyeceklerini dinlemek için bu konağa adım attım lakin anladım ki sen bir karara varmayacaksın! İyi düşün taşın! Ya Zişandan ayrılır berdeli kabul edersin ya da kardeşinin cenazesini kaldırırsın! Sana iki gün mühlet! İki günden sonra silahlar konuşur." Sesindeki tını tehdit ve emir doluydu.

Seyit karşısındaki adamın sözleri üzerine hiçbir şey diyemedi. Sözlerindeki haklılık Seyit'in daha da sinirlenmesine sebep olmuştu. Bu yola işleri kendisi sokmuştu. Bile bile ateşe sürüklemiş olacakların sonunu düşünmeden hareket etmişti. Behram Ağa kimseye söz söyleme hakkı bırakmadan Aşiyan konağından çıkmış kendi konağının yolunu tutmuştu. Artık Aşiyan konağında ya sessizlik hüküm sürecek ya da taş üstünde taş kalmayacaktı. Seyit babasının karşısına oturarak derin bir iç çekti. Kafasını sağa sola sallayarak sıktığı yumruğunu serbest bıraktı.

GÜZ MASALI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin