Dalgın dalgın yürürken biri beni durduruyor, bakıyorum kim olduğuna.
Buz Prens.
Şaşırıyorum, dudaklarımın kenarları yukarı kıvrılıyor.
"Wakatoshi-kun?"
"Neden o gün öyle dedin?"
Bir anda bunu sormasıyla tüylerim ürperiyor, sesi çok güzel.
Tekrardan âşık oluyorum ona.
"Gerçekleri söyledim," deyip omuz silkiyorum. Kız ya da erkek herkes bize bakıyor, Buz Prens'le konuşmak kolay bir şey değil.
Canavar, Buz Prens'le konuşuyor.
"Tendou, sen canavar değilsin."
Gözlerim parıldar gibi oluyor, duyduklarıma inanamıyorum.
Sen canavar değilsin.
"Öyleyim, Wakatoshi-kun. Sen de benden ürkmüyor musun?"
"Hayır, neden ürkeyim ki?"
"Herkes bana canavar der, Wakatoshi-kun."
"Bana da Buz Prens diyorlar, öyle dediler diye öyle mi oluyorum?"
"Hayır, ama..."
"Bir daha sana bunu yapmalarına izin verme."
"Hak ediyorum," demek istiyorum.
"Ben bir canavarım," demek istiyorum.
O an diyebileceğim bir sürü şey var ama gözlerinin yeşilini izlemekten başka bir şey yapamıyorum.
Her saniye ona daha da âşık oluyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ice prince and the monster - ushiten
FanfictionUshijima Buz Prens olarak anılırdı, Tendou ise Canavar. [bxb] [haikyuu ushiten fanfic] [angst]