Anlat?

2 0 0
                                    

Bir karakol olmak için fazla eğlenceli bir mekan bir komiser sorgu odası için oldukça karanlık bir yer. Kocaman masasının karşısında tüm yem tabağını boca etmiş bir tavuk gibi pusuyorum koltuğa, o da sinirli bakışlarını üzerime düşürüp,

"Anlat?" diye soruyor. Bende anlatmaya başlıyorum.

"Malı Arap Faik'ten alıyordum"

"Hadi ya Arif… 216'yı göremiyorum!"

"Kim o! Ben onu tanımıyorum yeni mi?"

"Dalga mı geçiyorsun kızım doğru düzgün anlat"

"Allah'ım yaa! Oğlum anlatıyorum işte malı Arap Faikten aldım"

"Ohaa iyi denk gelmiş. Ama gencecik güzel kızsın uyuşturucu ile ne işin var?"

Aynanın karşısına gidip bakıyorum. Ayna karşısında elimi yüzümü cekistirirken,

"Kim.. ben güzel. Valla komiser yakın zamanda bir göz polikliniği tavsiye ederim hipermetropun azmış seni. Bak bakalım oradan nasıl görünüyorum"

"Haklısın sanırım buradan çirkin görünüyorsun"

"Demekki 4 metre yakından görünmem lazım insanlara. Ayrıca uyuşturucu ne alaka ya! Ben bu suçlamayı kabul etmiyorum. Avukatımı istiyorum!"

Ellerimi dizime koyup susuyorum,

"Allah'ım kafayı yiyeceğim kızım sen malı Arap faikten aldım demedin mi? Hem bu adamlarin derdi ne seninle?"

"Hee sen o malı diyorsun. Yok oğlum son transporttaki kargo tam bir maldı. Ne var sanki beş saat araba bagajında altı yedi saat uçak kargosunda yolculuk ettirdiysem. İner inmez müşterinin boynuna atlayıp ağlamaya başladı. Mal!"

"Sen insan kaçakçısı mısın?"

"Ne alaka komiser ya! Ben bir nevi seyahat acentesi sayılırım. Sen bu ülkede insanların minibüslerde nasıl tıklım tıkış metrolarda nasıl balık istifi gittiğini biliyor musun? Onların yanında ben konforlu bir yolculuk yaptırdığımı bile söyleyebilirim"

"Peki acente kız. Umarım başımızı yeteri kadar derde soktuğun için bir miktar misafirimiz olacağını söylememe gerek yoktur"

"Ama neden komiser?"

"Ölmemek için olabilir mi mesela? Bu arada bana iki de bir komiser deyip durma!"

"Peki komiser ama ölmemek isteyen de kim?"

"Ne yani ölmek mi istiyorsun?"

"Neden olmasın. Şöyle manzarali bir tepede hiç te fena olmaz hani"

"Ne değişik kızsın sen ya!"

"Sen ne değişik oğlansın?"

"Oğlan?"

"Ya adam işte erkek olanından. Gözler lens mi?"

"Benim mi?"

"Yok Arap Faiğin. Bilader iyi adamsın da biraz kıtlık var sanki. Evet senin?"

"Evet nereden bildin?"

"Hipermetrop için olanından diye tahmin ettim. Yoksa mavi gözlü kumral dalgalı saçlı 1.80 boy en fazla 70 kilo ve kaslı vücudunla alakalı olduğu için değil hani bir de centilmen bir çocuksun hani. Sahi sen nereden tanıyorsun onları ya da onlar seni işte ne biliyim canım iyi bir samimiyet var aranızda"

"Silahı gömmeden önceki zamanlarda bir miktar vakit geçirmişliğimiz var"

"Silah mı gömdün?"

"Silahlar. Onlarcası bir kaleyi fethedebilecek kadar"

"Neden?"

"O istedi"

"Nerede şimdi"

"Silahlarımın yanında"

"Kim yaptı"

"Mezar taşı"

Anlam aramak için sadece uzun uzun bakıyorum.

"Onu toprağa vermeden intikamını aldım. Tüm bedenini 70 tonluk preste ufaladım ve mezar taşı kalıbının içine koyup beton döktüm"

"Oha! O zaman oldu haaaadi bana müsade" ayağa kalkacağım sırada,

"Hiç bir yere gitmiyorsun. Ben git diyene kadar!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Saçma Bir Mafya HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin