Hogwarts || vrosé [ARA VERİLDİ]

0.3| Hagrid

●

"Baykuş mu? Bir kediyi tercih ederim." Chaeyoung etrafındaki insanlara garip garip bakarken konuştu. Hagrid eve gelince herkes ondan korkmuştu, ama sonra durumu açıklayınca az çok rahatlamışlardı. Hagrid Hogwarts'ın varlığından ve verilen derslerden bahsetmişti. Müdür Albus Dumbledore, öğretmenlerden, hayaletlerden ve bir çok benzeri şeyden bahsetmeyi de unutmamıştı. Bunların hepsi Park ailesinin kulağına çok cazip gelmişti. Chaeyoung'un Hogwarts'a gitmesini hoş görmüşlerdi lakin Bay Park ve Bayan Park'ın bir şartları vardı: Hagrid'in ne pahasına olursa olsun Chaeyoung'u korumalarını istemişlerdi ve Hagrid bunu kabul etmişti.

Haftaya Hogwarts başlayacaktı, bunun için Hagrid, Jisung ve Chaeyoung şimdi alış veriş yapıyordu. Hagrid, Chaeyoung ve Jisung'a Hogwarts'a evcil hayvan getirmenin öneminden bahsediyordu. "Baykuşu küçümseme Chaeyoung, inan bana bir çok yararını görürsün. Mektup konusunda cidden çok işe yarıyorlar. Hem Harry Potter'ın da bir baykuşu vardı." Chaeyoung omuz silkip asa dükkanına girerken konuştu. "Ama ben Harry Potter değilim Hagrid." 

Chaeyoung sarı saçlarını geriye atarken girdiği dükkana baktı. Burası da neresi diye düşünürken birden Ollivanders Park Chaeyoung'un karşısına çıktı. Chaeyoung korkudan bir iki adım geri giderken Hagrid ve Jisung da içeri girmişti. "Selam Ollivanders." Ollivanders gördüğü kişiyle gülümserken Jisung karşısındaki yaşlı adama garip garip bakıyordu. "Ah Hagrid, hoş geldin. Seni buraya hangi rüzgar attı?" Hagrid işaret parmağıyla Chaeyoung'u göstererek "Onun için buradayım." dedi. Ollivanders Hagrid'in göstediği yere baktı. Gördüğü kişiyle gülümsemesi büyüdü. "Ooooo Park Chaeyoung sizi görmek bir şeref." Chaeyoung bu yaşlı adamın onu nerden tanıdığını düşünürken Hagrid konuştu. "Ona bir asa verir misin Ollivanders?" Ollivanders başını sallayıp merdivenlerden çıkarken Chaeyoung konuştu. "Nasıl yani ben kendi asamı seçmeyecek miyim?"

Ollivanders eline aldığı bir kutunun içinden asayı çıkartırken konuştu. "Asa insanı seçer Bayan Park." Yere inip elindeki asayı Chaeyoung'a uzattı. "Bu asa 39.5 cm uzunluğundadır. Çok ince bir asadır, ceviz ağacından yapılmıştır ve özü ejderha yürek lifidir, özeldir." Chaeyoung asayı eline aldı. "Yapman gereken tek şey asayı sallamak o kadar." Chaeyoung asayı sallayınca en yukarda bulunan kutular yere devrilmişti. "Hayal kırıklığı, olacağını zannetmiştim. Başkasını deneyelim." Ollivanders Chaeyoung'un elinden asayı aldı ve kutuya koydu. "Her asanın kendine ait bir gücü vardır," Ollivanders merdivenlerden tekrar yukarıya çıkarken konuşmayı da unutmuyordu. "Her asa güçlüdür fakat asalar yapıldığı maddeye göre gücü değişir. Her asanın bu yüzden gücü farklıdır. Bazıları çok güçlü iken bazıları diğerine nazaran daha zayıftır." Ollivanders elidenki asayı Chaeyoung'a uzattı. "31 cm uzunluğundadır ve huş ağacından yapılmıştır. Özü ise tek boynuzlu at kılıdır. Esnek bir asa değildir, oldukça katıdır. Özellikle savunma büyülerinde iyidir." 

Chaeyoung asayı salladığında bir çok kutu tekrar devrilmişti. Ollivanders büyük bir umutsuzlukla asayı Chaeyoung'dan aldı. "Başka bir asa gerek."