IV.BÖLÜM || İsteme

4.5K 232 75
                                    

"Yalnızlık tek kelime, söylenişi ne kadar kolay. Halbuki yaşanması o kadar zordur ki."
Goethe

Seyit Ceylan'ın kulaklarına dolan sözlerinden sonra yutkunarak tek kaşını havaya kaldırıp bakışlarını Ceylan'ın mavi gözlerine sabitledi. Ceylan'ın iddialı sözü karşısında şaşırmıştı.

Ceylan gerginliğini belli etmek istemiyordu ve yüzüne yalandan bir gülümseme takmıştı. Aralarında olan mesafeyi açarak Seyit'in kolları arasına bıraktığı çiçeği sinirle sıkı sıkı tutuyordu. Bu gece onların istediği şekilde olmayacaktı. Ceylan buna izin vermeyecekti. Zaten ilk hamlesini üzerine giydiği kıyafet ile yapmıştı.

Bawer Ağa ve Zozan Hanımın bakışları hayretle karşısındaki kızın üzerinde gezindi. Giydiği kıyafete mi şaşırsalardı yoksa yaptığı makyaja mı bilemediler. Nasıl bir kızdı bu böyle? Buranın örfünü adetini bilmiyor muydu? Hadi uzaklarda büyümüştü? Annesi de mi uyarmamıştı?

Ceylan üzerinde hissettiği bakışları umursamadı. Amacına bir nebzede olsa ulaşmanın verdiği mutluluk ile gülümsedi. Kafasını üzerine dikilen bakışlara yöneltti. Bawer Ağa ve Zozan Hanım Ceylan ile göz göze geldiklerinde derin bir nefes aldılar. Belli ki her şey düşünülenden daha zor olacaktı.

Ceylan'ın Annesi, babası ve Aşiyanlar avludaki koltuklarda olan yerlerini aldı. Seyit tek eliyle bağlı olan ceketinin düğmesini açıp oturduğu yerde doğruldu. Ortamdaki gerginlik ölüm sessizliği yaratmıştı. Herkesin suratındaki ifadeden kimsenin burada olmak istemediği belliydi bir kişi hariç... Seyit. Seyit'in yüzünde Ceylan'ın anlam veremediği bir memnuniyet vardı.

Ceylan Seyit'in tam karşısında oturmuş bacaklarını hafifçe yana doğru yatırmıştı. Elbisesi bir tık daha kısalırken Seyit'in bakışları istemsizce Ceylan'ın açıkta olan bacaklarına doğru kaydı. Ceylan üzerinde hissettiği bakışlar ile Seyit'i baştan aşağıya süzdü.

Hala hiç kimse konuşmuyordu ortamdaki sessizlik gittikçe artıyor herkes birbirine bakmakla yetiniyordu. Sanki herkes ilk adımı diğerinden bekliyordu. En sonunda ortamı Ceylan'ın güçlü sesi doldurdu.

"Susup oturmaya mı geldiniz?" Ceylan bakışlarını Seyit'in üzerinden çekerek Bawer Ağaya yöneltti.
"Gül yüzümüzü görmeye gelmediniz herhalde? Bu hazırlıkta düşmanımıza sunum olsun diye hazırlanmadı?"

Seyit Ceylan'ın korkusuzluğu karşısında kaşlarını çatarak baktı. Bu kız manyak mıydı? Deli cesareti falan mı vardı? Hiçbir kelimesi normal değildi. Hepsi birbirinden iğneleyici ve kışkırtıcıydı. Bawer Ağa çaprazında duran kıza bakarak derin bir nefes aldı. Bu kızdan çok çekecekleri belliydi.

"Ceylan kendine gel sesini çıkarmadan otur oturduğun yerde!" Behram Ağa kızına uyarı dolu bakışlarını yollarken Ceylan'ın umursamayacağını biliyordu.

"Neden? Kendi izdivaçımı konuşmayacak mıyım?" Herkes hayretle Ceylan'a bakarken Ceylan bu sefer bakışlarını Seyit'e yöneltti. "Bırakın da birbirimizi tanıyalım." Alaylı ses tonu ortaya çıkarken ortamda gerginliğe sebep oluyordu. Behram Ağa kızı biraz daha konuşursa olay çıkacağını anlayarak Ceylan'ı susturup dudaklarını araladı.

"Bir an önce sadede gelelim Bawer Ağa yoksa bir kaza çıkacak." Bawer Ağa bakışlarını Ceylandan çekip Behram Ağaya yönelterek kafasını aşağı yukarı salladı.

Bawer Ağa boğazını temizleyip sözlerini ortaya döktü

"Niye burada olduğumuzu hepimiz çok iyi biliyoruz. O yüzden bu meseleyi çok uzatmak istemiyorum Behram Ağa. Zaten karar verildi konuşulan konuşuldu."

GÜZ MASALI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin