2

845 99 25
                                    

Tony eşyalarıyla birlikte bahçeye çıktığında gerçekten ne beklemesi gerektiğinden emin değildi. Mark 43'ü taşıyan çantanın sapını sıkıca kavradı. Asgardlıların karşısına zırhıyla çıkmak istememişti, bu aslında Thor'un önerisiydi. Sonuçta o bir misafirdi, savaşa gitmiyordu.

"Heimdall!" diye bağırdı Thor gür sesiyle. "Hazırız."

Hiçbir şey olmadı. Tony'nin gözleri bir anda tepelerinde dönmeye başlayan iki kargaya çevrilmişti.

"Hey, ışınlanırken şu kargalar da ışınlanmaz değil mi?" diye sordu merakla.

"Onlar babamın kargaları." dedi Thor sanki bariz bir şeyi söylüyor gibi. "Huginn ve Muninn."

Tony anlamamış bir şekilde gözlerini kırpıştırdı. Anlaşılan kargalara da güvenemeyecekti artık! Besle kargayı oysun gözünü deyimi aniden bambaşka bir anlam kazanmıştı.

Bir anda göz kamaştırıcı bir ışık duvarı etraflarında belirdi. Tony nefes alışverişini kontrol altına almaya çalıştı. Asgard atmosferini sormak hiç aklına gelmemişti! Gerçekten! Ancak Jane orada yaşayabiliyordu değil mi? Ya da yer çekimi nasıldı? Tek bir adımda uçabilir miydi?

Thor onu omzundan kavradı. Bunun için memnundu açıkçası çünkü Thor'un eli giderek hızlanan beynini gerçekliğe bağlayan tek şey olmuştu. Bir anda hafiflediğini hissetti. Hemen ardındansa sanki görünmez bir güç onu yukarı çekmeye başlamıştı.

Etraflarını saran ışık çeşitli renklerde yanıp sönüyordu. Işığın ötesinde yıldızları ve galaksileri belli belirsiz gördü. Ancak her şey o kadar hızlıydı ki! Ne olduğunu anlayana kadar ayakları yere basmıştı bile. Ancak inişi pek zarif olmamıştı. Bir an dengesini bulamadı neyse ki Thor onun kafa üstü çakılmasını engellemişti.

Önünde beş kişi dikiliyordu. En öndeki oldukça koyu tenliydi, uzun boyluydu ve kafasında kocaman bir miğfer taşıyordu. Ancak Tony'i asıl etkileyen şey kehribar rengi gözleri olmuştu. Adam zarifçe kafasını eğerek selam verdi.

"Hoş geldin Thor. Hoş geldiniz Midgardlı Stark."

"Hoş bulduk Heimdall." dedi Thor. Tony ise ne diyeceğini bilememişti. Bir şey demeli miydi? Yoksa eğilmeli miydi? En sonunda hafifçe kafasını eğmekte karar kıldı. En güvenli seçenek bu gibi gelmişti.

Bu sırada kalan dörtlüden üç tanesinin Thor'a sarıldığını gördü. Dördüncü ise bayandı, Thor onu elinden zarifçe öpmüştü. Thor Tony'e döndü ve sırasıyla arkadaşlarını işaret etti.

"Dostlarımla tanış Tony. Leydi Sif ve Üç Savaşçılar: Volstagg, Fandral ve Hogun."

Tony hepsinin tek tek elini sıktı. Tanışmayı bitirdiğinde eli hala tek parça olduğu için mutluydu. Sif ve Savaşçılar yanlarında gelen eşyaları yüklenirken Thor ve Tony Bifrost'un yerine yapılan yapıdan çıktılar. Tony ilk kez Asgard'ı gördü.

Şehre giden yol camdan gibiydi ancak cam çeşitli ışıklarla parlıyordu. Şehrin tepesindeki yapı ise sırt sırta verilmiş iki tane eski mızıkayı andırıyordu, açıkçası Tony yapıyı başka bir şeye benzetememişti. Yapı som altından yapılmış gibi parladı. Gerçekten de altından yapılma olmasına şaşırmazdı doğrusu.

"İyi misin Tony?" diye sordu Thor bir yandan sırtını patpatlarken. Arkasındaki arkadaşları ise kıkırdıyordu. Tony yutkundu ve hafifçe kafasını salladı. İlk defa bir uzaylı şehri görüyordu tabi ki iyi değildi! Bu-bu müthişti!

"Oraya kadar yürüyecek miyiz?" diye sordu. Thor kahkaha attı.

"Ben uçabilirim ama senin gelişin şerefine normal yollarla gideceğiz." dedi ve bir ıslık çaldı. Tony aniden yanlarına belirlen atlara baktı. Zaten oradalar mıydı yoksa ıslık çalınca mı gelmişlerdi?

Yıldız IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin