Senin Hakkında Her Şey

3.6K 382 213
                                    

Little Mix - Little me

Keşke şimdi bildiklerimi önceden de bilseydim

Bir şekilde geriye dönüp kendi tavsiyemi dinlerdim

"Dudakların leziz."

Sessiz mırıldanışımı duyduğunda yüzünde ufak bir sırıtma oluştu. Eğilip tekrar dudaklarını öptüm. O karşılık vermese de bunu yapmaya devam edecektim. Çünkü canım tatlı bir şeyler istiyordu ve onun dudakları bu ihtiyacımı karşılayacak cinsten bir tada sahipti.

Tam da bu yüzden kucağına yerleşmiş, hâlâ partileyen insanların arasında olmamızı umursamadan öpüyordum onu. Bu benim için farklı bir deneyim gibi hissettirmeliydi sanırım ama sarhoşluğun etkisiyle pek bir şey düşünemiyordum. Tüm ilgimi ona vermiş durumdaydım.

"Bu kadar yeter." derken elleri belimi buldu ve beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. Homurdanıp mızmızlanarak reddettim onu çabucak.

O odada işimiz bittiğinde karnımın üzerindeki ıslaklığı yalayarak silmiş ve kıyafetlerimi giymeme yardım etmişti. Uykuma yenik düşmemiştim. Bu yüzden istediğim gibi alt kata dönüp partiye devam ediyordum. Ama bu sefer Taehyung'un kucağında, ait olduğum yerdeydim. Onu öpüyor, ara sıra istekle kasıklarına sürtünüyordum.

"Çok fazla sarhoşsun. Eve gidelim artık."

Kafamı iki yana salladım bu sefer. Henüz eğlenememiştim ki! Hem daha asıl parti başlamamıştı. Henüz Taehyung'u dans pistinin ortasına çekip orda doya doya öpememiştim. Herkese göstermek istiyordum onu.

Bakın diyecektim bakın bu benim ruh eşim ve ben doya doya öpüyorum onu.

Müzik değişti. Çok yüksek sesli ve fazla hareketli bir şey çalmaya başladı. Bağırarak eşlik edenleri izlerken Taehyung'un dudaklarını öpmeye ara vermiştim. Kapanıp açılan renkli ışıklar şarkıyla uyumlu bir şekilde hareket ediyordu.

"Dans edelim." derken tek bacağımı indirdim ve sendeleyerek ayağa kalktım. Alkol etkisini kaybetmemişti. Hatta orgazmla beraber daha fena bir hâl almış gibi hissediyordum. Elini tuttuğum Taehyung birkaç saniye tereddüt ederek yüzüme baksa da ısrar etmeme gerek kalmadan ayağa kalktı. Onu çekiştirdim ve birbirine dolaşan adımlarımı umursamadan dans pistine ilerledim.

Boş duran elimi kaldırıp arkamda Taehyung'u görünce bize yol açanlardan faydalandım. Pistin tam ortasına geldiğimizde onun elini bırakmış ve zıplayıp önüme düşen saç tutamların geri atarak eğlenmeye başlamıştım.

Taehyung bana eşlik etmiyordu ama yüzünde ufak bir sırıtma ile beni izliyordu. Elimi yanağına koyup eğilmesini sağladım ve gözlerinin içine bakarak şarkıya eşlik ettim. Elini belime götürdü. Ordan kalçama inen dokunuşu gözlerimi kısmama neden oldu. Hâlâ hassas ve dokunuşlarına muhtaç hissediyordum.

Etimi sıkıp bıraktığında bedenimi onun bedenine yasladım. Bundan kesinlikle şikayetçi değildi. Ona yakın olmamı seviyordu. Tıpkı benim gibi.

"Liderim, Jungkook, alın."

Minho'nun iki elinde tuttuğu bardakları bize uzattığını görünce elimi uzattım ancak arkamdan geçen birisi bana çarpınca sendeledim. Taehyung sıkıca tutmasaydı beni muhtemelen çoktan yere yapışmış halde olacaktım. Bu düşünceyle güldüm.

"Teşekkürler Nino!" diye bağırdım tüm sesimle. Bardaktaki lezzetli şeyi tek dikişte bitirdim. Taehyung gülerek "Minho onun adı." dedi ama ben çoktan farklı bir şeye odaklanmıştım.

there you are Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin